Emperyalist oyunlar ve Türkiye

Amerikanın büyük ortadoğu projesi için yapmayı hedeflediği süreç adım adım işlemeye başladı. Hatta sona yaklaşıldı da diyebiliriz. Emperyalistlerin ılımlı islam modelinin altında yatan düşünce; aslında hepimizin bildiği gibi Türk toplumunu ortadoğudan silmektir. Kürt Devleti, Ermeni Devleti ve Büyük İsrail Devleti ile ortadoğuya hükmedip, İran ve Suriyeyi de beraberinde yok etmek.
Kalan Türkleri de misyonerlik çerçevesinde azınlık olarak hristiyanlaştırarak, Türklüğü gelecek yüzyılda tamamen bitirmek. Ülkemiz üzerinde oynanan oyunların kısaca özeti budur.

Peki bugüne kadar bu oyunu neden başarıya ulaştıramadılar biliyor musunuz? Atatürk'ün bizlere emenat ettiği Cumhuriyet yüzünden. Peki şimdi ne değişti? Türk insanının yumuşak karnını buldular. Din ile toplumu aldatarak sömürüp kullanmaya başladılar.
Yani AKP hükümeti Emperyalistlerin cumhuriyet tarihimiz süresince hep hayalini kurduğu bir yönetim oldu. Değişen tek şey bundan ibarettir.

Peki şimdi bir parça düşünelimmi? Bir adam ki bundan 90 sene önce öngörüde bulunup, bugünler için bizlere kılavuzluk etsin diye gençliğe hitabe diye bir şey yazmış. Ve bugün ülkenin başında olan bütün felaketleri tanımlamış, çözümünüde beraberinde söylemiş.

Peki biz bu ülkenin geleceği olan gençler, bu ülkenin içinde bulunduğu durum için ne yapıyoruz ? Ne yapıyoruz biliyormusunuz? Tüketiyoruz... Marka düşkünlüğü ile;ekonomimizi, harcama düşkünlüğümüz ile;kaynaklarımızı, kredi kartı borçlanması ile;saygınlığımızı (ödeyememe durumunda), topluma karşı sevgisizliğimiz ile; insanlığımızı, balık hafızamız ile;yaşadığımız haksızlıkları, sorgulamadığımız için ise; ormanları, madenleri, limanları, dağımızı, taşımızı, kısaca yurdumuzu tüketiyoruz.

Nedir bu içine çekildiğimiz ulusal atalet ? Bizler bu kadarmı onursuz bir toplumuz? Bu kadarmı Aziz Nesinin ünlü sözüne uyan bir toplumuz?

Arkadaşlar, Türkiye Cumhuriyeti parçalanıyor ve yok ediliyor. Son kaleler de bir bir ele geçiriliyor. Bunca yıldır yastıklarımıza kafamızı rahat koyduran en önemli kurumumuz olan, başımıza ne bela gelirse gelsin hep onların varlığını bilmemizin bize güven verdiği, Türk Silahlı Kuvetleri de ilk kez bu emperyalist oyunun içine kaleşce çekilip yıpratılıyor.

"Ve bir taş ile iki kuş vuruluyor"

Biliniyor ki bu toplum askerine sonsuz güven duyar, eğer asker bir şey yapamayacak noktaya geldiyse, toplum direncini çoktan kaybeder. Yani kısaca asker yoksa toplum zaten yok.
Şimdi bunca zaman askerin varlığı ile güç bulan topluma, bugün önemli bir görev düşüyor.Türk Milletinin varlığından güç alacak bir asker.Şimdi destek sırası bizde. Türk Silahlı Kuvetlerini yıpratacak her uyguluma karşısında onlara olan güvenimizi hiç eksik etmeyelim. Onlara olan inancımızı hiç kaybetmeyelim. Onlara hiç kızmayalım.

Çünkü Cumhuriyet tarihimizde ilk defa onların bize ihtiyacı oldu. Ve bunu onlardan esirgemeye de kimsenin hakkı olmadığını düşünüyorum. Atalarımız bu topraklar için el ele vererek, emperyalist oyunların gerçekleşmesini 100 yıl engellemişler.
O zamanlara göre daha güçlü bir toplum olduğumuzu (donanım olarak) varsayarsak.Şimdi bizler el ele vererek; iç ve dış güçlerin bu topraklar üzerinde bırakın oyun oynamasını, ülkemizin adını bile ağızlarına alamıyacak hale gelmesini sağlarız.

Bunun için yapmamız gerek tek şey; buna inanmak, bunu istemek, bunun için çalışmak ve ne zorluk çıkarsa çıksın yılmamaktır.