Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

E. Kurmay Yarbay Mustafa Kemal Öztürk

http://blog.milliyet.com.tr/emeklibirsubay

06 Ağustos '08

 
Kategori
Siyaset
 

Emekli bir Tümgeneral anlatıyor: İran

Emekli bir Tümgeneral anlatıyor: İran
 

İRAN’LA İLGİLİ ANILAR, DÜŞÜNCELER

28 Temmuz gecesi ART televizyonunda Sayın Vural Savaş ve Erdal Sarızeybek’in katıldığı söyleşiyi izledim. Konuşmalar sırasında ABD nin önceleri AKP yi kapatma davasında, konuyu hukukçulara bırakır görüntüsü verirken, sonradan, özellikle bugünlerde ağız değiştirdiğini ve AKP ye açıkça destek vermeye başladığı belirtildi. Doğal olarak bu tavır değişikliğinin nedeni ,AKP nin kapatma davasında verilecek destek karşılığında İran’a karşı yapılacak bir harekat sırasında ABD ye kolaylık göstereceğine dair söz vermiş olması ihtimaline bağlandı. İnanılması güç ama doğru olabilir.Çok iyi bildiğiniz gibi, AKP bu konuda sabıkalı, kapatılmamak için ülkeyi küçük düşürme pahasına, en yetkili ağızlarıyla her önüne gelene şikayette bulundu, her önüne gelenden yardım istedi, şu halde bunu da yapabilir..Kapatılmaktan o kadar korkuyorlar ki, insan ister istemez kapatma olursa, AKP nin çok müşkül durumda kalacağını düşünmeden edemiyor..

Neyse, asıl sizlere duyurmak istediğim bu değil.Konu İran’la ilgili..Ben 1960 yılında Pilot Tğm. olarak katıldığım Hava Kuvvetlerinden 1993 yılında Tümg.rütbesiyle emekli oldum. Bu süre içersinde İran’a geçici görevle gittim, yurtdışı kurslarda birçok İran’lı subay tanıdım, kısacası İran ve İran’lılarla ilgili anılarım var..Zamanınızı almamak için bunlardan önemlilerine kısaca değinip sonra ne demek istediğimi özetlemek istiyorum.

1964 yılında, Kıbrıs Harekatı sırasında, <ı>dostumuz! ABD’nin uyguladığı ambargonun bizi sıkıştırdığı günlerde, Hava Kuvvetleri olarak, en çok yokluğunu çektiğimiz malzemelerin başında o zamanki F-84 savaş uçaklarının lastikleri geliyordu. O zamanın teknolojisi uçaklar her 3-4 inişte lastik değiştirmek zorundaydı.. O kritik harekat günlerinde lastiksizlikten neredeyse savaş uçaklarımızın tamamına yakını görev yapamaz hale gelmişti. İşte o günlerde İran, C-47 nakliye uçakları ile uzun süre ihtiyacımızı karşılayacak miktarda lastik gönderdi..O tarihlerde, kesin bir şey bilmemekle beraber, Diyarbakır’da 2 nci Tak.Hv.Kv.K. olan Hv.Korg.Mehmet Eziler’in, acil lastik ihtiyacını, arkadaşı olan İran Hava Kuvvetleri Komutanına duyurduğunu ve onun da hemen lastikleri gönderdiğini kendi aramızda konuşmuştuk..

1974 Yılında yine Kıbrıs Barış Harekatı sırasında muhtemel düşman hava saldırısına karşı koymak üzere Av birliklerini Batı ve Güneybatıdaki ileri meydanlara konuşlandırmıştık. Ancak, bu uçakların kullandığı hava savunma mühimmatı mevcutları son derece yetersizdi. Hava Kuvvetlerinde mühimmat ihtiyaç ve mevcutları günlük olarak ifade edilir. 2.75 inch Roket ve 12.7 mm makineli top mermisinden ibaret olan hava savunma mühimmatı mevcudu ancak birkaç günlük ihtiyaca yeterliydi. İşte yine o yokluk günlerinde İran’dan Kayseri’ye mühimmat yüklü bir tren geldi..Treni çok kullanılmayan özel hattan Kayseri Hava İkmal Bakım Merkezine aldık.. Hatırladığıma göre tren sabah erken saatlerde boşaltmaya hazırdı. İkmal merkezinde görevli erler,işçiler,astsubaylar,subaylar hep birlikte treni ellerimizle boşaltıp yükleri 20 km uzaklıktaki nakliye uçaklarının bulunduğu Erkilet meydanına ve oradan da C-130 ve C-160 uçakları ile ihtiyaç duyulan meydanlara gönderdik. Aynı gün öğle saatlerinde Türk Hava Kuvvetlerinin hava savunma mühimmat mevcutları, aynı günün sabahına göre en az 10 kat artmıştı..

