Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mayıs '15

 
Kategori
Deneme
 

En büyük yanlış yaşanılan hayata alışmak; çünkü alışılanı doğru kabul etme gibi bir tehlike var

En büyük yanlış yaşanılan hayata alışmak; çünkü alışılanı doğru kabul etme gibi bir tehlike var
 

Tabii ki bu durum bireysel alışkanlıklar değil toplum için düşünüldüğünde daha can alıcı bir hal ifade eder. Toplumlarda zaten değişim fikri yoktur, kültürle modayla ne olduysa, bir de tutucu inanç ve düşüncelerin koyduğu takozla yaşam treni aynı istasyonlarda dura dura hiçbir yere gitmez.

Şu an yaşadığımız hayatın bazı argümanları belki bin yıllıktır. Beş bin yıllık olan bile var. Örneğin evlilik… Allah bilir ya milattan önce bile insanlar böyle evleniyorlardı. Bir şeyin özü değişmedikçe detayları değişmekle o şey değişmez. Bin yıl önce saçımı elle tarıyordum, bugün tarak var. Ama sonuçta saçımı tarıyorum ve belki aynı tarıyorum.

İnsanların alıştıkları şeyler onlar için doğrudur. Oysa her şey zamanının şartlarına göre doğru ve yanlıştır. Niye bugün kan davası yok, kız kaçırma yok, başlık parası yok? Toplum bunlara alışamadı; çünkü zararı doğrudandı. Yanlış olan ama doğrudan zarar vermeyen birçok uygulama halen hayatımızda var.

Yüzyıllardır nesiller boyu aynı hayatı yaşaya yaşaya bazı şeyler adeta kanun gibi oldu. Daha düne kadar boşanmak ayıptı ve halen bazı yerlerde ayıp. On bin yıl önce de belki büyüğe saygı vardı, bugün de aynı. Halen büyüklerin eli öpülüyor. Oysa bunlar mantıksız davranışlar; saygı herkesedir, bu işin büyüğü küçüğü olmaz ki.

Yani bu ve buna benzer davranışlar yaşaya yaşaya alışılmış yerleşik bir hal almış. Çünkü insanlar bunları yapa yapa alışınca doğru kabul etmeye başlıyor. Zaten tutucu din, töre ve devlet tarafından da destekleniyor. Oysa toplumun yapısının bozulması bunlar yüzünden.

Şimdi insanlara sorunuz, yaşadıkları hayat doğrudur. Daha doğrusu bunları yapılması şart mecbur olarak görüyorlar. Başka şekli yok bu hayat böyle yaşanır sanıyorlar. Eskiden kız isteme vardı, bugün kalktı. O günün şartlarında doğruydu, bugün gereksiz. Evlenecek olan gençler gitmedi, saçma buldular, dayattılar direttiler kız isteme katlı. Ama hala örneğin ağaca çaput bağlayan var… Eşiğe oturmak günahmış.

Bugün halkın yaşadığı hayatın yarısı yanlış… Para biriktiriyorlar (bir şey almak için falan olabilir) Ne için “ak akçe kara gün için” kara gün olmaması için çalış. Mecbur mu kara gün olması. Kara gün nedir ya! Tayyibe oy verirsin. Suriye’ye savaş açar. Al sana kara gün. Sen paranı harcayacaksın ki ekonomi canlansın. Altınlar zulaya, sonra “benim oğlan işsiz”

Onlarca yanlışınızı yüzünüze vururum. Sizin bu yaşadığınız hayat şekli ileri ülkelerde yok. Geçmişin abuk sabuk dervişi mervişi şöyle demiş böyle demiş siz de bunları kabul edip yaşamışsınız. Artık sizin doğrularınız bunlar.

İşte bu nedenle toplum ilerlemiyor… Yaptıklarınız yaşadıklarınız geçmişte o günün şartlarına göre belki doğruydu; ama artık koşullar değişti siz de değişeceksiniz. Düğün salonuna evlenenler dâhil gençleri zorla götürüyorsunuz. Çoğu hiç gitmiyor. Bin yıl önce doğruydu, bugün yanlış. Elli küsur yaşındayım bana bile saçma geliyor. Değiştirin artık. İnsanları serbest bırakın, evlenirken kendileri değişik programlar yapsınlar ya da bildikleri gibi evlensinler.

Şimdi insanların doğru kabul ettikleri bir hayat var. Değişiklik yapamıyorsunuz, önünüze duvar örüyorlar. Hem yapsanız bile o değişikliği nereye koyacaksınız. Hayatı doldurmuşlar. Benim için sorun değil, yapmam anasını satayım. Ama halk öyle değil. Alıştığı ve kabul ettiği, başka şeklini bilmediği hayatın esiri. Mutsuzmuş açmış önemli değil. Napsın hayat ona göre bu ve yaşıyor işte. Geçmiş düzenleri menfaatleri gereği dayatan bilinçli yobazlar ne kadar mutlular bilseniz. Keşke insanlar temelli kara cahil olsa, kör olsa ne güzel kandırılır değil mi?

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..