Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Kasım '15

 
Kategori
Kitap
 

Elveda Lasinya

Elveda Lasinya
 

ELVEDA LASİNYA


Lasinya güzel bir kadın. Türk değil yabancı uyruklu. Bir neyzen bakışlı Türk delikanlısının gönlünü tarumar etmiş sevdasıyla. Öyle bir sevda ki Mecnun’a, Ferhat’a, Kerem’e eş. Ne var ki nedendir bilinmez kaderlerinde yollarının ayrılması varmış ve hüzün sarı yapraklarını acımasızca dökmüş her ikisinin de üzerine. Vuslat arzusu yakmış yüreklerini koca bir yangın yerine çevirmiş her ikisinin de iç dünyasını.

Elveda Lasinya, Sibel Unur Özdemir’in yeni kitabı. Hikâye formatında gibi görünse de değil. Mektup tarzı. Mektuplar genelde mensur şiir usulünce kaleme alınmış. Kendisini tanımadan bu kitabı okusaydım bile bir şairin kaleminden çıktığından kuşku duymazdım.

Franz Kafka’nın Milena’ya mektuplarını okumuştum. Evli ve hasta bir kadına âşıktır Kafka, ona mektuplar yazar sürekli. Sıradan günlük hal hatır sormalar, kendisine dikkat etmesini öğütleyen dikkatli yakınlaşmalar, umutla umutsuzluk arası bir beklenti bulduğum çaresiz satırlar. Bana –arada bazı edebi cümleler, ifadeler olmasa- sıradan bir mektup gibi gelmişti nedense. İşin gerçeği çok sıkılarak okumuştum. Sonra Mehmet Nuri Parmaksız’ın Süveyda’ya Mektuplar’ını hem radyo programından dinlemiş, hem de Size dergisinde bir kısmı yayımlanınca oradan da ayrıca okumuştum. Orada coşkuyu, hüznü, sevinci, aşkın beşeri ve ilahî boyutlarını insanı sarmalayan bir şekilde yaşamıştım ve bir okuyucu olarak güzel bir mektup örneği ile karşılaştığımı düşünmüştüm.

Bendenizin “Alıcısı Olmayan Mektuplar” isimli kitabı da bir yıl önce yayımlandı. Mektup türünde kaleme aldığım bu kitapta ben de aşkı, zarafeti yücelme ve yüceltmeyi, gençliğin romantizmden habersiz oluşu karşısında onlara örnek teşkil edebilecek güzel ifadeleri sunmuştum okuyucuya.

Şimdi de Sibel Hanım’ın mektup tarzında kaleme aldığı Elveda Lasinya’yı büyük bir zevkle okudum. Çok güzel bir eser meydana getirdiği için peşinen kutluyorum kendisini. Öyle sanıyorum ki edebiyat dünyamızda kalıcı bir yer edinecek kendisine bu kitap da. Sibel Hanım tekrara düşmeden, duygulara gem vurmadan, aşkı basitleştirmeden fevkalade cümlelerle kaleme almış eserini.

Bazılarının devrik cümle için devrilmiş cümle tabirini kullanarak reddiyelerine rağmen Sibel Hanım çokça devrik cümle kullanmak suretiyle adeta şiirleştirmiştir eserini.

Kitabın benim açımdan dikkat çeken bir başka yönü ise, coşkun sevda ifadelerinin bir hanım yazar tarafından ve fakat bir erkeğin ağzından dillendirilmesidir. Burada ortaya çıkan bir bilinen durum da şudur ki, Ülkemizde son zamanlarda biraz daha mesafe kat etmesine rağmen hanım yazarların duygularını rahatça ifade edebilmeleri henüz pek kabul edilebilir değildir. Erkek egemen toplumlarda yaşanan bu baskı zinciri henüz yeterince kırılamamıştır. İşte zaman zaman bir cesaret örneği olarak ortaya çıkan bir kısım hanım yazarlarımız şu veya bu şekilde kısmi bir perdelemeyle de olsa kadının da duyguları olduğunu, sevmek ve sevilmek haklarının bulunduğunu ve bunu ifade etme özgürlüğüne sahip olduklarını kabul ettirmeye çalışmaktadırlar.

Bu yürekliliği gösteren yazar sayımıza arttıkça gerek nesirde gerekse şiirde daha güzel eserlerin ortaya çıkacağından kuşkum yok benim.

Kitabın ikinci bölümünde Lasinya’nın sevgilisi Nedim’e yazdığı mektuplar var. Sanki Nedim ismi de özellikle seçilmiş intibaı uyandırdı bende.

Dramatik olan yanı, Lasinya’nın hamile oluşu ve sebep ne ise ayrılmış olmalarına rağmen bunu Nedim’e söylememiş olmasıdır. Çünkü Nedim’in mektuplarında hiç sözü geçmez bu konunun. Neden Lasinya, mektuplara Nedimin’in sağlığında değil de öldükten sonra cevap yazar bunu da anlamakta biraz zorlandığımı ifade etmeliyim.

Kitabın final kısmı çok çarpıcı. Lasinya çok sevdiği ama ayrılmak zorunda kaldığı Nedim’in ölümü üzerine; onun sağlığında söylediği bazı sözlerden yola çıkarak, Mevlana’yı okuyarak, Kuran-ı Kerim meallerini okuyarak İslamiyet’i seçmiş ve Kelime-i Şahadet getirmek suretiyle ruhunu arındırmış ve sevdiği erkeğinde ruhunun haberdar olacağı inancıyla Müslüman olmuştur.

Sibel Unur Özdemir, kıvrak kalemi, coşkun duygu sağanağı, aşka saygısı ve bunu ifade etmekteki cesareti, yalın, anlaşılır ve iz bırakıcı ifadeleri ile seven yüreklere tercüman olmayı bu eseriyle başarabilmiş bir yazarımızdır.

Kendisini tekrar kutluyor, daha güzel eserlere imza atacağına olan inancımı muhafaza ettiğimi bilmesini istiyorum.

Yolu açık, Allah yâr ve yardımcısı olsun.

İsmet Bora BİNATLI

NOT: Değerli büyüğüm İsmet Bora Binatlı beyefendiye  “Elveda Lasinya” hakkında kaleme aldığı bu güzel yazısı için teşekkürlerimle

 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..