Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mart '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Emekçi Kadınlara

Senede bir görmediğim dostlar, merhaba.

Deste deste dermediğim güller, merhaba.

İnsan yerine dahi konulmadılar onlar. Bir balya pamuktan daha değersizlerdi. Çalıştıkları fabrikada yangın çıktı ve onlar dışarıdaki tüm insanları gözü önünde çığlıklar içinde yanarak can verdiler. Onlar fabrikada çalışan emekçi kadınlardı bazıları ise kız çocuğu.

Onlar karın tokluğuna çalıştırılan kölelerdi aslında.

Aradan yıllar geçti ve feryatlar içinde can veren bu kadınların feryadı duyuldu. Dendi ki onlar masum insanlardı ve o günü hiç unutmayalım. İşte o gün 8 Mart’ı gösteriyordu takvim yaprakları.

Matemli bir günün anılması ile başlayan bu gelenek ne yazık ki çiçek böcek günlerine dönüştürüldü. Artık 8 Mart bir matem anılması yerine kadınlara hediyeler verme yarışına dönüştü.

1 Mayıs nasıl işçi bayramından, piknik gününe dönüştürüldü ise 8 Mart da öyle oldu.

Yıl 1924, genç bir devlet ama yorgun insanlar. Öksüz, yetim yüzbinlerce insan. Henüz ekonomisi bile yok ya okuma yazma bilen kaç kişi? Dünyanın daha bir çok yerinde sanayi ve teknolojide gelişmiş bir çok devlet vardı ve onlar insan haklarından bahsediyorlardı ama insan olarak gördüklerinin haklarından. Kendilerini yönetecek olanları seçebiliyorlar ve seçilebiliyorlardı. Ama kimler sadece ve sadece erkekler.

İşte bu genç devletin başında genç ve devrimci bir cumhurbaşkanı, devletin kurucusu vardı. Gazi Mustafa Kemal.

Gaziydi çünkü savaşlarda yaralanmıştı. Savaşırken ulusunun kurtuluş mücalesini yürütürken cehpeye kağnılarla mermi taşıyan kadınları gördü. Erkeğinin yanında düşmana mermi sıkarken ona su taşıyan kadıları, iş atölyelerinde yaralılar için kabut bezi işleyen kadınları gördü. Gördü ki erkeklerin yüreklerinin titrediği yerde Kara Fatma çevresindeki kızları toplayıp düşmana baskınlar vermiş. Daha önceden de biliyordu zaten Erzurum’da Nene Hatun’ ve Aziziye tabyalarını. Halide Edip yanı başındaydı kurtuluş mücadelesi boyunca. Kadınlar toplanmıştılar ve sahibi oldukları tek kuruşu dahi bağışlamışlardı memleketlerinin kurtuluşu için. Feda olsun dediler, sadece feda olsun.

Memleketin kurtuluşunda bu fadakarlığı gösteren kadınlar bir gönül borcu olmalıydı. O dedi ki, nasıl savaşta erkeğinin yanındaysa şimdi de memleket kurtulmuş ve yeni devlet kurulmuş ise işte şimdi de herşeyde her zaman erkeğinin yanında olmalıdır bu kadınlar.

Dünyanın hiçbir yerinde yokken yani en medeni toplum diye kendileri ile övünenlerde dahi böyle bir şey yokken dedi ki kadınlarımız siz sizi yönetecek olanları seçiniz ve eğer siz istiyorsanız eğer yönetler olarak da seçiliniz.

28 Mart 2009 da seçim sandıklarının başına gideceksiniz ne eşinizin ne de babanınızın sizden hesap soramayacağı tek yer orası. Vicdanınızla başbaşasınız. Onların uygun göredükleri değil sizin seçtiğinizle yönetilmeyi hak ediyorsunuz. Özgür iradenizle seçiniz çünkü daha sonra hesap sorabilesiniz. Çünkü hesap sorarken beni aldattın deme şansına sahipsiniz o zaman.

Yangında ölen kadınların kemiklerini sızlatmayın. Onlar boşuna ölmüş olmasınlar.

Lütfen onları düşünün ve onların yaşayamadıklarını yaşayın. Çünkü size 1924 de Gazi Mustafa Kemal güvenmişti. Onun güvenini boşa çıkarmayın. Onların yaşamayadıkları sevinçleri onlar adına yaşayın bu gün. Bu gün sizin gününüz. Bu gün çiçek böcek günü değildir. Eğlenin gönlünüzce, eğlenin ama sizi kullanmalarına da izin vermeyin.

Emekçi kadınlar, siz emeğinizinden, ürettiğiniz işten, yetiştirdiğiniz çocuklarınızdan gurur duyunuz. Onlar sizin eserinizdir.

Gününüz kutlu olsun.

 
Toplam blog
: 71
: 606
Kayıt tarihi
: 18.12.08
 
 

1967 Yakacık doğumluyum. H.Ü. Edebiyat Fakültesi'nde 2 yıl öğrenimden sonra İ.Ü. Arkeoloji ve San..