Elma satıp, Bilgisayar almak

İthalat' ın dışardan mal satın almak ve İhracat' ında dışarıya mal satmak olduğunu hepimiz biliyoruz. Biliyoruz da el değiştiren ürünlere baktığımızda ya günümüzü yaşayıp gelecekte ne olursa olsun diyoruz veya elimizden bir şey gelmemenin çaresizliği içindeyiz. Oysa toplumca yapacağımız çok basit bazı şeyler var, örneğin şu tüketim çılgınlığımızı biraz gözden geçirebiliriz.

Bir ülkede temel Ekonomik faaliyet çoğunlukla Tarım ve ona bağlı sanayi kolları üzerine kurulmuş ve ülkede piyasa değeri daha yüksek ürünlere talep gösteriyorsa, ayaklar hep yorganın dışında kalacak yani hep dış ticaret açığı vermek zorunda kalacaktır. Ticaret açımızı arttıran en büyük gider kaleminin petrol ve yan ürünleri olduğunu, Dünya petrol rezervleri azaldıkça petrol fiyatlarının sürekli artacağını kabul edersek, petrol arama giderlerini göze alıp Türkiye sınırları içinde petrol kaynakları bulamadığımız veya alternatif enerji kaynaklarına yönelme ve bu alternatif enerji kaynakları ile çalışan araçların sanayisini geliştirmediğimiz sürece maalesef pamuklu dokuma, meyve sebze,hayvancılık ürünleri ihracatı gibi gider karşısında geliri çok az olan bir ticaret anlayışı ile açığın giderek artması kaçınılmaz olacaktır.

En basit şekliyle anlatılırsa Limanlarımızdan kalkan bir geminin yükünün parasal karşılığı, dışardan gelen bir gemin yükünün parasal karşılığına eşit veya fazla olması gerekmektedir. Aslında en temel sorunlarımızdan biri de daha çok Tarım ve hayvancılık yapıp, dışardaki sanayi üretiminin tüm yeniliklerini takip eden, reklamlarla evimize kadar ulaşan yeni sanayi ürünlerine yoğun ilgi göstermemizdir. Türkiye kısa zamanda gelişmiş ülkelerin tarımsal ürün taleplerini karşılayan büyük bir tarım ülkesi ve bu ülkelerin ürettikleri ürünlerin çok iyi bir tüketicisi olma özelliğini değiştirmelidir. Saygılarımla...