Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Eylül '11

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Emtia piyasalarında piyasa ekonomisi neden savunmasızdır?

 Vedat Özdan şöyle yazmış:

 “Teorik olarak bir emtianın spot fiyatı ile vadeli fiyatı arasında, emtiayı stokta bekletmenin maliyetinin (cost of carry) belirlediği bir ilişki vardır. Yani bugünün arzını ileriye taşımanın bir maliyeti vardır. Vadeli ve spot fiyat arasındaki fark normal piyasa koşullarında pozitiftir. Buna ‘contango’ denir. 

 Yine normal piyasa koşullarında ‘contango’, ‘cost of carry’den yüksektir; ancak uzunca bir süre çok yüksek olamaz. Çünkü teorik olarak bu fark açılınca, yani gelecekte arz kısıtının devam edeceğine dair beklenti artınca, fiyatı artan emtiayı üretmek cazip hale gelir ve gelecekteki arz böylece artmaya başlar. Bu yolla vadeli ve spot fiyatlar düşer.  

 Ancak çoğu emtia fiyat inelastiktir. Yani fiyat bugün yükseldi diye hemen, söz gelimi alüminyum arzı artmaz, artamaz. Üretimi artırmak için geçmesi gereken bir zaman vardır. Madenden çıkarma, rafinaj vs. gerekir. Buna ‘lead time’ deniyor. ‘Lead time’ birçok emtiada epey uzun.

 O nedenle emtialarda piyasa ekonomisi kısa vadeli spekülatif fiyat hareketlerine karşı savunmasızdır. Yani arbitraj olanağı, müdahale edilmezse piyasa ekonomisinin kendi iç dinamikleriyle uzunca bir süre çözülemez.”

 http://www.t24.com.tr/vedat-ozdan/kose-yazisi.aspx?author=22&article=4130

Öncelikle, yazarı kutlamak gerekli. Zor bir konuyu çok açıkseçik bir biçimde anlatmış. O nedenle, oldukça uzun bir alıntı yapıldı.

 Ancak, yeni ekonomik parametreler açısından onun savlarına epeyi itirazımız olacak.

 Önkoyutlar:

 Bir: Ortada serbest piyasa koşulları falan yok. Bunu, serbest piyasa ekonomisi koşullarının farklı olacağı ve şimdiki dinamiklerin de farklı olacağı biçiminde yorumluyoruz.

 İki: Ortada olan şey, doğru siyasetçiye yatırım yapmış çıkar gruplarının çıkarlarını (çalıştığı ekonomik alanı) gözeten bir devlet kapitalizmi yaşıyoruz ki bu var olanların / olmuşların arasında, en azından üçüncü çeşit bir tanedir. GATT veya WTO, tümüyle bunlar için çalışıyor. Kotalar hiç kalkmadı.

 Üç. Borsa emtiaları hep vardı. İstenilse önlem alınırdı veya önlem en azından öngörülürdü. Önlemin alınamazlığı, yalnızca bağlı kuşun vurulmasıdır.

 Dört: Karaborsa ve harp zenginliği hep vardı ve kapitalizmde de vardı. Karaborsanın olması için, mal arzının azalması gerekmediğini, Türkiye 1971975 emtia kuyruklarından biliyoruz.

 Beş: Sonraki bölüm için asıl giriş konusu olan durum şu: Ellerinde 30 trilyon dolar olan özel ve/ya tüzel kişilerin ne yapacağını devletler bile belirleyemez. Eğer ne yapılacağını birileri öngörebilirse, önceden önlem alınır. Yapılabilecek olan bir dereceye kadar budur.

 Gelelim metne (paragraf paragraf gidilecek):

 Bir: Normal finansal borsada olduğu gibi, fiyat soyuttur. Gelecekteki fiyat pekala bugünkünden düşük olabilir. Oluyor da. Buna, spekülasyon da neden olabilir, talep düşmesi de. 2007 krizinden sonra birçok emtiada yaşanan talep düşmesiydi. Yani, ‘contango’ her zaman pozitif değildir.

 İki: ‘Contango’ – ‘cost of carry (depolama da dahil)’ ilintisi bulanık durumda. Bazı dayanıklı malları öylece ortalığa bırakabilirsiniz. Yani, ‘cost of carry / keeping’ pratikte sıfırdır.

 Üç: Emtia fiyatlarındaki inelastisite, yer ve zamana göre değişir. Ayrıca, hemen hiçbir emtiada üretim kapasitesi halihazırda % 100 düzeyinde seyretmez. % 70 üretim kapasitesini % 100’e çıkarmak, hızlı yapılabilen ve düşük maliyetli bir iştir.

 Dört: Dolayısıyla, toplamda emtia piyasasındaki spekülasyonların da limitleri vardır. Bunu Eylül 2011’de altın fiyatlarında gördük. Diğer bir deyişle, ekonomide özel durumlar dışında asla ve kata sonsuz arz ve/ya talep olmaz. Çok kısa süreler içn bu öyleymiş gibi yapılabilir.

 Genel sonuç:

 Birileri, ekonomik parametrelerin değiştiğine aymaya başlamış. Bu sonuçta, ağır oyuncu devlet abilerin de, akil adamlar aracılığıyla, konuya ayacağı anlamına gelir.

 Yeni durumlara hafiften ayan eski akiller, yeni durumlara karşı hala eski akılları kullanıyor ve aradaki fark şimdilik az olsa da, gayet net görünür durumda. Bu fark, önümüzdeki 10-20 yıl içinde birçok krize neden olacak.

 Tersine varsayalım:

 Eğer yeni denklemler uygulansa, krizler olmayacak mı?

 Olacak olan durum şu:

 Eski krizler,(şimdilerde en çok yaşanan durum olan) değişim farkı krizleri ve gelecek krizlerin etkileşimi, kaotik denklemler oldukları için herhangi bir yeran için kestirilemez ama yalnızca büyük sayılar kuramı kullanılarak, kaosun genliği hesaplanabilir. Dolayısıyla, yangının büyüklüğünü bilerk ona göre hazırlanırsınız (ekonomide koruyucu hekimlik uygulamasının hiç olmadığını belirtmek gerek).

 Örnekleme:

 Buğday üretimi % 10 oynayınca, bir biçimde fiyatlar ‘al tekke ver külah’ dengeleniyor ama buğday üretimi % 40-50 oynarsa ne olur, onu şimdiden bilemiyoruz.

 İlginçtir ama buğday gibi ölümcül-yaşamcıl çizgisindeki bir emtiada bile,global üretim % 50 artabilir. Kanada ve Sibirya’nın eski donmuş, şimdiki bakir topraklarında, yeni genetikle üretilmiş tohumlarla yapılacak üretim, çok daha fazla artış getirebilir durumda.

 Burada vurgulamdığımız nokta şu:

 Yeni ekonomik parametreler, artık gelecek yolunun 2 tarafına da bakmayı gerektiriyor. Ya da başka bir deyişle, pozitif değişimler bile, negatif sonuçlar yaratabilir. Geçmişte bile, üretim fazlası nedeniyle çiftçiye toprağını ekmemesi için para verildiğini ve bunun uzun vadede herkese çifte zarar yazdığını tarihten biliyoruz.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..