Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Mayıs '09

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

EMİRLE DEĞİL, GÖNÜLLE

EMİRLE DEĞİL, GÖNÜLLE
 

Yurt toprağına adanmış bir ömüre, saygılarımla...


Her şey iki cümle ile başladı. “<ı>Dünyadaki yeni paylaşma düzeninin temeli Anadolu’dan çıkacak. Ben bir Anadolu bireyi olarak, buna gönülden inanıyorum.” Sayın Hayrettin Karaca bir röportajında bu ifadeyi kullanıyordu.

Gönülden inanmak!

Neye?

Yeni bir paylaşım düzeninin Anadolu’dan çıkacağına!..

Bir insan bu kadar mı sağlam basar toprağına, bu kadar mı inanır halkına?

<ı>Toprak, yaşamın temeli toprak” diye diye … Bizi de kattı ya memleket sorunlarına kafa yormaya. Düşününce “Aşk olsun!” demekten kendimi alamıyorum.

Hani gören - duyan da sanır ki, biz bu işi parayla yapıyoruz. Emirle yapıyoruz.

Gönülle yapıyoruz, gönülle!

Sayın Karaca’nın açtığı erozyonla mücadele yolunda, memleketimiz ve milletimiz sağlıklı, huzurlu, güvenli ve mutlu olması için gönüllü çalışıyoruz, çalışacağız.

O’nun “toprak, tüketim, biyolojik çeşitlilik, kültür, dil, ekonomi, okuma, bağımsızlık” üzerine görüşlerini biliyordum. Ama bu derece hayata ve olaylara moral veren seslenişine ilk defa tanık oluyordum. Hayrettin Bey, “ toprak” söz konusu olunca gözü hiçbir şeyi görmez, herkesle tartışır. Kavga dahi eder.

Bir ay boyunca, Sayın Karaca’nın ne kadar kitap önsözü, röportajı, makalesi varsa hepsini taradım. O’nun uslubuna has özellikleri taşıyan 50’den fazla spot sözünü bir araya topladım. Ve ortaya, ”Kırmızı Süveterli Adam” kitapçığı çıktı.

İstedim ki, -87 yaşında olmasına rağmen - yüreği bu toprakların bereketi, huzuru, sağlığı ve güvenliği için çarpan insana, hem kendi hem de benim gibi sevenleri adına vefa borcumuzu sağlığında gösterelim, ödeyelim.

Ne yalan, araştırdıkça coştum; bir de çocuklara yönelik bir kitapçık hazırlama uğraşına giriştim. İş Bankası yayınlarından çıkan “Erozyon Dede” kitabını okudum. Çıkardığım notları resimlerle bezeyip 22 sayfalık bir kitapçık çıkardım. Adını da “Kırmızı Süveterli Çocuk” koydum.

Taslakları, Yeni Alanya Matbaasına Halime Hanım’a götürdüğümde, bir kitabın ne derece zor ve zahmetli bir serüven yaşadığını gördüm. Halime Hanım’ın ve İsmihan Hanım’ın sabır ve titizliklerine hayran kaldım. Rahat ve samimi bir ortamda bana çalışma fırsatı verip, gösterdikleri sabır için çok teşekkür ediyorum.

Ortaya çıkan kitaplar şimdilik baskı aşamasında. Kendimi bir ay hapis yattıktan sonra, doğacak bebeğini özlemle bekleyen babalar gibi hissediyorum.

Emirle değil, gönülle!

Gönülden…!

 
Toplam blog
: 272
: 734
Kayıt tarihi
: 13.10.07
 
 

1959 Sinop Bektaşağa Köyü doğumluyum. Yaşamda, anlaşılacak bir şeyi olanlara ve bunu öğreti yapan..