Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ocak '10

 
Kategori
Futbol
 

Emre diye bir genç adam

Emre diye bir genç adam
 

Galatasaray kupada dolu dizgin ilerliyor.


Galatasaray’ın sahasında Denizli Belediyespor ile oynadığı maç öncesi karşılaşmaya formaliteden öte bir anlam yükleyen, bir başka deyişle bu maçta sürpriz bekleyen kimselerin olmaması Galatasaray’dan öte Denizli Belediyespor’un durumuyla yakından ilgiliydi. Ziraat Türkiye Kupasında gruplara kalma başarısını göstermiş olsa bile kadro kalitesinin belirgin olarak ortaya çıkacağı daha uzun soluklu TFF 2.Lig 2.Klasman grubunda 20 maçta 3 galibiyet ve -15 averajla son sıraya demir atan bu ekibin bir futbol mucizesine imza atma şansı “Kaf dağının ardında” görülüyordu. Nitekim karşılaşmanın başlamasıyla birlikte sarı-kırmızılı takımın Orduspor mücadelesinden sonra bir başka “idman maçı sertliğinde” rakip yakaladığını fark etmesi uzun sürmedi.

İşini erken bitirebilmek için kısa zamanda orta saha üstünlüğünü zorlanmadan alan Galatasaray; 8, 18 ve 23’te gelen gollerle maçın üçte biri dolmadan eleğini duvara astı. Aynı zamanda ilk yarı sonucunu da belirleyen bu üç golün hepsinde Barış Özbek imzasının olması (2 gol, 1 asist) Rijkaard’ın bu futbolcuyu sağ önde kullanmasıyla ilintili mi onu daha ciddi rakipler önünde görmek lazım. Çünkü Mustafa Sarp’ın defansın önünde tek savaşçı olarak görev aldığı orta alanın destekçi isimleri Elano ve Arda idi. Ciddi rakipler önünde zafiyet doğurabilecek bu yerleşim muhtemelen Rijkaard tarafından ilk etapta düşünülen oyun kurgusu içinde yer almıyordur.

Hakan Dolutaş Galatasaray altyapısında yetişen ve zamanında Denizlispor’da ve Denizli Belediyespor’da stoper mevkiinde görev yapan eski futbolculardan. Onun yönetimindeki Denizli Belediyespor’un çok dengeli ve organize bir takım olduğunu söylemek zor. Tabi Denizli’nin liglerdeki iki temsilcisi Denizlispor ve Denizli Belediyespor’un durumlarını gördükten sonra kabahatin ne kadarını Hakan Dolutaş’ın sırtına yüklersiniz bilemem. Kırmızı-beyazlı ekipte defansın önündeki Salih ile sol öndeki Barış’ın takımları adına faydalı oldukları söylenebilir ve bu futbolcular bir parça öne çıkartılabilir. Ancak takımın saha içinde organize olmakta zorlandığını hele Galatasaray gibi bir rakiple karşılaşınca helva gibi dağıldığını da tespit etmek lazım.

İkinci yarı başında Denizli Belediyespor bir gol bulunca Galatasaray yeniden vitesi yükseltti, bunu yaparken de bir genç adamı yüceltti. Kısa zamanda 5-1 olan maçın bu bölümünde sahne alan Emre Çolak, biri penaltıdan diğeri frikikten iki gol atarak hem tribünleri coşturdu hem de Galatasaray’ın yükselen değerlerinden biri olacağının sinyallerini verdi. Kendisi kadar onu sahaya sürenleri de alkışlamak lazım. “Bu maçta, bu değişiklik alkışlanır mı hiç?” demeyin, ne maçlarda ne teknik direktörler izliyoruz dönüp yedek kulübesindeki gençlere bakmıyorlar bile. Gördüğümüz kadarıyla Emre Çolak; oyun görüşü iyi, ayakları yumuşak ve vuruş becerisine sahip bir futbolcu. Eksiği ise adam kovalama hususunda. Malumunuz klasik 10 numaralar gibi eli belinde top bekleme dönemi çoktan geçti.

Bu gencin oynayarak ve pişerek Türk futbolunda yükselmesi, Galatasaray’ın olduğu kadar milli takımımızın da lehine. Son ihaleyle birlikte kulüplerin kasasına girecek rakamlar kayda değer ölçüde artış göstermiş olabilir ama altyapıdan bir Arda daha çıkaracak olursanız bir sezonluk yayın gelirini de cebinizde tutmuş olursunuz. Hesap üç aşağı beş yukarı şaşabilir ama endüstriyel futbolun gerçekleri değişmez.

 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..