- Kategori
- Aile
- Okunma Sayısı
- 2000
Elveda Baba!

Elveda baba, sen hep bizimlesin anne!
Sen, şimdi kabrindeyken geceleyin
O uzak yerde, sessiz ve derinde
Parlarken ay ve yıldızlar tepende
üzerine serdiğim bayrak gibi
Bilesin ki daha çok senin soluğundur
duyduğum ses ve aldığım nefes
Elveda baba
Nasıl bilebilirdim sen ölmeden, ölümün sana da yakışabileceğini... O zorlu, yer yer hırçın dalgalı, az huzurlu ve çok namuslu yaşamını asude bir huzur okyanusuna taşıyabileceğini… Mümkün olsa, o siyahi mor okyanusun tenha bir kıyısında, gece-gündüz demeden, çıplak ayakla hep beklemek isterim, paçalarım sıvalı...
Ama ne zor yine de,
bir başına düşünmek şimdi seni,
Daha da zoru, arkanda
Boynu bükük, yetim bıraktıklarını
Savunduklarını ve değerlerini
Gittin gideli, yıkık bir çocuk bahçesi gibidir artık yüzüm. Mamurken etrafını çevirirdi sert ve sağlam duvarın. Pek belli edemesem de seni çok sevmiştim! Sen de sevgini açıktan pek belli edemezdin. Çünkü çok küçük yaşlardan beri hem öksüz hem yetimdin! Yoksa şimdi yıkık bir duvar mısın oralarda ?
Dimdikti o duvarın yaşamında oysa ki: Yalancı, dolan(dırı)cılara, rüşvetçi ve kötülere, arsızlara karşı… Ama iyileri, dürüstleri ve güçsüzleri görünce de hemen yıkılıveren… Adaletin küçüldüğü, suçluların büyüdüğü, haksız beraatlar arttıkça suçluların değil, vicdanlarda yargıçların hüküm giydikleri yerlerde, çok istisnai, geçit vermez bir set gibi yükselen duvarın…
Biliyorum o duvarın artık yıkık, kırık ve dökük
Belki de
un ufak olsa daSen oralardasın
Tıpkı doğum öncesi gibi
Huzurlu bir sonsuzluktasın
Ve ışıklı ruhun gezinmekte
En zor cebir problemlerinin
Bilmem kaç hamle sonrasının satranç karelerinin
Ve en adil dava kararlarının olduğu yerlerde...
Yoksa artık geceleri gökyüzünde
o çok sevdiğin ve iyi bildiğin
yıldızlardan biri misin (*)
Tanrı öylesi keskin ve işlek bir zekâ vermişti ki sana. Şanssızlıklarının yer yer gölgelediği ama damlalarının bile bizleri -onurlu ve namuslu bir yaşamla- taçlandırmaya yettiği bir zekâ… Son yedi yılında o sinsi ve amansız Alzheimer'ı bile asilce dost edinen bir zekâ
...Yaşam, zamanın ve mekânın sonsuzluğu içinde
Bir parantez ise aslında
Senin parantezin büyük oldu ve köşeli
İçi dopdolu ve heybetli
Kapandı kapanmasına da
Bak şu işe ki, üç aşağı beş yukarı
Şanlı Cumhuriyetiminkiyle eş anlı
Kapanan sadece o parantezler midir? Sonrasında da hep düşüneceğim. Yenileri sağda, solda filizlenerek açılıp kapandıkça hep düşüneceğim! Ömrüm elverdiğince…
Dilerim ki hiç bilmezsin, ne denli hüzünlüyüm. İnan, kendimle de seni artık hiç üzmeyeceğim. Ve inan, bana yeni bir derstir ölümün. Söz, artık hiçbir dersten de sıkılmayacağım!
Ey toprak, ey ışık, ey sonsuzluk
Son sözüm size,
açın kollarınızı elinizden geldiğince
ona da, babama da
Ve onu emanet alın.
Yeni duvarı mermer kabri olsun!
İşte bu son isteğimle de
Son kez, sana "Elveda baba!"
İ. Ersin Kabaoğlu
19 Mayıs 2012
(*) O, doğa gibi; zorlu, yer yer hırçın dalgalı,
mahzun ve asil hayatında yaşananları, tüm olup bitenleri - kendi sınırları içindeki - görkemiyle Vangelis'in Anthem klibi ne kadar yansıtır bilemem!Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.
