Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ağustos '20

 
Kategori
Güncel
 

EMLAK SORUNUNA ÇÖZÜMLER

Emlak sorunu gerçekten de Türkiye’de ciddi bir mesele ve bu konudaki açlığımız bir türlü bitmek bilmiyor. Bu konuda Avrupa’dan çok Amerika’ya benzememiz de Amerikan kültürünü içselleştirdiğimizden olsa gerek. Küçük bir evle hayata merhaba diyenler, fırsatını bulunca o ev satıp, tekrar daha büyük evler almak için hayattaki tüm imkânlarını bu konuda seferber etmekle kalmıyorlar aynı zamanda onlarca yıllarını da ipotek altına alabiliyorlar.

Ev konusunda bitmek bilmeyen bir açlık yaşadığımızı herhalde kimse inkâr edemez. Eskilerde mahallelerinde oturan insanlar yavaşça mahallelerini terk edip, güvenlikli siteleri tercih etmeye, kendileri gibi sınıfsal ve maddi yeterlilikte olan insanların oturduğu yerleri tercih etmeleri bir akım olarak doksanlı yıllarda başladı. Daha sonra bu akımın yerini plazalar, yazlıklar kışlıklar almaya başladı. Kendilerince bir iş, bir sosyal çevre kurmak anlamına gelen bu akım hız kesmeden devam ederken inşaat piyasasının iştahını kabartmaya devam ediyor. Doğal olarak yeni bir şey üretmenin zor olduğu piyasada inşaat işi de kolay olduğundan ve temiz para kazanıldığından birçok meslek erbabı müteahhit olmaya devam ediyor. Kuyumcular, hurdacılar, elektrikçiler, doktorlar, öğretmenler mesleki anlamda uzmanlıkları farklı farklı olan tüm insanları artık bu işkolunda bulabilirsiniz.

Konut piyasasında bunlar olurken, özellikle büyükşehirlerde sürekli olarak köylerin tarım arazilerinin binalar için tahsis edildiğini görmek mümkün. Burada özellikle köyden şehre göç anlamında yatırım yaparken köylü mantığı ile tarla almayı akıl edenlerin şayet alabildilerse bir anda yüz hatta binlerce daire sahibi olduğu devirleri yaşıyoruz. Ankara’da yaşayan biri olarak tarla sahiplerinin, gecekondu sahiplerinin son yıllarda ekonomik olarak devrim niteliğinde yükselişlerini izlediğimiz bu günlerde kızına çeyiz olarak on, yirmi, hatta elli daire veren kız babaları haberlerini duyabiliyoruz. Şimdi bu yazıyı okuyan erkekler özellikle de bekârsalar hayıflanabilirler ama son yıllarda özellikle büyükşehirlerde inanılmaz bir değişim yaşandığı biliniyor. Bazı bölgelerde on dönüm tarla yerine göre çokken, bazı bölgelerde yüz, beş yüz veya bin dönüm araziden bahsediliyor ki bu durumda yeri olup da imara açılması durumunda kişi çiftçi iken bir anda beş yüz villa sahibi olabiliyor.

Konut açığı var mıdır elbette vardır. Çünkü muazzam bir göç hareketi yaşanıyor. Seksenlerde elektrik yokken köyde ilkokulda yüz öğrenci okula devam ederken, şu günlerde köyde ilkokul tamamen yıkılmış ve okula gidecek bir tane dahi öğrencinin kalmadığı düşünüldüğünde konut açığının kapanması düşünülemez. Bu da sürekli bir inşaat endüstrisi demek ki Türkiye’de ekonominin motoru hemen hemen hiçbir ülkeyle kıyaslanamayacak şekilde inşaata bağımlı olduğundan bu sirkülasyonun devam etmesi gerekiyor.  Mevzu herkesin konut sahibi olmasını istemek mi yoksa sürekli inşaat yapmak mı denirse herhalde ikincisi daha ağırlıklıdır diye düşünenlerdenim. Ekonomide motor işlevi yapan bu işkolunun durması demek binlerce alt kolu da işsiz bırakıyor ama yine de sormadan edemiyorum? Bu durum daha ne zamana kadar devam edebilir ve gerçekten sonsuza kadar sürdürülebilir mi? Aslında bu sorunun cevabını herkes biliyor…

Mevzu herkesin konut sahibi olmasını istemekse yöntem basit. Birinci evden vergi alırken rayiçleri gerçek değerlerinden belirle, ödenebilecek bir vergi oranı belirle, daha sonraki her ev için kademeli olarak vergiyi artır, bitti gitti. Elinde on, yüz, bin ev tutanlar yok pahasına satsınlar, ihtiyacı olanlar da alsın. Sonra da bu defteri kapat gitsin… Bundan sonra da bu konudaki enerji öncelik deprem bölgeleri olmak üzere binaların iyileştirilmesi için kullanılsın. Kalan para, sermaye de imalat sanayisine, ağır sanayiye, enerjiye daha şu anda aklıma gelmeyen onlarca konuda dışa bağımlı olduğumuz alanlardaki sektörlere yönelsin. Olmaz mı?

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..