En güzel dua...

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurucu Cumhurbaşkanı, bir hukuk adamı ve sarsılmaz kararlılığa sahip, idealist bir insan, bir kahraman…

Elbette ki Merhum Rauf DENKTAŞ’ı anlatmaya, onun niteliklerini, vasıflarını tanımlamaya bu kelimeler yetmeyecektir…

Gençliğinin ilk yıllarından başlayarak, bir İngiliz sömürgesi konumunda bulunan ve Rumlar tarafından yönetilen “Kıbrıs” adasını, ada da yaşayan “Türk azınlık” için vatan yapma azmini ve kararlılığını göstermiş büyük bir devlet adamından - dava adamından - söz ediyorsanız, ve o insan sayfalar dolusu kitaplara, saatlerce anlatılacak belgesellere konu olacak işler ortaya koymuşsa, kelimeler ve yüklendikleri anlamlar da yetersiz kalacaktır…

Rumlar büyük “Enosis” (Yunanistan’a bağlanmak) idealleri uğruna katliamlar yapmıştır...

Bu katliamları gerçekleştirmek için “EOK” gibi örgütler kurarak, uzun yıllar Kıbrıs’da yaşayan Türk Azınlığın (sosyolojinin tanımlaması ile küçük bir cemaat grubuna denk gelecek sayıda insan) kanını dökmüştür…

İnsanlığın kabullenemeyeceği baskı, işkence ve zulümleri organize ederek, köyler, evler basarak yıldırma – sindirme politikaları gütmüştür…

Ve bugün Dünya’nın birçok yerindeki -örneğin yakın tarihte Ortadoğu’daki- halklara özgürlük vadeden, onların “self determination” hakkından bahseden ve buralara demokrasi götürme yarışına girmiş Batı Dünyası, o tarihlerde yaşanan bu olayların hiçbirisini görmemiş, yapılanlara “ses” çıkartmamıştır…

Merhum DENKTAŞ birçok aşamalardan geçen mücadelesi sonucunda, 13 Şubat 1975’te “KIBRIS TÜRK FEDERE DEVLETİ” nin kurulmasını sağlamış, ada da yaşayan küçük bir azınlık gruptan, büyük bir “devlet” ve “toplum” yaratmıştır…

Ardından, dünya kabul etse de etmese de 15 Kasım 1983’te, “Kıbrıs Adası”nın kuzeyinde bir “Cumhuriyet” kurulmuş ve bu devletin adına “KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ DEVLETİ” denilmiştir…

Bu olgu, sosyolojik anlamda “cemaat” toplumundan “halk” toplumuna geçiş anlamı taşır. Bir devlet kurma olgusu, insanın yaşamı boyunca ortaya koyabileceği en büyük icraatlardan ve geride kalanlara bırakabileceği en büyük miraslardan biridir…

Bundan sonra geride kalanların işi, DENKTAŞ’ın yaşamı boyunca verdiği mücadele kadar zor değildir… O’nun bıraktığı değerlerin yaşaması sağlamak, o değerleri yoktan var etmek kadar çetin bir çabayı gerektirmeyecektir…

Başta “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Halkı”, daha sonra “Türkiye Cumhuriyeti” ve bütün “Türk Dünyası”, bu büyük liderin ardından kendine yakışan vakur duruşunu sergileyecek, tarihi derslerden edindiği deneyimleri unutmadan aynı yolda yürümeye devam edecektir…

88 yıllık bir ömrü, büyük bir davaya adamış “kahraman” bir devlet adamına edilecek en düzel dua bu olmalıdır…