Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Haziran '11

 
Kategori
Siyaset
 

En çok oyu alamasa bile kazanan Yeni CHP olacak

Eğer halk devletten KORKUYORSA bu bir TİRANLIKTIR............. 

THOMAS JEFFERSON 

Seçime son bir kaç günün kaldığı bu günlerde basında dikkatimi çeken bir olgu var, bunu geçmiş seçimlerde çok az görüyorduk. Çeşitli görüşteki gazeteciler oylarını açıklıyorlar. En çok ilgimi çeken ise bugüne kadar AKP'yi şiddetle destekleyen kendilerini ''liberal demokrat''olarak adlandırılan bir çok gazeteci AKP'ye OY vermeyeceğini beyan ediyor. Belki gözümden kaçanlar olmuştur ancak Mehmet ALTAN, Eser KARAKAŞ, Şahin ALPAY, Ahmet ALTAN ve Ali BAYRAMOĞLU gibi en ünlüleri sayabiliyorum. 

Özellikle Ahmet ALTAN daha 1 Nisan tarihli TARAF gazetesinde şunlara değinmişti; Seçimden güçlü çıkmayı hedefleyen Erdoğan'ın seçimlerden sonra derhal ''başkanlık'' sistemi tartışmasını başlatacağını ve şimdilerde sessiz kaldığı konuları ise ''başkanlık iktidarı'' referandumuna sakladığını belirtmişti. Başkanlık referandumunda karşımıza ''PKK'ya af, Ergenekon'a af, bedelli askerlik, yeni anayas, Türbana kamusal özgürlük, Alevilere Cemevi'' gibi toplumun bütün kesimlerinin ilgisini çekecek vaadleri içine doldurduğu bir torbayla çıkacak, Başkanlığı toplum ona verirse oda karşılığında bunları topluma verecek diye dikkat çekiyordu. Ayrıca ''başkanlık sisteminin'' ülke için çok tehlikeli bir yaklaşım olacağını kendisinin bu sistemi çok sakıncalı bulduğunu da ifade ediyordu.. 

Sayın Ahmet ALTAN, 7.Haziran tarihli TARAF gazetesindeki köşesinde de ''Bir başbakan, bir şehirde Azeri oylarını alabilmek için tek bir emirle heykel yıktırabiliyorsa, yarın başka oylar için ne yapacağını bilemezsin''diyor. Erdoğan; ''367'yi bulursam referanduma gitmem ''diyor, ''halkımdan zaten onay almış olacağım'', halk hangi Anayasa için onay veriyor, anayasayı bilmiyoruz ki onay verebilelim, seçim sürecinde anayasa hiç tartışılmadı ki...diyerek AKP'ye de OY vermeyeceğini belirtiyor... 

Görülen o ki; Sayın Başbakan'ın o iş adamı tehditleri, iktidar gücünü demokrasi çizgisinden çıkaracak düzeyde polis gücünün aşırı oranda kullanımı, silahsız pretostolarda bulunan öğrencilere uzun tutukluluk halleri, gazeteci ve yazarlara yapılan baskı ve tutuklamalar, dövülen öldürülen kadınlara karşı şiddet olaylarındaki artış, istediği gibi konuşmayanları şidetli azarlama, tek başına çıktığı TV kameraları karşısında soru sorarken korkudan gülücükler yapa yapa ancak soru sorabilen yıllanmış medya mensuplarına karşı bile tehditkar tavırlar, kendi yakınlarına eşitlik ilkesine aykırı biçimde bir kollama v.b, ile yani kısaca TEK ADAM otoriterliğini ''bedelini öder'' yaklaşımı ile sık sık ilan eden Başbakan liberal demokratlardan ve halkın bir bölümünden desteği kaybetmiş bulunuyor... 

Gerçi bin tane oyum olsa hepsini KILIÇDAROĞLU'na verecek bir birey olarak bu kesimlerin nihayet gerçekleri görmüş olmasından da büyük mutluluk duyduğumu belirtmedn geçemeyeceğim. Ben Yeni CHP'nin ne yapıp ne yapmıyacağını çok iyi biliyorum çünkü CHP programını dikkatle okuduğum. Herkes okumamış olabilir çünkü çok uzun ve detaylı ama mükemmel bir program. GANDİ başbakan olduğu zaman o programı uygulayarak 2023'de Türkiye'yi dünyanın en büyük onuncu değil yedinci ülkesi bile yapar. Yeni CHP'nin açıkladığı demokrasi Raporunu, Kadın raporunu, Anayasa raporunu, Güneydoğu ile ilgili raporları, seçim bildirgesinden mutlaka okumalısınız... 

