Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '14

 
Kategori
Deneme
 

Emeklemekten emekliliğe...

Emeklemekten emekliliğe...
 

Eski Galata Köprüsü'nde satıcı bir çocuk


11 yaşında Heybeliada İlkokulu'nu bitirdiğim zaman Şişli'deki St. Michel Fransız Kolejini kazanmıştım. 
 
Babam Ada'dan bir kaç gün kalkıp erkenden okula gidip, akşama da döndükten sonra annem ile birlikte aldıkları kararlarını bana açıklamışlardı ; ''Okul çok uzak, sen ise hergün bu yolculuğa katlanacak kadar henüz yeterince büyük değilsin...'' 
 
Ertesi gün, Heybeliada Hüseyin Rahmi Gürpınar Lisesi Orta 1'e yazdırdılar. 
 
Meşhur yazarın isminin başharflerinden yola çıkarak, HeRGeLe idi herbirimizin adları.
 
''Neden göndermediler sanki?'' diye ukte falan kalmadı içimde, tek kelime de Fransızca bilmem, ayrıca öğrenmeye hiç heves de etmedim ama en sevdiğim parçalar nedense hep Fransızca slow'lar oldu.
 
Hayallerimde daima, kırmızı ufak bir spor arabanın içindeyim. Dışarıda yağmur yağıyor, silecekler durmaksızın çalışıyor ve fonda da tatlı Fransızca şarkılar. Yanımda kumral, ince zarif bir Fransız kız, Akdeniz kıyısındaki ıssız yollarda arabamızla turluyoruz.
 
Ben kumral ve esmer kızlar istedikçe, sarışın ve mavi gözlü kız arkadaşlarım oldu. 
 
Hadi oradan tutturamadık bari Paris'te Sen Nehri kıyısında bir romans yapayım dedim. Atladım Paris'e gittim ki hayatımın en büyük hayal kırıklıklarındandır. Yalnızlığın bu kadar ağır geldiği başka bir anım oldu mu doğrusu pek emin değilim.
 
Sen kıyısında, delikanlılar gitar çalıp şarkı söylüyor, yanlarında kızlar da hayran hayran bakışlarla  onları süzüyor ve ben de köprü üstlerinden onlara bakıyorum. 
 
Dipsiz kuyularda çınladı haykırışlarım, hüzün tünellerinde kaybolup, sonsuzluklarda yokoldum.
 
Bugün herkese çaylar benden, 'ilk emekli maaaşım'ı postaneden aldım.
 
18'den 48'e, tam 30 yıl çalışmışım. Dedem ilk defa sigortalı yapıp primimi öderken gülüyordum, ''Amaaan dede, ne emekliliği?'' diye. 
 
Hoooop işte geliverdim mi o sanki hiç yaşanmayacakmış zamanların, olmayacak adamı haline?
 
Ne yazık ki ne annem, ne dedem, ne büyükbabam, ne anneannem, ne babaannem hiç kimse göremedi, çocuklarının ilk emekli maaşını aldığı günü.
 
Emeklediğimi görenler, emekliliğimi göremediler. 
 
Bugünün anısına, sizlere en güzel Fransızca şarkılar eşliğinde eski İstanbul'u gezdireceğim.
 
Lütfen tıklayınız
 
 
Hamallar, büfeci, nohut pilavcılar, Eminönü- Kocamustafapaşa Otobüsü, abdest alanlar, İstanbul surları, Ayasofya, Topkapı Sarayı, yeniçeriler, Fatih Sultan Mehmet, çoban, Sahilyolu, Yedikule, Galata Kulesi, Rumeli Hisarı, top, gecekondular,Haliç, Kızkulesi, Üsküdar, Haydarpaşa, kayıkçılar, atlar, yılkı atı, çocuklar, salıncak, surdibi, Hristiyan mezarlığı, Dolmabahçe Camii, Boğaz, tekneler, Türk bandralı şilep, Beyoğlu, minare, tespih, Sultanahmet Camii, bahçevan, Üçüncü Ahmet Çeşmesi, tabut, sütçü, sucu, ak sakallı dede, Piyer Loti, mezar taşları, kayıkçılar, trafik polisi, Cumhuriyet Anıtı, Atatürk Kültür Merkezi, Hilton, Kapalıçarşı, Grand Bazaar, nargile, kahve, çay, kahvehane, fötr şapka, kaptan, dansöz, kuruyemişçi, manav, ciğerci, kasap, berber, Atatürk büstleri, Tamek, Komili, iskele vermek, Türkiye Cumhuriyet Ziraat Bankası,  martılar, yalılar, müezzin, ezan, kömür, atlı karınca, dönme dolap...
 
Toplam blog
: 344
: 1122
Kayıt tarihi
: 22.07.09
 
 

Okur yazarım. Okur yazarlıktan kastım, okuduklarımı yazmamdır ki, bu yazılarımı genellikle 'kitap..