Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '12

 
Kategori
Magazin
 

Emir’in Yolu ‘Kimse aptal değil’ dedirtiyor!

Emir’in Yolu ‘Kimse aptal değil’ dedirtiyor!
 

Sayısız mantıksızlığa rağmen sevilen ve gerek Hazal Kaya, gerekse Çağatay Ulusoy fanatiklerinin beğenisini kazanan ‘Adını Feriha Koydum’ dizisinin uzatılmasındaki anlamsızlık daha önce de ele aldığımız bir konu.

Ne var ki, Fatih Aksoy’un geçen sezon final yapmayarak hayal kırıklığı yaşattığı dizi fanlarının ‘Emir’in Yolu’na ve sergilenen yersizliklere tepkisi dinmiyor. Hal böyle olunca, bize de onların kalemlerinden dökülenlerle ‘Emir’in Yolu’nu köşemize taşıyıp duygulara tercüman olmak düşüyor.

Dizi senaryosuna tepkilerin özünde, sergilenenlerle izleyicinin ‘aptal’ konumuna düşürülmesi yer almakta…

Fatih Bey’in ‘Ne yaparsam yapayım Çağatay’ın hayranları ve baklavaları sayesinde reytingleri kaparım’ düşüncesiyle hareket ettiğini öne sürüp ‘Dizide olup bitenler, vasat senaryo insanı aptal yerine koyuyormuş gibi hissettiriyor’ diyen Handan Karaca isimli izleyici, Feriha zamanında da bir sürü hataların olduğunu ama Hazal’la Çağatay sayesinde inandıkları aşkın, bunları görünmez kıldığını belirtmekte.

Boşa dememişler ‘Aşkın gözü kördür’ diye… İzleyicinin bile gözünü kör eden aşkın sihri bir kere bozulmaya görsün, ‘Emir’in Yolu’ndaki ufacık iğneler bile merteğe dönüşür!

***

İzleyicinin ‘Emir’in Yolu’nda takıldığı noktaların başında yas tutan, hiç parası yokmuş gibi yaşayan Emir’in bakımlı görünümü, kalem gibi kaşları ve evindeki temizlik geliyor. Aşkının peşinden gitmek isteyen biri için bu kadar özen ve düzen, bizim de önceden vurguladığımız gibi, mantıksız bulunmakta.

Eh yani ölmek isteyip de bir türlü ölemeyen Emircik, saç-sakal-kaş bakımı yaptırmasın da Feriha’nın yanına bakımsız mı gitsin? Üstelik böyle pırıl pırıl dolaştırılacak ki, hem bu dünyada hem de ötekinde hurilerin ilgisini çeksin. Diziye de reyting gelsin!

***

Akılları kurcalayan bir başka ayrıntı, dizinin uzatmalı sezonunda Hazal’ın unutturulmaya çalışılmasıyla ilgili.

Hazal’ın yani Feriha’nın iyi bir anıyla hatırlanmamasına içerleyen izleyicinin tepkisi şöyle:

‘Emir yas tutuyor ama Feriha’nın hayali ya da bir anısı; hiçbir şey gözünün önüne gelmiyor. Evlerindeki resimde bile Feriha’nın yüzü kapalı, duvaklı. Onunla ilgili kimse iyi bir şey hatırlamıyor, anlatmıyor. Seher, sütkardeşe Feriha’nın yalanlarını anlatıyor. Kısacası Hazal’ı unutturmak için her yol deneniyor.’

Hazal Kaya’nın yüzünü göstermekten çekinenlerin amacı, belki de unutturmak değil, Hazal’ın görüntüsünü kullanmaktan dolayı telif bedeli ödemekten kaçınmaktır. Bir de bu açıdan bakılmalı olaya!

***

Zeynep Çamcı’nın canlandırdığı Polis Can Serter karakterinde oyunculuğu çok vasat bulan eleştirinin uzandığı nokta;

‘Sanki İçişleri Bakanlığı onu Emir’e göz kulak olsun diye atamış. Emir nerde Can orada. Etiler’de, Aşiyan’da, Balat’ta. Hangi karakola bağlıysa artık gece gündüz Emir’in dibinde. Zamanlaması süper Emir’in başını derde sokacağını hissediyor ve kültür mantarı gibi dibinde bitiyor’ alaycılığına varmış durumda.
 

