Emre Belözoğlu elimizde kalmasın

Bir söylem ya da metin, üretilen ortam içinde bir ‘yer’ yaratır. Bu üretilen ortamı bir ‘deney’ alanı içinde ele aldığımız zaman, bu ‘deney’in içindeki okuyucu, bu deneyin öznesine yani aslına kendini yerleştirir. Sunulanın veya ortamı yaratacak metnin doğru bilgi olduğuna da kendisi inandırılır. Burada söylem ya da metin; 2008 Avrupa Futbol Şampiyonasına gidebilmek için milli takımımızın Malta ve Macaristan maçları, deney ise milli takımımızın teknik direktörü Fatih Terim ve takım kaptanı Emre Belözoğlu’dur.

Malta maçından sonra, Fatih Terim ve takım oyuncuları üzerine eleştiriler yapılmış, 2-2 biten maçta beraberliği zor kurtarmamızın bundan sonra yapacağımız maçlarda takımımız lehinde olumsuz etki yaratacağından hareketle, “fırsat bu fırsattır” mantığı devreye sokulmuş, Fatih Terim ve bazı oyuncular “tu kaka” ilân edilmiştir. Bunları yazanların çoğunluğu da, futbol oynamışlığı ve teknik bilgisi tartışılacak veya tartışılamayacak (!...) yazarlardır. Fatih Terim’den önceki milli takım teknik direktörümüz Ersun Yenal hakkında da “tu kaka” operasyonu aynı yöntemle devam etmişti. Malta maçından sonra psikolojik olarak gerdirilen teknik direktör ve oyuncular, Macaristan maçına bu hava ile çıkmış, milli takım kaptanı Emre Belözoğlu, 3-0 yendiğimiz Macaristan maçının içerisinde atılan bir golden sonra el kol hareketini basın tribününe doğru yapmıştır. Yanlış olan bu hareketinden sonra özür dilemiş, ancak basın bunu yeterli görmeyerek, Belözoğlu’na hem para cezası hem de takımdan dışlama yapılması kampanyası başlatmıştır. Kendilerine yandaş da bulan basın mensupları arasında karşıt görüşlerle atışmalar başlamış, “Terim’ciler ve Belözoğlu’cular” veya “olmayanlar” tarafları oluşmuştur.

Belözoğlu’na ceza verilmesini isteyenler, gerekçeler ortaya koymuşlardır:

1. Şampiyonlar Liginde benzer bir olay yaşanmış, UEFA ağır para cezası vermiştir. Real Madrid ile Bayern Münih arasında oynanan maçta attığı golden sonra İSPANYOL TARAFTARLARININ bulunduğu tribüne giderek el-kol hareketi yapan BAYERN MÜNİH’Lİ VAN BOMMEL, karşılaşmadan hemen sonra pişman olduğunu dile getirmiş, ancak bu özrü Hollandalı oyuncuya UEFA tarafından 6 bin 200 Euro para cezası verilmesini önleyememiştir.

2. Üç sezon önce Başkentte oynanan Gençlerbirliği-Ankaragücü maçında ise GENÇLERBİRLİĞİ BAŞKANI İLHAN CAVCAV, rakip takım taraftarlarının aleyhine yaptığı tezahürat karşısında Belözoğlu’nunkine benzer bir kol hareketini ANKARAGÜCÜ TARAFTARLARINA YAPMIŞTIR ve sonunda 20 gün hak mahrumiyeti cezasına çarptırılmıştır.

3. Beşiktaş’lı Runje, Galatasaray’lı Ayhan ve Fenerbahçe’li Selçuk, raporlara geçmediği halde, RAKİP TRİBÜNLERE yaptıkları el hareketleri nedeniyle ceza almışlardır.

Dikkat edilirse, HEP RAKİP TARAFTAR ALEYHİNE yapılan örnekler verilmiştir. Emre Belözoğlu, yanlış yapmıştır, özür dilemiştir. Peki TÜRKİYE’DEKİ YAZARLAR RAKİP MİDİR? Yazarlar kendilerini rakip taraftar mı görüyorlar? Veya Belözoğlu, yazarları rakip mi görüyor? Rakip görmesi için bir neden var mıdır? Belözoğlu tarafından yazarlar neden rakip gibi algılanmıştır?

Asıl sorgulanması gereken bunlardır. “El kol hareketinin rakibi veya tarafı olmaz, hareket harekettir” denildiği anda, deneyin içindeki maddeyi bir anda değiştirmiş olursunuz. 2 hidrojen 1 oksijen (H2O) koymayı planladığınız deney içinde, bir anda sunulan gerekçeler yani maddeler değiştirilmeye başlanıp, “su” üretiminden vazgeçerseniz veya bilerek vazgeçmeseniz de 1 Hidrojen 2 Oksijen (HO2) koymaya kalkarsanız, deney iptal olur, elinizde kalır.

Milliyet gazetesinin internet sitesi 14 Eylül 2007 günü bir anket düzenlemiştir. Büyük katılımın olduğu söylenilen anketten yüzde 41.89 oranında “Milli formayı bir daha giymesin”, yüzde 41.74 oranında ise “Cezayı gerektirecek bir şey yok” seçeneği çıkmıştır.

7’ye karşı 6 oy’la Anayasal kararlar çıkıyorsa, 0.15’lik bir farkla da Emre Belözoğlu idam edilebilir. Oy oydur, istatistik istatistiktir. Deney ve Emre Belözoğlu elimizde kalmasın.