Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

E. Kurmay Yarbay Mustafa Kemal Öztürk

http://blog.milliyet.com.tr/emeklibirsubay

19 Mart '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Emekli generallere rahatlama kılavuzu

Emekli generallere rahatlama kılavuzu
 

Ahmet Hakan Hurriyet'te yazmis. "Emekli generallere rahatlama kilavuzu" diye.

General olmasak bile; hem asker, hem de emekli olunca cevap hakkimi kullanmak istedim.

AHMET HAKAN:

"DEĞERLİ paşalarım...

Muvazzaflık bitip, emeklilik başa gelince...

Önce kendi kendinize "Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini / Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini" dizelerini okuyorsunuz...

Sonra da...

Şiirde sorulan soruya bütün gücünüzle "Var!" diye haykırarak yanıt veriyorsunuz...

Sevr’i hortlatmak isteyenlere...

Lozan’ın intikamını almak için çırpınanlara...

Dahili ve harici bedhahlara...

Satılık ve kiralık aydınlara...

Holding medyasına...

Amerika’ya... Avrupa Birliği’ne...

Yani bütün "Düşman kuvvetler"e karşı, "İman dolu göğüslerinizi siper ederek" büyük bir savaşım başlatıyorsunuz...

Mücadeleniz için platform bulma sıkıntısı da çekmiyorsunuz...

"Fedakar bir Türk çocuğu" olan ulusalcı Sinan Aygün evladımız ne güne duruyor?

Atıyorsunuz kendinizi ATO’nun geniş salonlarına...

Başlıyorsunuz saydırmaya:

"Kiralık aydınlar! Satılık gazeteciler! Vatan hainleri!"

Sayın paşalarım...

Heyecanınızı anlıyorum, özverinizi takdirle karşılıyorum.

Ancak...

Eğer bu memleket, "Yandı / Bitti / Kül oldu" durumunda ise...

Siz çok daha iyi bilirsiniz ki, memleketimizin güçlü, çok güçlü bir ordusu vardır...

Her daim uyanık olan şanlı Türk Silahlı Kuvvetleri, bu vatanın bağrına dayanan hançeri söküp atabilecek kudrette değil midir?

Yani...

Sizin emekli olmanız, ordumuzdaki duyarlılığın rafa kalktığı anlamına gelmeyeceğine göre...

Bu güvensizlik duygusu da neyin nesidir?

Yani telaşa mahal yok sayın paşalarım, lütfen biraz rahatlayın!

Ayrıca...

Unutmayın ki:

Bu ülkede aydınlar, ne kadar satılırlarsa satılsınlar, pek de para etmiyorlar...

Satılarak lüks ve refaha kavuşmuş tek bir aydın bile gösteremezsiniz...

En "liboş" aydınlar bile üç kuruş maaşa talim ediyorlar, daha ne olsun?

Yani bu "satış edebiyatı"nı da fazla abartmamakta büyük yarar var...

Ve yine unutmayın ki:

Amerika’yı "Büyük şeytan" ilan etmenizin de, maalesef pek tutarlı bir tarafı yok...

Kendi kendinize lütfen şu soruları sorun:

Eğer Amerika, "Büyük şeytan" ise...

Türk Ordusu’nun en başındaki komutan, "Büyük şeytan"ın ordusunun başındaki mevkidaşlarıyla neden işbirliği zemini arıyor?

Şeytanla işbirliği mi olurmuş?

Sayın paşalarım...

Demem o ki:

Biraz rahatlayın lütfen...

Şu emeklilik günlerinizde Sinan kardeşimiz gibilerin gazına gelerek kendinizi perişan etmeyin...

Gidip bir kıyı kasabasına yerleşin...

Resim yapın...

Sinemaya gidip, sevgili Apo kardeşin Zülfü Livaneli’nin romanından çektiği "Mutluluk" filmini görün...

Bir öğle vakti, paşaların paşası Evren Paşamız gibi, Papermoon’a uğrayıp bir ziyafet çekin kendinize...

Sergi gezin, konserlere takılın...

Torun gezdirin...

Unutmayın:

1950’de, 1960’ta, 1970’te, 1980’de, 1990’da...

Yani her daim...

Bu memleketin bağrında hançer olduğu varsayımı hep geçerli olmuştur...

Bu nedenle yeni bir durumla karşı karşıya değiliz...

Siz en iyisi "Vardır kurtaracak bahtı kara maderini" deyin ve emekliliğin keyfini çıkarın..."


***

Emekli Bir Subay:

Degerli Yazarim;

Gorevdeyken konusamadik. Yazamadik. Kurallar cok katiydi. Emekli olduk. Hatta bazilarimiz erkenden. Kendi istegimizle... Serbestce konusalim, yazalim diye...

Kimimiz "kiralik aydinlar!" derken, oburumuz "askerlerin sikintilarini" anlatiyoruz.

Kimimiz "yandi bitti kul oldu" derken; kimimiz de "yanmasin, bitmesin, kul olmasin" diyoruz...

Kimimiz "Cok cok guclu silahli kuvvetlerimiz var.." derken, kimimiz "Daha guclu -savas kabiliyeti yuksek- Silahli kuvvetler" istiyoruz.

Kimimiz "buyuk seytan" derken, kimimiz "Buyuk seytanin yaptiklarindan ve hatalarindan alinmasi gerekli derslerden" soz ediyoruz...

1950’de, 1960’ta, 1970’te, 1980’de, 1990’da "Bahti kara maderi kurtarmak isteyenler" emekli askerler degildi... Degillerdi de konusuyorlar miydi bilemem...

Degerli Yazarim;

Kimimiz sinemaya gider, kimimiz torunda gezdiririz. Bazilarimiz yad ellerde ugras veririz. Bazilarimiz gece gunduz Turk Bayragini dunya semalarinda dalgalandiririz...

Bazilarimizda konusmayi severiz.

Vatan kurtarmayi...

Izin verin. Sizlerle birlikte. Firsatimiz oldukca bizlerde "Biraz" vatan kurtaralim...

Bizi "konusmaktan emekli" etmeyin.

Size "konusmaktan emekli" olmayacaginiz, uzun ve saglikli bir omur dileriz...

 
Toplam blog
: 798
: 2506
Kayıt tarihi
: 25.07.06
 
 

Harp Okulu 1974 mezunuyum. 1983'de Kurmay Subay olarak mezun oldum. 1987 yılında Silahlı Kuvv..