Bir ihtimal, kadınları koruyamayanlar, ‘Bari Emir’e özel koruma verelim de hiç olmazsa o ölmesin’ demişlerdir. Ayrıca ‘Akasya Durağı’nın şoförleri, ‘Arka Sokaklar’ın sevimli polisleri cümle suçluyla mücadele ederken Polis Can’ın Emir’le denkleşmesini de hoş görsek yeridir.

***

Bir başka tepki de oyunculuğu ‘sıfır’ bulunan Sütkardeş Zülal’e… Zülal’in oradan oraya gidip gelmesini; Emir’in evini, Feriha’nın mezarını, Karakol’u rahatlıkla bulmasını yadırgayan izleyici, köyden şehre gelmiş bir kızın İstanbul’u avucunun içi gibi bilmesine takılmış.

Onun navigasyonu var. Gider mi giderrr… İstanbul’un altını üstüne getirir. Gezer mi gezer… Maalesef ruhu yok. Onun için hiçbir şansı yokkk…

***

Bir taş da, setten geri kalan zamanını twitter’da dizi fanlarıyla atışarak geçirdiği iddia edilen Aysun Hanım karakterine… Oğlunun durumuna üzülen bir annenin böylesine şık dolaşmayı ihmal etmemesi, izleyicinin mantığıyla bağdaşmamış. ‘Full makyaj, şıkır şıkır kıyafetleriyle gerçekten üzgün anne çizgisini muhteşem(!) yansıtıyor’ iğnelemesi bu eleştirinin dışavurumu.

Medyatik cenaze törenlerinde dillerinde yas sözcükleri, gözlerinde kara gözlükleri ve marka kıyafetleriyle boy gösterenlerin gülücükler dağıtıp poz verdiklerini düşünürsek Aysun Hanım’ın şıkır şıkırlığı gayet normal duruyor. Âlem buysa, yas tutması da bu!

***

Tutuculuğuyla, Feriha’ya kan kusturup Zülal ve Seher’e karşı gayet toleranslı davranan Rıza Bey’i unutmayan izleyicimiz; ‘Seher yine o evde. Sanki halanın oğluyla paraları alıp kaçan sonra da pavyona düşen o değilmiş gibi, pişkinlikler devam… Rıza bey bu kadar geniş bir adamdı da Feriha’nın ne suçu vardı? BENİM FERİHA DİYE BİR KIZIM YOK!!! Geçen sezon başka replik duymamıştık ondan’ cümleleriyle çelişkileri sıralamakta.

Kurt kocayınca kuçulara maskara olurmuş… İkide bir kriz geçiren ama Azrail’e karşı kuyruğu dik tutmayı beceren Rıza Bey’inki de o hesap. Hem gerçek yaşamda da öyle değil mi? Gücü yeten yetene!

***
Ailenin hala kapıcılık yapmasına takılıp Feriha’nın parasından niye nasiplenilmediği merakından, Koray karakterinin arka planda bırakılmasına uzanan… Çağatay’a da ‘Sen Oscar’lık oynasan bile senaryo yoksa elinden bir şey gelmez’ mesajını yollayan eleştiriler zincirinde, ‘Fatih Aksoy bunu ilk kez yapmıyor Doktorlar dizisinde Ela karakterini diziden göndererek aynı şeyi yapmış, diziyi sonlandırmak zorunda kalmıştı’ tespiti son halka.

Dikkate alınmayacağı kuvvetle muhtemel bu eleştiri zincirine yeni halkalar rahatlıkla eklenebilir.

Şimdilik, ‘Olmuyor. Olmadığı reytinglerden de belli oluyor zaten. Kimse aptal değil’ isyanıyla kulakları çınlatıp koyalım noktayı.

Eleştiriler izleyiciden, yorumlar bizden. Bitli baklanın kör alıcısı olmama bilinciyse, ekran başındakilerden… 

 

Anibal GÜLEROĞLU

guleranibal@yahoo.com

www.twitter.com/guleranibal

 

 
Toplam blog
: 1210
: 1542
Kayıt tarihi
: 10.04.10
 
 

İstanbul'da başlayan yaşamım, eski İstanbullu ailemden edindiğim kültürle gelişti. Birinciliklerl..