Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Haziran '09

 
Kategori
Güncel
 

Emredersiniz komutanım!...

Emredersiniz komutanım!...
 

Artık silahlı kuvvetler üzerinden elinizi çekiniz!


Önce bir anımı aktarayım :

Tam hatırlamıyorum, 1988-1992 yılları arası bir zamandı... İstanbul-Kireçburnu'da bulunan Mülkiyeliler Derneği'nde tertiplenen siyasi içerikli ve üç gün süreli bir seminere katılmıştım...

Bu seminerde konuşulanlar, uzman bir el tarafından toparlansa idi, Türkiye'nin siyasi durumunu anlatan çok faydalı bir kitap olabilirdi (bilmiyorum, belki de kitaplaştırılmıştır).

Hatta bu seminere, 1985-1991 yılları arasında SSCB'yi yöneten, "perestroika(yaniden yapılanma) ve "glasnost"(açıklık) adı altındaki reform çalışmaları ile "Soğuk Savaş"ı bitiren ve 1990'da "Nobel Barış Ödülü"nü alan ünlü Rus devlet adamı Mihail GORBAÇOV da davet edilmiş ve Rusya'daki reformlarla ilgili bir konuşma yapmıştı.

Neyse, bu bilginin konumuzla bir ilgisi yok ama, aklıma geldiği için aktardım... Bir hatırlatma oldu...

Şimdi o semineri hatırlıyorum da şaşırıp kalıyorum... Hele hele bu seminerde tuttuğum notları karıştırdığımda, bizi yönlendiren siyasilerin, bilim adamlarının(üniversite hocalarının), yazarların ve gazetecilerin ne kadar çabuk değiştiklerini, dün "ak" dediklerine, bugün nasıl kara" dediklerini görünce şaşırıp kalıyorum.

12 Eylül sonrasınada, Kenan Evren'e oy birliği ile Fahri Profesörlük ünvanı veren İstanbul Üniversitesi'nden bazı hocalar, Kenan Evren'i yerden yere vuruyorlardı... Midem bulandı... Dinleyiciler arasından biri çıktı ve bunu yüzlerine vurdu... Hoca, kızardı, bozardı ve morardı... Başını öne eğdi...

Fazla dağıtmadan sadete geleyim...

O seminerde, normal olarak ""irtica" ve "demokrasi" konusu da konuşulmuştu...

Bu konuşmalar sırasında, şu anda bir televizyon kanalında başka bir ünlü yazarımız ile, tabir yerinde ise "geyik muhabbeti" yapan bir bilim adamımıza(aynı zamanda yazarımıza) dinleyicilerden biri şu soruyu sormuştu:

- Bayanların örtünmesi ile demokrasi arasında nasıl bir bağ kurarsınız?

O sıralarda oldukça demokrat görünen bu yazarımızın bu soruya verdiği yanıt, aynen şöyleydi :

- Siz benim kızımın mini eteğine karışmazsanız, ben de sizin kızınızın kara çarşaf giymesine karışmam.

İşte, Genelkurmay Başkanı'nın, dün(26 Haziran 2009), "İrtıcayla Mücadele Eylem Planı" hakkında yaptığı açıklamada, "Artık, silahlı kuvvetler üzerinden elinizi çekin!" cümlesi(bana göre emri), bana bu anımı hatırlattı.

Genelkurmay Başkanı'na göre, Silahlı Kuvvetler üzerinde eli olan kimler olabilir acaba?

Genelkurmay Başkanı, konuşmasının bir yerinde, "Medya üzerinden asimetrik psikolojik harekat yürütülüyor" demişti. O zaman kitle hedef,

* Medya olabilir mi acaba?

Psikolojik harekat medya üzerinden yürütüldüğüne göre, medya kullanılıyor da olabilir... O zaman medyayı kim kullanıyor?

* Ergenekoncular mı?
* Cumhuriyet mitinglerinde "ordu göreve" çağrısı yapanlar mı?
* Her vesile ile iktidar ile orduyu ve yüksek yargıyı karşı karşıya getirmeye çalışan Deniz Baykal liderliğindeki CHP mi? (
Deniz Baykal, bugün-28 Haziran 2009- yaptığı açıklamada, bu tespiti tersyüz etti ve askerin ve yargının üzerindeki elin AKP Hükümeti'nin eli olduğunu söyledi)

* Bu konuda Deniz Baykal'ın gazı ile harekete geçen emekli yargı mensupları mı?

* Yoksa sık sık muhtıra yayımlayan Genelkurmay Başkanlığı'nın kendisi mı?

* TSK içinde görev yapan ve şu veya bu şekilde dışarı ile irtibat kurabilen personel mi?

* Sivil giysili ama başlarında asker şapkası(!) olan sivil bürokratlar mı?


Bunlar, medyanın malzemesi olacak şeyler... Medya bunları yayımlar; bu onun, halkı bilgilendirme sorumluluğunun bir gereğidir.

Kültürümüzde biz söz vardır: "Söyleyene değil, söyletene bak" derler... Bu sözü, "Yazana değil, yazdırana bak" şeklinde değiştiremeyiz mi?

Şimdi bir benzetme yapalım;

GENELKURMAY BAŞKANI: "Artık silahlı kuvvetler üzerinden elinizi çekiniz!" diyor.

MEDYA (Ben kitle hedefin medya olduğunu ve medyadan yararlanmak isteyenlerin de yukarıda sıraladıklarım olduğunu düşünüyorum) :

"Emredersiniz komutanım! Ama önce siz, siyasetten elinizi çekseniz; ya da sizi siyasete alet etmek isteyen mihrakların etkisi altında kalmatan sakınınız. Bize malzemeyi veren o mihraklardır, efendim." diyor.

Not :
Genelkurmay Başkanı'nın dediği doğru da; medyanın böyle deyip demediğini ya da diyeceğini veya demiyeceğini bilemem...Ben öyle diyecebileceklerini düşündüğüm için öyle yazdım...Tabii, kendileri daha iyisini bilirler.

Yani yukarıdaki anımla uyumlu bir cümle kurmaya çalışırsak şöyle diyebiliriz : "Siz, yani askerler, siyasete karışmazsanız, biz de size karışmayız"

Zaten, Türkiye'de yaşanan bütün sorunların kaynağında, kendi alanının dışındaki alanlarda ahkam kesenler bulunmuyor mu?

Son bir uyarı : Silahlı Kuvvetler'in, birinin ya da birilerinin zorlaması ile "cadı avı" yapmak gibi bir faaliyet içine girmesini herkes gibi ben de istemiyorum; ama TSK içinde ortalığı karıştıran bazı personelin, az da olsa varlığını ve şu veya bu şekilde dışarı ile bağlantılı olabileceğini düşünüyorum. En azından bunların araştırılması ve bulunması gerekmez mi?

cdenizkent
 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..