- Kategori
- Güncel
Ellerim bahar kokuyor
Bugün pazar...
Sıfır bir gün hiç kullanılmamış. Buyrun diyor yaratan kullanın tadını çıkararak. İster tembellik yapın uykunun koynuna bırakın kendinizi ne doğuşunu izleyin günün ne de kırağı düşmüş yeşil üzerinde pırlantaya dönüşen o mucizevi görüntüyü...
İstersen bırak geceden sabaha döne döne uyuduğun yatağını, usuldan aç gözlerini hatırla;
Bugün pazar.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömründe ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
Dizelerini anımsayarak...
Cıvıl cıvıl kuş seslerine açtım kapımı, kocaman bir nefes aldım bahar içeri girdi.
Yeşile uyandım, gece yağan kırağının o bitkiyi ve toparağı besleyen o görüntüsüne uyandım...Uzandım benim gibi erken uyanan papatyalara üçü beşi birlikte geldi ellerime...Kokladım bahar koktu ellerim.
Salkım söğüt nazlı nazlı salınmakta, hafta içi fesatlanarak bırakıp gittiğim bu güzel yer bu gün benim, iş güç yok istifa ediyorum ev işlerinden,
Hakkını vermeli günün değil mi ama... E hafta arası da hafta sonuna havale ederek işleri sonun da bir gün baharı yaşayan kadının kadının çöp evi diye izlersiniz beni ellerinde demet demet papatya, ceplerinde limon greyfurt, ağzında son dilimini yediği mandalini ile.
Gözleri ışıl ışıldır, yanakları al al daha bir gençtir şimdi ve
- Hiç pişman değilim der, yine yapacağım...
Ne kadar da uçtum değil mi? Ben masumum suçlu bahar ve bahçe, pırılpırıl gökyüzü ve pazar...Ben masumum.
Şimdi sizler de bu yazıyı okuyarak suça iştirak ettiniz, kaçmayın... tutuklayın bakın kaçıyorlar yetişin polisss polisss... ve suçlu sevgili Nazım Hikmet o coşturdu beni delili okuyarak beni bekleyen pazarıma dönüyorum keyifle kocaman bir bardakta sıcacık, sırtımı güneşe vererek yudum yudum içeceğim hepimiz için...Boğazınızda bir sıcaklık yüreğiniz de bir hoşluk duyarsanız bilin ki sizin için içtiğim o yudumdan sevgi ile pazarınızda kalın efendim.
Ben çünkü oradayım...
Bugün pazar.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömründe ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldanmadan durdum.
Sonra saygıyla toprağa oturdum,
dayadım sırtımı duvara
Bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben...
Bahtiyarım...
1938 (Dört Hapishane'den
Sıfır bir gün hiç kullanılmamış. Buyrun diyor yaratan kullanın tadını çıkararak. İster tembellik yapın uykunun koynuna bırakın kendinizi ne doğuşunu izleyin günün ne de kırağı düşmüş yeşil üzerinde pırlantaya dönüşen o mucizevi görüntüyü...
İstersen bırak geceden sabaha döne döne uyuduğun yatağını, usuldan aç gözlerini hatırla;
Bugün pazar.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömründe ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
Dizelerini anımsayarak...
Cıvıl cıvıl kuş seslerine açtım kapımı, kocaman bir nefes aldım bahar içeri girdi.
Yeşile uyandım, gece yağan kırağının o bitkiyi ve toparağı besleyen o görüntüsüne uyandım...Uzandım benim gibi erken uyanan papatyalara üçü beşi birlikte geldi ellerime...Kokladım bahar koktu ellerim.
Salkım söğüt nazlı nazlı salınmakta, hafta içi fesatlanarak bırakıp gittiğim bu güzel yer bu gün benim, iş güç yok istifa ediyorum ev işlerinden,
Hakkını vermeli günün değil mi ama... E hafta arası da hafta sonuna havale ederek işleri sonun da bir gün baharı yaşayan kadının kadının çöp evi diye izlersiniz beni ellerinde demet demet papatya, ceplerinde limon greyfurt, ağzında son dilimini yediği mandalini ile.
Gözleri ışıl ışıldır, yanakları al al daha bir gençtir şimdi ve
- Hiç pişman değilim der, yine yapacağım...
Ne kadar da uçtum değil mi? Ben masumum suçlu bahar ve bahçe, pırılpırıl gökyüzü ve pazar...Ben masumum.
Şimdi sizler de bu yazıyı okuyarak suça iştirak ettiniz, kaçmayın... tutuklayın bakın kaçıyorlar yetişin polisss polisss... ve suçlu sevgili Nazım Hikmet o coşturdu beni delili okuyarak beni bekleyen pazarıma dönüyorum keyifle kocaman bir bardakta sıcacık, sırtımı güneşe vererek yudum yudum içeceğim hepimiz için...Boğazınızda bir sıcaklık yüreğiniz de bir hoşluk duyarsanız bilin ki sizin için içtiğim o yudumdan sevgi ile pazarınızda kalın efendim.
Ben çünkü oradayım...
Bugün pazar.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömründe ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldanmadan durdum.
Sonra saygıyla toprağa oturdum,
dayadım sırtımı duvara
Bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben...
Bahtiyarım...
1938 (Dört Hapishane'den