Bu blog Editör'den Öneriler alanında yayınlanmıştır

başın sağolsun ersin arkadaş, çok güzel yazmışsın, ben de babamı kısa süre önce kaybettim. bir yazını daha tesadüfen okudum.bugün (11.08.2012) iyi yakalamışsın konuyu, genç nesiller bizden sonra herhalde böyle yazışmalarıda bilmeyecekler. mesajlar,twıtler,vs... insan ırkının bu belkide sona yaklaşması, duyguyu ifade şekli,haberleşme,şiirsellik kalıp değiştirmiş gidiyor. bizler 80 gençliği çok şansız bir gençlikmiş gerçekten. bastırılmış bir gençlik belkide şimdi bazı şeyleri farketme şekli bir şans olabilir.ama kime neye yaradı. her şey gönlünce ve hayallerinin gerçekleşmesi dileği ile Muzaffer ŞAHİNÖZTÜRK,Kırklareli
Şahin 11.08.2012 12:14- Cevap :
- Sizin de başınız sağ olsun Şahin bey kardeşim. 7 yıldır Alzheimer'lı olan -ama onu da son derce saygın bir tarzda yaşayan- babamın vefatı aslında beklenen ve sıralı bir vefattı. "Biz erkekler asıl babaları ölünce ölmeye başlarız" diye bir söz var ya hem o duyguyu yaşadım hem de (hastalığı nedeniyle son 7 yıldır bir çocuk gibi saftı) bir babayı ve bir çocuğu aynı anda yitirmiş gibi hissettim. Bu iki durum beni doğal bir "yas"ın ötesinde sendeletti! Doğal,rutin dinsel seromoni acımı dindirmekte yetersiz kaldı. Bu durum bende onun hayatımdaki yerini ve temel kişilik özelliklerini ön plana alan veda şiirini kaleme alma isteği uyandırdı.Onu yazdıktan ve gelen değerli yorum ve mesajları dolu dolu yanıtladıktan sonra acımın biraz daha dindiğini hissettim. Doğal yas sürecinin bilinen aşamaları var. İlkin 'Şok/inkar dönemi'ni, ardından 'kendine ve yakınlarına yakarma, hatta suçlama ve yaşam filmini geri sardırma aşamalarını takiben şu sıralar buruk bir özlem ve anılarla yaşatma evresindeyim.Slm 11.08.2012 23:11
Yokluğu düşünmek bile bana acı veriyorken onu yaşamak nasıl zordur sizi anlayabiliyorum.Allah rahmet eylesin Ersin Bey.Selam ve sevgiler...
Nuray Ors 17.06.2012 3:04- Cevap :
- Evet, değerli 'Lilacan' yazarım. Aynı söylediğiniz gibi... Ardında kalan, giderek buruk bir 'özlem duygusu'na dönüşen aci, hüzün ve derin bir boşluk duygusu... Hele de bu özel günde, 'Babalar gününde'! Evet, dingin bir sonsuzluga uzanan bir yolculuk... Bir anlamda da's(öz)'ün bittiği, öz'ün sonsuzluğa uzandığı an... Derin bir tevekkül hali... Hele de -sözün en sade anlamıyla- tüm 'iyi babalar' gibi aşırı dürüst, çalışkan, özverili bir baba ise... Bu arada sizin, değerli Nil Alaz arkadaşımızın konu ile ilgili blog yazısının altında da taziye yorumunuz vardı. Onu da unutmadım. Tanrı size, yakınlarınız ve sevdiklerinizle birlikte uzun, mutlu ve huzurlu ömürler versin... 17.06.2012 14:30
Ersin Bey, başınız sağ olsun, Allah babanıza rahmet eylesin… 28 yıl önce bir Mayıs ayında ben de kaybettim babamı, ne var ki, o bende kayboldu, kardeşlerimde kayboldu… Babalar ve anneler, evlatları ve evlatlarından birer parça varolduğu sürece, bir yarılarıyla varolmaya devam ederler beşeri âlemde… Ölüm, gerçekten de Mevlana’nın dediği gibi ‘Düğün gecesi’ olmalı, eğer bir oğul bu kadar güzel paylaşmışsa duygularını… Tekrar Allah’tan rahmet diliyorum, görüşmek üzere, sevgi ve saygılar…
Rıza Üsküdar 15.06.2012 22:12- Cevap :
- Acimi paylasan bu degerli yorumunuza icten tesekkurler degerli Riza bey. Evet, hem bizlere kattiklari degerlerle hem de aktardiklari genlerle bizler de yasamaya devam ettiklerini dusunebiliriz can veren can babalarimizin, annelerimizin... Mutlak bir "huzura durus" anlaminda ise Mevlânâ "dugun gecesi" tanimiyla hakli olsa gerek! Saygilar, esenlikler ve dost selamlarimla... 16.06.2012 10:21