En azimli gelin: Öykü Evren

Öykü Evren. Yandaki resimdeki peri kızı. Gelinliğinin içinde, biraz hınzır, tatlı mı tatlı bize bakıyor. Pembecik dudakları, zarif kolları, kadınlığını yaşadığı ve yaşattırdığı için Tanrı’ya dua eden bakışıyla, bir kelebek edasıyla çökmüş gelinliğiyle koltuğa.

Otuz altı yaşındaki bu genç kadının düğününe az kalmış. Evren, son günlerde, evlenmek için hemen herkesin inatla tarih olarak seçtiği 7.7.2007’de nikah masasına oturacak.

Dokuz yıllık sevgili uğruna, aşkı uğruna, her şeyi göze almış bir kadın o. Erkek olarak doğup, kadın olduğunu anlayınca, başına gelen kalmamış. Ama yılmamış. Okuldan atılmış, dışardan bitirmiş. Üniversiteye gidemez, diye düşünenleri şaşırtıp, üniversite kazanmış. Bütün bunların yanında, sevgilisi ve annesinden aldığı ödünç parayla, ameliyat olmuş, kadınlığa da en gerçek anlamıyla adımını atmış!

O, belki de kadınlığın ne olması gerektiğini bilmeyen, neşeden yoksun, birçok kadından daha çok kadın. Sizi bilmem ama, ben, fotoğrafındaki bakışına dikkatlice baktığımda, adeta mutluluktan havalanmak üzere bir kadın görüyorum.

Sanki şöyle diyor bembeyaz gelinliği içinde Evren:

"Mücadele ettim; ama öyle böyle değil… Uzun yıllar, hem ailemle hem toplumla nasıl baş edeceğimi bilemedim. Bedenimin içinde, olmayan bir ben’i taşımanın ağırlığı nedir, bilir misiniz? Ben, bilirim.

Erkek bedenimin içinden hiç çıkamayacağını, sıkışıp kaldığımı düşündüm. Yılmadım. Dokuz yıllık bir sevgiliye en güzel armağan gerçek bir kadın olmamdı. Ameliyat oldum, pembe nüfus cüzdanımla, artık özgür ve çok mutluyum."

Evliliklerin, çoğu zaman zoraki, topluma ayıp olmasın -yaş durumundan hallice- diye yapıldığını düşünürsek, Evren’nin kadın olma azmine de kadınlığına da şapka çıkarmamız gerekiyor. Evlilik dediğin, iki insanın birbirini olduğu gibi kabul etmesidir, derler ya, alın size kanlı canlı, gelinlikli bir örnek!

Hatta, o kadar gerçek ki, gelinliğini diken modacı Aysel Paşaoğlu bile, Evren'in transeksüel olduğuna inanamadğını söylüyor ve ekliyor: "Öykü'nün transeksüel olduğunu bilmiyordum; çok şaşırdım. Böyle insanlarla tanışmadığım için yadırgıyordum, ama Öykü'yü tanıyınca fikirlerim değişti. Bugün benim diyen kadından çok daha kadın. Vücut hatları, teni ve kendi kişiliği o kadar oturmuş ki, müthiş bir kadın olmuş."

Birbirlerini, her haliyle sevebilen, olduğu her cinsiyette kabul edebilen ve bu şekilde yıllarını geçirmekten en ufak bir sıkıntı duymayan çifte, ömür boyu mutluluklar diliyorum.

7.7. 2007’de, bütün kelebekler onlar için uçsun….