Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ağustos '08

 
Kategori
Güncel
 

Emekliye de verseniz batar mısınız?

Emekliye de verseniz batar mısınız?
 

Emekliye deverseniz batar mısınız?


Memurlara yapılan, ''iyileştirme zamları'' ile memurlar; birazcık ta olsa, yarım nefes daha fazla teneffüs edebilme imkanına kavuştular. Böylelikle, doğruysa eğer, en düşük memur maaşı 1.000 YTL'nin üzerine çıkmış.

Memurlar, buna bile bin takla attılar. Sevinçlerinden havalara uçtular. ''Eşeğini kaybedip, tekrar bulduğunda sevinen adam'' misali...

İstanbul''un, Üsküdar, Kadıköy, Mecidiyeköy, Beşiktaş...v.s...v.s yerlerinde 1.000YTL'ye oturabilecek babayiğit bir memur göstermezsiniz... En mütevâzî semtlerde bile 600 YTL 'den aşağı kiraya ev olmadığını düşünürsek, geri kalan 400 YTL ile, bir insan'ın, soruyorum size; '' İnsan gibi geçinebilme imkânı olabilir mi?..''

Şimdiye kadar, işbaşına gelmiş olan hükümetlerin hepsi, memurdan, işçiden, emekliden kısarak tasarruf yapmaya çalıştılar hep.

Birisi hâriç!..

O da; Sayın Erbakan'ın başbakanlığındaki REFAHYOL Hükümeti...

Bugüne kadar Erbakan'ın siyaset çizgisinde hiç olmadım. Fakat; ''Yiğidi öldür, hakkını yeme'' derler... Sağcısı solcusu, karşı olan-taraftar olan; kiminle konuşursanız konuşun, o dönemde işçi, memur, emekli olan herkes; ''Bizim cebimiz Erbakan zamanında para gördü diyor.''

Hükümet memura zam verdi... Ya işçiler?.. Ya emekliler?... Ya asgarî ücretliler?!..

Onlar ne olacak?.. Bu paraları, bu milletvekillerine, bu Bakan'lara Sayın Başbakan'a, Sayın Cumhurbaşkanı'na vs. versek te, şööyle, 1-2 ay bu paralarla, bir geçinmeye çalışıverseler(!)...

Yâ-Hu Allah aşkına!.. Her zaman bütün fedekârlıkları, işçi-memur-emekli mi yapmak zorunda?!..

Bu memleket hep, onlardan kesilenlerle mi kurtulacak?! Anlamak mümkün değil...

Türkiye'nin bütün şehirlerine bakın, dilenciden geçilmiyor...

İnsanlar, kimseye muhtaç olmadan ekmek aş sahibi olsa niye dilensin ki?.. Çok mu güzel, çok mu kolay dilenmek?...

Yardımlaşma, dayanışma da; ''Ruhuna el-fâtiha(!)...''

Ne olacak bu memleketin hâli bilemiyorum. Her gün dünden daha kötüye gidiyor.

Türkiye'de, bu memnuniyyetsiz yığınları peşinden sürükleyecek bir muhalefet, bir lider de yok.

Olmayınca da halk, geçmişteki kavgaları gürültüleri hiç unutmamış; onun için, bütün memnûniyyetsizliğine rağmen, tavr'ını hükümetten yana koyuyor...

Şu dönemde; Demirel 28 şubat sürecinde, Demokrasi aleyhinde kötü bir portre çizmemiş olsa idi ve ondan sonra giderek CHP'lileşmemiş olsa idi eğer, bu pir-i fâni hâliyle bile bunların tozunu attırırdı.

Ama yok mâlesef!...

Bütün olumsuzluklara rağmen göstergeler hep hükümet partisinden tarafa. Bu çok kötü bir durum bence.

''Nasıl olsa; ne yaparsak yapalım bu halk bize oy veriyor, bizi destekliyor'' düşüncesiyle hareket ediyorlar...
Böyle ne kadar daha devam edecek bilemiyorum.

Sayın Erdoğan'la kişisel olarak en ufak bir alıp-veremediğim yok. Hatta bir çok konuda hâlâ savunduğum, desteklediğim, takdir ettiğim yönleri var.

Hattâ daha da ötesi, 2000 yılında (henüz hapisten yeni çıkmıştı), çok fazla samîmiyyetliğimiz olmamasına rağmen, bir teklifimiz üzerine dükkânımızın açılışını yapmıştı sağolsun. Uzun yıllar da, âilesinin ve etrâfındakilerin fotoğraf işlerini yaptım. Bunları unutmak ta asla mümkün değil. Hayatımda aslâ kimseye nankörlük te yapmadım. Kandisine olan şahsî muhabbetim ve dostluğumuz da bâkî'dir her zaman...

Fakat bugüne kadar da, yanlışa hiçbir zaman taraf olmadım...

Ortada çok yanlış ve çarpık bir durum var.

Sayın Başbakan inançlı bir insan. Kendileri, İslam Tarih'ini de iyi bilirler. Efendimiz(S.A.V)'in hayatını da çok iyi bildiklerini de zann'ediyorum... Zât-ı Âl'ileri'nin Devlet Başkanlığındaki ''Tebânın durumu'' ile, Efendimiz (S.A.V)'in Devlet Başkanlığı yaptığı dönemdeki ''Tebâ'nın durumunu'' , ciddî olarak bir kıyaslasınlar lütfen...O Mübârek İnsan lüks, debdebe, şatafat içinde yaşarken, O'nun halkı sefâlet yaşamış mı hiç?..

Sevgili Başbakan kardeşim'in; işçi memur ve emekli'nin durumlarını bir seferlik te bu gözlükle bakmasını rica ediyorum. İnanın bu kesimlere yapacağı, hatırı sayılır iyileştirmeler, kendilerine hemsiyaseten, hem de manen güzel dönüşümler sağlayacaktır.

Bugün iki emekli sendikası; ''Sayın Başbakan'a sesleniyoruz: Emeklilerin feryatlarına kulak veriniz. Emeklinin ahını alan iktidarın ömrü uzun olmaz'' şeklinde, bir açıklama yapmış. Buna aynen katılıyorum. Fakat bu, Sayın Başbakan nezdinde nasıl bir ma'kes bulur bilemiyorum...

Bizden dostça hatırlatmak!..

İnşaAllah hayırlısı olur.

Sağlık ve muhabbetle...

Bektaş Azizoğlu
19.08.2008, salı
Üsküdar-İSTANBUL

 
Toplam blog
: 344
: 580
Kayıt tarihi
: 24.11.07
 
 

İlkokul'u Düzce'nin Gölyaka İlçesi, Açmaköy'ünde bitirdikten sonra, Ortaokul'u Gölyaka'da okuyup,..