En çok neyi seviyorsanız “İlah”ınız O’dur !

Günümüzde dilde olan , fakat gönüllerden uzak bazı ifadeleri  görüyoruz  ve   irkiliyoruz. Bunların başında  “ben inanıyorum ” diyen bir insanda olmazsa olmazların başında Allah(c.c) sevgisi ve  korkusu olmak durumundadır. Allah(c.c) korkusu ve sevgisi bize Kur’an-ı Kerim’dede anlatılmaktadır. Peki; günümüzde görünen bu mudur. Gizli olanı da, aşikar olanı da bilen Allah(c.c) tır. Lakin kulların şahit oldukları da  vardır.

Önce Allah (c.c) korkusu ile ilgili ayetlerden örnek verelim;

10/31- De ki: “Sizi gökten ve yerden kim rızıklandırıyor? Ya da işitme ve görme yetisi üzerinde kim mutlak hakimdir? Ölüden diriyi, diriden ölüyü kim çıkarıyor? İşleri kim yürütüyor?” “Allah” diyecekler. De ki: “O halde Allah’a karşı gelmekten sakınmayacak mısınız?”

16/52- Göklerdeki her şey, yerdeki her şey O’nundur. İtaat de daima O’na olmalıdır. Öyle iken siz Allah’tan başkasından mı korkuyorsunuz?
2/212- İnkar edenlere dünya hayatı süslü gösterildi. Onlar iman edenlerle alay etmektedirler. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar ise, kıyamet günü bunların üstündedir. Allah dilediğine hesapsız rızık verir.
67/12- Görmedikleri halde Rablerinden korkanlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükafat vardır.
59/16- Münafıkların durumu ise tıpkı şeytanın durumu gibidir. Çünkü şeytan insana, “İnkar et” der; insan inkar edince de, “Şüphesiz ben senden uzağım. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım” der.
2/212- İnkar edenlere dünya hayatı süslü gösterildi. Onlar iman edenlerle alay etmektedirler. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar ise, kıyamet günü bunların üstündedir. Allah dilediğine hesapsız rızık verir.

Korku ile bazı ayetleri belirttikten sonra konunun başlığı ile bir ayeti  belirterek konuya devam edelim.  De ki: “Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabânız, kazandığınız mallar, düşmesinden korktuğunuz ticaret(iniz), hoşlandığınız konutlar, size Allah’tan, Elçisinden ve O’nun yolunda cihâd etmekten daha sevgili ise o halde Allâh emrini getirinceye kadar gözetleyin (başınıza gelecekleri göreceksiniz)! Allâh, yoldan çıkmış topluluğu (doğru) yola iletmez. (Tevbe 24)

Ayetleri kısaca belirttikten sonra gelelim yaşadığımız  dünyadaki gerçeklere. Önce Allah(c.c) korkusundan bahsedelim. Böyle bir korku çokta  gözükmüyor. Allah(c.c) ın yasakları  vardır. Bunlardan birisi “zina”.  Bir vatandaş  yakın bir bölgemde bu nedenle biliyorum. Evli değil.  Evine gece gelen kadın sayısını ben unuttum.  Çevremde bir iki daha  bildiğim  kişiyi daha tanıyorum. “Zina”"ülkemde doğal hale geldi. Zina olayı bu denli aşikar iken bu yasağı  yapan insanlar da Allah(c.c) korkusu var mıdır. Korkan yapar mı. Geçtik “Gıybet” ve “İnkar” olayına. Bu dahada yaygın bir olay. Allah(c.c) dan korkmuş olan bir kul gıybet ve iftiraya bulaşabilir mi. Yönetim kadrosunda olanlara baktığımızda mütevazi bir yapı olmazsa olandır. Çünkü asıl güç sahibi Allah(c.c) tır. İnsanlar arası ayırım yapılır mı. Kul hakından korkmayan bir yöneticide Allah(c.c) korkusu olabilir mi. “Zekat” tam olarak acaba dağıtılıyor mu. Görebildiğim kadarıyla hayır. Mal, can, mülk  Allah(c.c) aittir. ” Para” denen kağıt parçası gününmüzde en değerli kabul edilen değil midir. Korku kısmını burada keselim de başlığa dönelim.

