Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Kasım '12

 
Kategori
Güncel
 

Emine Harran'da, Emily Harvard'da

Emine Harran'da, Emily Harvard'da
 

Kaç gündür televizyonlarda bir reklam dikkatimi çekiyor. Bu bir erişim ağının reklamı. Reklamda iki genç kız var. Emine ve Emily. Bu iki hanım kızdan Emine olan Harran'da bir su kenarında dizinde laptobu bakıyor. Diğer hanım kızımız da Emily Harvard Üniversitesinde gene dizinde bilisayar geziniyor. Reklam şöyle devam ediyor. Emine Harran'da, Emily Harvard'da aynı konferansı indirmeye çalışıyorlar. Emine'nin kullandığı ve reklamı yapılan erişim ağı Emily'ninkinden üç kat daha hızlı olduğu için Emine konferansı bilgisayardan çok daha hızlı indiriyor.

Ben her akşam bu reklamı seyrettiğimde yüreğim acı ile burkuluyor. Neden diyeceksiniz. Ne güzel reklam. Ama Emily ile Emine eşit şartta değiller. Bana her ikisinin de aynı konferansı internetten indirdiği biraz masal gibi geliyor. Belki de gelecek zamanda geçen bir bilim kurgu. Emily belki indirdiği konferansı çok rahat anlıyor ama Emine Türkçe'den başka dil bilmediği ve ne yazık ki uluslararası bilim dili İngilizce olduğu için indirdiği konferansı takip etme ve anlama şansına sahip değil. Şimdi diyeceksiniz ki tercüme edilerekl indiriliyor. Haklı olabilirsiniz. Televizyon programlarının bile dilini seçme imkanımız olan bir teknoloji döneminde yaşıyoruz. Hadi konferans tercüme edilip indirildi. Emine bu konuda gerekli araştırmayı yapacak laboratuara, teknik imkanlara sahipmi Harran'da.

Emine'nin nesi eksik Emily'den. Hiçbir şeyinin eksik olmadığını dünyanın bir çok ülkesindeki Emine ve Mehmet'lerin bilimde, sanatta yaptıkları çalışmaları duyduğumuzda daha iyi anlıyoruz. Daha geçen gün A.B.D nin bir şehrinde Orta Doğu Teknik Üniversitesi mezunu bir fizikçi gencimizin kanser konusunda yaptığı çalışmaları ve aldığı övgüleri basında takip ettik. Bu gencimiz kanser gibi çok güncel ve vahim bir konu ile ilgilendiği için çok şansli idi. Zira başarısı çok güncel olduğu için basında birinci sayfada yer almıştı. Onun gibi çok elzem olmayan sanat ve diğer dallardaki başarılı Emine ve Mehmet'lerimizin çalışmalarını ne yazık ki basında bu kadar yakından takip edemiyoruz. Ama biliyoruz ki onlar dünyanın bir yerlerinde kendi isimlerini ve ülkelerinin isimlerini duyuruyorlar.

Emine de Emily kadar olmasa bile o konferansı orijinal dilinde takip edecek kadar dil bilse, o araştırmaları yapacak teknik imkanlara, labaratuarlara sahip Üniversitelerde okusa ne güzel olur değil mi. Tabii bu gençlerimize bu imkanları sağlamak kadar bu konuların önemi konusunda da onları eğitmek ve ikna etmek gerekiyor. Geçenlerde Abbas Güçlü Bey'in üniversite Öğretim Üyeleri yabancı dil sınavı ile ilgili çeşitli görüşleri aksettiren yazı dizisini okudum. Ne yazık ki hala Üniversitede ders verecek hocalarımızın yabancı dile ihtiyacı olmadığı ve bu sınavın kaldırılması tartışılıyor. Dünyada kendi alanındaki gelişmeleri, makaleleri, araştırmaları takip edebilecek dile sahip olmayan Üniversite hocalarından ne hayır gelecek gençliğe.

Bizler tüm dünyada başarıları ile adımızı duyuracak gençlik ve bunları bize duyuran basın istiyoruz. 

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..