Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Aralık '17

 
Kategori
Siyaset
 

Emperyal Keriz Silkeleme Oyunları

Emperyal Keriz Silkeleme Oyunları
 

Katar krizi temsili karikatür



 Orta Doğuda istikrarsızlığın en önemli nedeni yer altı ve yer üstü kaynaklara sahip olmaya çalışan kapitalist ülkeler ve bu ülkelerin güdümünde çıkar savaşı veren güdümlü yerel siyasilerin bitmeyen iktidar, para ve güç savaşlarıdır. İran, Irak, Libya,Suriye, Sudan ve Arabistan savaşlarının temelinde bu bitmeyen paylaşım savaşları yatar. Emperyalizm öncelikle bir tehdit ortaya çıkarır.Bu tehdide karşı zengin komşuları uyarır ve en sonunda çıkardığı tehdidi yok etmek üzere silah satar, kaynaklara el koyar. Küresel hakimiyetin sürekliliği bu şekilde sağlanır.

  Aktüel halini körfez ülkeleri krizinde gördüğümüz bu yöntem bölge ülkelerinin halklarına ağır bir fatura getirirken küresel güç odaklarına karlı ortaklıklar, yer altı ve yer üstü kaynaklarının kontrolü ve milyarlarca doları bulan silahlanma müttefiklik koruma anlaşmalarıyla kazanç sağlamaktadır. Kuveyt,Irak, Libya ve Katar krizlerini inceleyen ve bu kısır döngüyü net bir şekilde gözler önüne seren Mim Yavuz Binbay’ın tespitlerine katılıyorum. Önce kriz yarat sonra da krizi çözmek için para kazan kısır döngüsünden yakalarını kurtaramayan bölge ülkeleri sürekli istikrarsızlık ve geri kalmışlıkla yüz yüze olmaktan kurtulamıyorlar.

  Aslında ABD, İran-Irak savaşının hemen akabinde Saddam’ı teşvikleriyle oyuna getirerek Kuveyt’e saldırttı. ABD İlk etapta, duruma sesiz kalıyormuş gibi davranıp, iki Arap ülkesi arasındaki sınır ihtilafı olarak değerlendirdiğini açıkladı. Kuveyt emirlerinin kasalarındaki milyarlarca doların yanı sıra ek olarak savaş tazminatı adı altında milyarlarca dolar ve artı “kurtarma” harekâtına katılacak askerlerin ve teçhizatın katlamalı tüm masraflarının ödenmesi garantiye alınınca “demokrasi ve özgürlük savaşçısı” ABD Saddam’ın özgür Kuveyt saldırısının ve işgalinin kabul edilemeyeceği demeçleri vermeye ve basın yayın kuruluşlarının yoğun mesaisine başladı. Bir istihbarat lobisi projesiyle 1-2 milyon dolar harcayarak Saddam kerizini Kuveyt’e sokan ABD Hollywood filmlerini aratmayan bir senaryoyla 15-20 gün süren Kuveyt’i “özgürleştirme” veya “silkeleme” harekâtından tamı tamına 582 milyar dolar kazandı!

Böylece Irak’ı silkelemenin yolunu da açmış oldu. Diktatör Saddam’ın mazlum Şii Araplara ve Kürtlere uyguladığı zulme yıllar boyunca sesiz kalan ABD ve müttefikleri, Kuweyt pastasının tadını aldıktan sonra birden bire havari kesilerek bu zulmü bahane ederek “Irak’ı özgürleştirmeye” ve özgürleştirerek bugünkü haline dönüştürdü.

Bu iki silkeleme AB devletlerinin yanı sıra biti kanlanan Türkiye benzeri ülkelerinde iştahını kabarttı. Çünkü ABD 21 yüzyıl senaryosunda kimilerine Arap coğrafyasının katrilyon dolarları bulan kocaman pastasını silkelemeye açmıştı. Trilyon dolarları bulan enerji zenginliklerinin yanı sıra gene trilyon dolarları bulan dış yatırımları mevcuttu. Kimilerine ise sadece “özgürlük ve demokrasi” vaatleri vardı!

Bu senaryoda birçok kategori vardı. Silkeleyen, silkeleme umudunda olupta daha sonra silkelenen konuma düşenler, silkelenenler ve sadece “özgürlük ve demokrasi” vaatleriyle beslenenler ve bu vaatlerin bedelini kanlarıyla canlarıyla ve 100 yıllık gelecekleriyle ödeyenler. Sonuca baktığımızda ise karşımıza iki kategori çıkıyor; argo deyimle Keriz silkeleyenler ve tufaya gelipte silkelenenler!

Tıpkı Libya pastasında pay alacağını düşünen Türkiye’nin iştahını iki bombalama kıvırtmasıyla kursağında bırakıp petrol gelirlerini %35’ine “savaş tazminatı” olarak el koyan Fransa’nın bu eyleminden sonra Türkiye’nin yönünün Suriye’ye yönlendirilmesi gibi! Ayrıca Savaş Baronları tüm ülkelere de sus payı olarak bu ülkelerin paralarına ve mal varlıklarına el koymayı lütfediyor.

Son olarak başlatılan Katar krizi de Saddam-Kuweyt senaryosuna benzer bir “Keriz Silkeleme” operasyonudur. Bu sefer pasta daha da büyük, sofrada BAE, Suudi Arabistan ve tüm körfez coğrafyası ve yönetici ailelerin mal varlığının yanı sıra coğrafyadaki katrilyon doları bulan enerji kaynakları var. Hesap bu kaynaklara el koyma üzerinedir.BAE, Suudi Arabistan ve Mısır’ın yayınladığı demeçlerle piyonlar yapılacak, birbirlerine düşürülcekler! Türkiye-İran gibi ülkeler taraf olmaya zorlanacak veya olmazlarsa bile öyle kabul edilecek. Onlar ise uzlaştırıcı ve koruyucu rolünü oynayacaklar. Daha sonra ki süreçte önceleri daha yoğun silah satışlarını lütfederek onaylayacak daha sonra ise “korumak ve özgürleştirmek” amacıyla borç ve savaş tazminatı hanesine yazacağı onlarca milyon dolarlık füzelerle, hava bombardımanlarıyla silah tekellerini güçlendirerek destekler verecek.

  Gücünü halkından, üretimden, adaletten alan ülkeler ve onların bilinçli halkları bu emperyalist kısır döngüyü kırarak refah içinde bir toplum yaşamına ulaşabilirler. 

 

 
Toplam blog
: 44
: 470
Kayıt tarihi
: 09.09.13
 
 

 Merhaba. Yazmak, yazılarımı okuyucuyla paylaşıp onlarla birlikte öğrenmek için basladım bu yazın..