Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mayıs '13

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Empati, İletişim, Türkçe, Mutluluk, Sevgi

Empati, İletişim, Türkçe, Mutluluk, Sevgi
 

İletişim


"Ben öyle demedim ki. Sen yanlış anladın."

"Tamam, orada öyle yazmışım ama, benim demek istediğim şuydu."

"Off yaa, sen de cımbızla sözcük çekip lafı başka yerlere götürüyorsun."

...

"Beni kimse anlamıyor."

Dünyanın dönme hızında bir değişiklik yok, bir gün hâlâ yirmidört saat, bir yıl hâlâ üçyüzaltmışbeş gün ve altı saat. Ama zaman sanki daha hızlı akıyor gibi geliyor bize. Bir kelebeğe göre biz ölümsüzüz. Bize göre ise  bir Turritopsis nutricula (*) ölümsüz.

Bu algı farkı zamandan, süreden değil, tempodan, hızdan, o sürenin nasıl geçtiğinden kaynaklanıyor. Ne denli hızlı yaşarsak o denli hızlı yaşlanıyoruz. Aynı süre geçiyor ama dönüp bir bakıyoruz ki, bir sürü ayrıntıyı atlamışız.

Neye inanırsak inanalım kural belli ve tek. Varolabilmek, sürdürülebilirlik için önce doğmak, sonra üremek ve nöbeti devredip gitmek. Doğadaki her canlı için bu kural geçerli.

Bizler, insanlar için tek ayrıcalık ise doğumla ölüm arasında geçen "nasıl" bölümü. Bu bir şiir güzelliğinde de olabilir, bir kahır azabı şeklinde de olabilir.

Bizler sihirbaz değiliz. Şapkadan tavşan çıkartamayız. Yalnızca var olan tavşanı kulaklarından tutup çekip çıkarabiliriz ya da, çıkartıyormuş sanrısı yaratabiliriz..

Neyi, nasıl anladığımız, algıladığımız gibi bir açmaz çıkıyor ortaya. Bu algıyı da biz tek başımıza yoktan var etmiyoruz. Gördüklerimiz, duyduklarımız, yaşanmışlıklarımız bize öyle hissettiriyor. Buna yapısal farklılıklarımız da eklenince klonlanmış kopyamız olsa bile "biz" olmayan insanlarla birlikte yaşıyoruz. Yapışık ikizler bile olsak aynı olayı farklı değerlendirebiliyoruz.

"Hayır efendim, o öyle değil, böyle."

"Şu adama bak, ne kadar yakışıklı." "Kim, şu mu? Aşkolsun şekerim. Ben de seni zevkli biri sanırdım."

"O pozisyon buz gibi fauldü." "Yürü git Allah aşkına, sen de toptan hiç anlamıyormuşsun."

"Kadınlar şöyledir, erkekler böyledir."

Konsensus.

Yalnız değiliz. Yalnız olamayız. Birlikte olmak zorundayız. Binlerce gruplara, kamplara, kulüplere, dinlere, fraksiyonlara, milletlere ayrılsak, birbirimizi kessek, doğrasak bile birlikte olmak zorundayız. Kural bu. Tek başına evreni kurtaracak bir süpermen doğmadı henüz.

Birbirimizi anlamaya çalışmalı, karşımızdakinin ne dediğini, onun demek istediğini anlamaya çalışmalı, karşımızdakine de kendimizi ifade ederken bunu o kişinin anlayacağı biçimde dillendirebilmeliyiz.

Kuşkusuz, bunu istiyorsak şayet. Malum, herkes hakettiğini yaşar. Biz dilediğimizce kararlı ve dirençli olalım, neyin doğru, neyin yanlış olduğunu eninde sonunda yaşam öğretiyor nasıl olsa.

Çetin Altan ne güzel söylemiş; "Enseyi karartmayalım."

(*) Turritopsis nutricula isimli canlı dünyada ölümsüz olan tek tür.Çapı sadece 4-5 milimetre boyunda olan bu canlı, ömrünün sonuna geldiğinde ya da yaşamını sürdürebilecek koşulları bulamadığında, denizanasına dönüşmeden önceki evreleri olan 'polyp'e geri dönüyor ve bir süre sonra da tekrar denizanası oluyor yani dışarıdan bir etki olmadıgı taktirde ölmüyor. 

 
Toplam blog
: 2
: 223
Kayıt tarihi
: 19.05.12
 
 

İstanbul Boğazı'na kütleler halinde buzların geldiği yıl Kasım ayının 14'ünde Yenimahalle'de düny..