Emirgan'da Lale festivali

Lale festivali var bugünlerde İstanbul’un her köşesinde. Her koru, her bahçe, her park rengarenk lalelerle donatılmış durumda. Festivalin en yoğun olduğu yer de Emirgan Korusu. Biz de arkadaşlarımla bu bahar coşkusuna şahit olabilmek için yine yeniden kalkıp gittik koruya. Tatlı bir bahar güneşi de vardı iliklerimizi ısıtan.  

Kapısından girdiğiniz anda çarpıyor zaten sizi ortamın güzelliği. Bu nasıl bir güzellikti ki her baktığımız yön bize göz şenliği olarak geri döndü. Her yerde binlerce, ışıl ışıl renkleriyle, her renkten lale vardı. Baharı getirmiş halleriyle, ince ve narin bedenleriyle, ateş gibi renkleriyle, suya doymuş yapraklarıyla, ışıldayan yüzleriyle kırmızı, sarı, mor, bordo, beyaz ve alacalı renkli binlerce lale. Diğer bahar çiçeklerinin refakatinde nazlı nazlı boyun kırıyorlardı.  

Kah nehir olmuş akıyorlar, kah halı olmuş ayaklarımızın dibinde seriliyorlar ve canlı güzellikleriyle insanı büyülüyorlardı. Doğa ilkbaharla birlikte faaliyete geçmiş ve sanki tek görevi bizi şaşırtmakmış gibi çalışmaya başlamış. Kuş cıvıltıları arasında saatlerce aralarında yürümek sevincine eriştik. İnanılmaz güzellikte resimler çektik. Serildik çimenlere oturduk. Bir yanda korunun muhteşem güzelliği, bir yanda boğazın enfes manzarası. Saatler nasıl geçti anlamadık.  

Biz laleler karşısında büyülenmiştik ama kim büyülenmedi ki şimdiye kadar bu olağan üstü güzellikteki çiçek karşısında. İnce mi ince, uzun mu uzun laleler öylesine nazlı ve asil görünüyorlar ki bir kere gören bir daha etkisinden kurtulamamış tarih boyunca. Böylesi bir güzelliğe sahip olabilmek ve çeşitli renklerini yetiştirebilmek adına insanlar akla gelmez çılgınlıklar yapmışlar.  

Lale Osmanlı sanatında çok önemli bir yere sahip olan, bir devre adını vermiş bir çiçek. Osmanlının fetihlere ve büyümeye ara vererek sanata ve eğlenceye yöneldiği bir dönemde yoğunlukla rastlandığı için “Lale Devri” diye anılır bu dönem.  

Lale devrinde İstanbul’a özgü lale çeşitleri yetiştirilmiş, böylece bir lale çılgınlığı yaşanmış. Osmanlı, lalenin toplumdaki saygın yerini, yaşamın içinde ve sanatta en yüksek seviyede yaşatmış. Lale bugün dünyada iki ülkenin simgesidir. Birisi Türkiye diğeri ise Hollanda.  

16. yüzyılda batı medeniyetiyle tanışan lale, Hollanda'da en doruk noktaya çıkmış. Lalenin serüveni Osmanlıyla başlamış ama daha sonra Hollanda’da sonlanmış. Şimdi Hollanda Lalesi diye anılır olmuş ve ülkeye simge olmuş. Üstelik bu çiçeğin görüntüsü İstanbul’umuzun hala simgesidir.  

Oysa laleyi bir ülke simgesi olarak kabul eden bizler için bu konu sadece bir tarihi miras mı? Yoksa onca para verilerek satın alınan ve sadece bir ay şehri süsleyen bir süs bitkisi mi?