Sayın KILIÇDAROĞLU'na topluma yalan söylemediği için ayrıca çok saygı duyuyorum. Halkı aptal yerine koymamak bence herşeyden daha önemli. Örneğin sekiz buçuk yıldır GAP projesini tamamlayamamış, ANKARA METRO'sunu bitirememiş, İzmir-İstanbul yolunu hala OTOBAN yapamamış hatta duble-yol olarak bile bitirememiş AKP'nin o müthiş projelerine hiç inanmıyorum. Bunların yanısıra 27 Nisan Muhtırasına Sayın Başbakan'ın aniden o muhtıra değildi demesi yani tam dört yıl sonra söylemesi ise akıl alır gibi değil. Yani sadece halk olarak biz aptal yerine konmuyoruz, dört yıldır o konuyu yazan çizen tüm medya mensupları da aptal yerine konmuş oluyor... 

Ülkemde daima önemli gelişmeler ''12'' rakamı çerçevesinde gelişir nedense.. Doğal olarak bu pek çok yazarın da değindiği bir konudur. Bende size kendi açımdan ''12''nin getirdiği OLUMLU durumları hatırlatmak istiyorum. 12 Mart 1971 muhtırası gelişen olaylar sonunda ''Karaoğlan'' lakabı ile rahmetli ECEVİT'in ilk defa başbakan oldu ve ''Kıbrıs Fatihi''olarak tarihe geçti..12 Eylül 1980 darbesi ise rahmetli Turgut ÖZAL'ı ilk defa başbakan yaptı, Türkiye çağ atladı bugün dünya devletleri arasında sayılıyorsa, bu tamamen Özal'ın başarısıdır. 12 Eylül 1980 de gidip tekrar geri gelen yaşayan efsane siyasetçi DEMİREL ise yaptığı Cumhurbaşkanlığı ile toplumların demokrasi ile mutlu olabileceğini ispatladı, kendisini görevden alan askerleri yendi.12 Haziran 1997 günü son defa başbakan olan Sayın Mesut YILMAZ ise muhtıra sonrası askerlerin desteği ile geldiği makamda, siyasal hayatına mal olacak bir bedel ödeyeceğini bile bile ''AB'nin yolu Diyarbakır'dan geçer'' diyerek ülkemizin güneydoğu sorununu Türkiye'nin kendisinin çözmek zorunda olduğunu beyan ederek belkide ilk defa Kürt açılımını başlattı. 12.Eylül.2010 ise ilk defa ve çok yüksek oyla başbakan olan Sayın Erdoğan'ın %58 evet karşısında darbelere son verme başarısı ile tarihe geçecekti fakat aynı zamanda onun DEMOKRASİYİ tamamen rafa kaldırıp Tek adamlığa gelmesine sebep oldu. Erdoğan'ın zorla siyasete çekmek istediği siyasetin ordinayüs profesörü Sayın Süleyman DEMİREL ise iki kelime ile ne güzel anlatmış başbakanı ''Endişeye Kapılmış'' 

Şimdi görünen o ki 12.Haziran.2011 seçimlerindeki son ''12' nin tılsım ise, GANDİ KEMAL'e ilk defa başbakanlık yolunu açacak ve o başbakan olduktan sonra aile sigortası ile YOKSULLUĞUN sonu getirirken başbakan olarak tarihe geçecektir. Türkiye'yi KADINLARINDA erkekler ile EŞİT haklara sahip olduğu bir ülke yapacak. Ve daha çok demokrasi, özgürlük ve insan haklarına saygı olacağı için AB üyeside olabileceğiz..Çağdaş bir ülke olacağız... Ülkesini seven herkesin DEMOKRASİ için oylarını YENİ CHP'ye vereceğinden kuşkum yok.. 

Bu arada MHP ve BDP'den hiç söz etmedim çünkü her iki partide de demokrasi diye bir olgu hiç olmadığı gibi biri Türk Milliyetçiliğini, diğeri Kürt milliyetçiliğini kaşıyarak aramızda sürekli kavga olsun istiyorlar.. 

Seçim sonuçlarına ilişkin tahminimle yazımı bitrmek istiyorum. AKP-315 Milletvekili. CHP-195 Milletvekili. MHP barajı geçemez..Bağımsızlar-40 milletvekili olur. AKP birinci olursa Başbakan'ın yapacağı BALKON konuşmasını sakın boşuna dinlemeyin o konuşma yalnızca balkonda kalan süslü ve doğru olmayan bir konuşma olacaktır. 

 
Toplam blog
: 16
: 614
Kayıt tarihi
: 08.06.08
 
 

Ben 68 kuşağından olup ülke, çevre ve kadın sorunlarına aşırı duyarlı biriyim. Ayrıca siyaset en ..