İşte şimdi kendisini kapatma davasında desteklemesi karşılığında, AKP nin ,İran’ı da Irak gibi, cehenneme çevirmesi için ABD ye kolaylık gösterme ihtimali söz konusu..Böyle bir ihtimali düşünmek bile insanın kanını donduruyor..Bir ülke düşünün ki 499 km müşterek sınırınız var ama kendisine karşı bir harp planınız yok..Nato müttefiklerimize karşı var da ona karşı yok, çünkü ihtiyaç olmamış, ihtiyaç yok..Asırlardır korkmadan sırtınızı korkmadan dayadığınız bir dost olmuş..Her fırsatta bu dostluğunu göstermiş..Şimdi ABD burayı da Irak gibi kan gölüne, cehenneme çevirecek,binlerce masum insanı öldürecek ve <ı>Dünya barışını koruyacak.(kargalar gülüyor..).Ülkelerin rejimleri gelir geçer. Esas olan ülkenin kendisi ve halkıdır. İran’daki bugünkü idareyi, halk bilerek/isteyerek, veya en azından farkında olarak başa getirmedi ki..Biz (halkın çoğunluğu için söylüyorum) farkında mıyız başımızdaki idarenin bizi nereye sürüklediğinin..Nefesimizi tutup, 11 hukuk adamına ;”aman hakimim, yaman hakimim sen ne eylersen güzel eylersin kurtar bizi diye (içimizden) yakarıp durmadık mı?”

1991 yılında Adana/İncirlik’te ,bizim deyimimizle adı ; “Çekiç Güç” olan geçici Komutanlığın Türk Komutanıydım..O zaman normal (Irak’la ilgili) görev ve sorumluluklara ilaveten, beni en çok meşgul eden konuların başında ABD nin İncirlik’te gündeme getirdiği ve ısrarla istediği inşaat istekleriydi. Bu istekler içinde en çok dikkati çeken ,İncirlik Üssünde, aynı anda konuşlanabilecek, on bin kişiye hizmet verebilecek bir korumalı hastane ve commissary (alış veriş merkezi) inşaatıydı.O zamana kadar İncirlik’teki ABD nüfusu, geçici ve çok kısa sürelerle en çok 2-3 bin kişi olmuştu. On bin rakamı çok büyüktü..O zaman karargahımızda görevli bir Amerikalı subay bu tesislerin ileride ( 10-15 yıl sonra) İran’a yapılacak bir harekatta kullanılacağını (gayrı resmi olarak) söylemişti..Bu tesisler sonradan tamamlandı..Bu bize ABD nin enerji ve petrol kaynaklarına karşı Dünya çapında yürüttüğü saldırı ve tasallutun boyutu, sürekliliği ve vadesi hakkında fikir veriyor , yapılan işler dünden bugüne değil..

Bütün bunları İran’la ilgili bazı gerçeklerin bilinmesi gerektiğini düşündüğüm için açıkladım. Aslında,nedeni ne olursa olsun, ortalığı cehenneme çevirecek bir saldırının hangi ülkeye karşı yapılırsa yapılsın kabul edilmesi, böyle bir insanlık suçunun normal karşılanması elbette mümkün değildir.Bu nedenle, bizler; aydınlar, halk,ordu, herkes İran’a yapılacak bir harekata karşı çıkmalıyız..Bırakın destek olmayı, mümkünse köstek olmanın yollarını aramalıyız..Bu her şeyden önce asırlarca birlikte yaşadığımız dost bir ülkeye ,öyle ki en müşkül zamanlarımızda bize (Yunanistan’la diplomatik ilişkileri kesme pahasına) el uzatan bir dosta, karşı namus borcudur.. İngiliz yazar, Elizabeth Bibesco’nun bir sözü var; “Verdiklerini unutanlarla, aldıklarını unutmayanlar kutsal insanlardır”.

Kutsallığı bıraktım bu konuda bir şeyler yapabilecek herkese insan olmaları gerektiğini hatırlatalım yeter..

***

Yukarida ki yazi bir E. Tumgeneral buyugume ait.

Iznini -dolayli- alarak yayinliyorum.

Gun gelir, oz-gecmisini de burada yayinlarim.

Umarim faydalanirsiniz...

 
Toplam blog
: 798
: 2506
Kayıt tarihi
: 25.07.06
 
 

Harp Okulu 1974 mezunuyum. 1983'de Kurmay Subay olarak mezun oldum. 1987 yılında Silahlı Kuvv..