Hiç şüphe yoktur ki, Allah(c.c) sevgisi her sevginin üstünde yer alan bir sevgidir. Tereddütsüz her müslüman Allah(c.c)ı sevdiğini  idddiaeder. Fakat her iddia delile, ispata muhtaçtır. Kul sevgi alameti taşımıyorsa ; dil ile söylenen sözlerin pek anlamı yoktur. Allah(c.c) kalplerden geçenleri dahi bilendir. Kainatı yaradan ve “ol” deyince herşeyin olduğu gücün sahibidir. Allah(c.c) sevgisi en üst düzeydeki sevgi ise dünyadaki hangi kavram bunun üzerinde olabilir ki. Örneklerle açıklayalım.

Hz.İbrahim en önemli örneğimizdir. Şimdi cevap verin evladınızı  Allah(c.c)için kurban edebilir misiniz. Soru bu cevap sizde. Cevabınız evet değilse ve yapamazsanız  Allah(c.c) korusun evlat sevginiz Allah(c.c)sevgisinin üzerinde olur ki Allah korusun. Zekatı ve sadakayı Allah(c.c)için verirsiniz. Örnek mi. Hz.Ebubekir(r.a) örneğimiz. tüm malını Allah(c.c) yolunda veriyor. Ya siz. Cevabınız evet değilse mal ve mülk Allah(c.c) üzerinde olur ki (sümme haşa)  mal ve mülk İLAH’ınız olur.

Bakıyoruz yaşamımıza. Sabah ezanı okunuyor. Aman hoca uykumu bozdun mu diyoruz, yoksa  bir mutluluk içinde “Allah(c.c)ım; şükürler olsun ki  ölümün bir benzeri uykudan sağlık içinnde  uyandım” mı diyoruz. Besmele ile kalkıp Allah(c.c)  rızası için ihtiyacımızı gördükten sonra  güzelce bir abdest alıp ya mescide gitmek için yolamı çıkıyoruz veya evimizde seccademizi yayıp “Allah’ım Şahitlidir” dediğin sabah namazına niyet edip, huşu içinde namazımızı eda mı ederiz. Karar bizim Uyku mu, yoksa Allah rızası mı.

Herhangi bir mesleği yapıyorsunuz. Niyetiniz çok para kazanayım mı, yoksa  Allah(c.c)ın yarattıklarına, daha hayırlı bir yaşam sağlanmasına vesile olmak ve yararlı olmak için gayret ve bereketi Allah(c.c) tan mı istemek. Karar sizin.

Günümüzde para ve dünya nimetleri bunları yaradan gücün önüne geçmiştir. İnsanlar adeta “Nefis”lerinin esiri olmuş, sadece ben demekten başka bir manzara görmüyoruz. Ramazan da lüks otellerin ve tesislerde adeta yer bulunamazken aynı kalabalık teravi namazları için olmuyor. Gece 23 sularında şöyle bir dışarı çıkıp etrafa bakın evler ışıl ışıldır birde sabah namazı vakti çıkıp bakın ışıltıdan eser kalmış mı. Hangi elbiseyi alalım, hangi markadan giyinelim. Arablar ülkemize çarşafla geliyorda  iyi hoş geldiler “yakınlarımın bakmadığı iç  çamaşırlarına bakmaktan kendilerini alamıyorlar, o sırada ezan okunuyor mühim değil.” Bir iş yerinde çalışan bakıyorsunuz iş verenden korkuyor, lakin gıybet edip Allah(c.c) dan  korkmuyor.

Kendimizi kandırmaktan vazgeçelim ve düşünelim. İLAH’ım ız başta para denen kağıt parçası ve diğer dünya nimetlerimi, evlatlarımız ve diğer insanlar mı yoksa Kainatı yaradan  Kur’an-ı Kerim’de biz aciz kulların anlayabileceği 99 sıfatının olduğunu bildiğimiz ve Allahu Ekber diyerek bu sıfatlarından daha yüce olduğunu belirttiğimiz  ALLA(c.c) mı dır. Cevap vicdanlarda.

Yazımı Peygamber efendimiz Hz. Muhammed(s.a.v) efendimizin bir sözüyle bitirmek isterim. “Siz benim bildiğimi bilseydiniz çok ağlayıp, az gülerdiniz.” .Allah(c.c) a emanet olun.

www.selcukefendi.com sayfasında yayınlanmıştır.