Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Kasım '08

 
Kategori
Eğitim
 

En iyisi temkinli olmak

Hiç dertlenmeden işleri yapabilmeyi öğrenmek lazımdır. Özellikle ihtiyacı olan kişilere elimizle, dilimizle iyilik yapma şansımız olduğunda, bu gibi hallerde, başına geleni çek demek yakışık almaz.

Bazen ikna gücümüzle, bazende ziyaretle yapabiliriz yani hangisine gücümüz yeterse onu devreye sokmalıyız.

Birinden iş yapmasını talep ettiğimizde mazeretin biri bin para. Yapmak istemediğini direkt söylese ne ala. Yapmak istemediğini belirtmek için akla hayale gelmedik mazeretler… Bunu da bir türlü anlatamıyor. Ama maalesef dolandırırken, kendi yalanında boğuluyor. Yapamayacak olsa biz o arkadaşımızdan istemeyiz zaten.

İşim düşmesin deseniz de, hayatta olduğumuz sürece mutlaka insanların bir birlerine işlerinin düşmesinden doğal olay yoktur. İnsanın yaradılışında vardır yardımlaşmak. Yardımlaşmak var derken, insanları kendi egosu için kullanmak yoktur.

Bu nüansın farkında olmalıyız.

İyi niyet tüccarlarına geçit yok demeliyiz.

Böyle durum zuhur edince mutlaka gereğini yapmalıdır, kullanıldığını düşünen insan, hemen ilişkilerini gözden geçirmelidir… Kullanmak iyiydi, ama kullanılan insan farkına vardı şimdi ben ne yapacağım diye düşünen kim olursa olsun, fırsat vermemeliyiz.

Bu tür insanlar yani akıllı geçinenlerin genel özelliği gizlice hareket etmektir. Mesela ikili telefon diyalogudur. Önce kendini garantiye alır. Arenaya başkalarını atar.

Hiç kendisi suçlu değildir, aslında çıbanın başı perde arkasındadır. Sizler zaten bilirsiniz.

Yapıcı olmak gerekiyor. İnsanların dertlerine çare olma şansı olan kişiler iyi niyetli, candan davranan, saygılı, nazik şekilde yardımcı olmalıdır.

Sadece âlemde düşmeyen kalkmayan bir Allah’tır. İnsanlarımızın yapısına bakınca hayatta gülümsemek, öyle herkese iyilik meleği olma yerine, birçok insanlar abus biri olmayı tercih ediyor.

Doğrusu insanın hak yemeden yardımcı olunacak durumlar varsa, yardımcı olabilecekken bile elimizi uzattığımız kişiler, tutmayı bırak, mahvolsun diye daha da itiyor. İnsanlık bunu gerektirmiyor lakin kıskançlık, kötü ahlak bunun amiri olunca, işin rengi bu şekilde oluşuyor.

İnsanları anlamak çok kolay değil.

Nedir bu insanların bu gizemli yapısı ve bilinmezlik deryası her bireri. Nedense bir anda sırlaşıyor insanlar.

Öyle ki işin hallolması uğruna tüm gayretini sarf eden insanımız, işinin yardım neticesinde sonuca ulaştığında bambaşka biri oluyor.

Hatta bazen şu da olabiliyor: kendisinin ilk durumunda olan kişileri dinleme lütfünde bile bulunmuyor, belki iletişimin her türlüsünü kapatıyor. Nasıl olsa emeline ulaştı.

Sizlerde çevrenizde böyle kişilere şahit olmuşsunuzdur. İşinin görülmesi zamanlarında size veya işine yardımcı olacaklara, iltifatların bini bir para olan kişinin, işinin bitmesi akabinde yardımcı olanlara selam bile vermez.

Çünkü o kişiye yardımcı olunundu, olmayacak durumu gerçekleştirdiniz. Gerçekleştirdiniz ve en büyük iyiliği yaptınız kişinin size yapacağı en büyük güzellik, sizi ve sizleri unutmak olacaktır…

Sizi kötülemektir birinci gayesi. Size ayak bağı olmaktır. İnsanların hiç birbiriyle hatır gütme duygusunun olmaması ne acınacak durumdur.

Hep şikâyet ederiz yapılanlardan, edilenlerden madem beğenmiyoruz. Biz ne yapıyoruz? Sorguladık mı hiç kendimizi?

Biz yardımlaşmayı yapmayı bile kullanır hale geldik. İnsanlığımızın gereklerinden olan yardımlaşmanın değerini azda olsa bilenler var.

Masum insanlara her daim kapımızı açabilirsek dünyanın en mutlu insanı olma şansımız vardır. Elimizde ki, imkânları sadece kendimize aktarmamalıyız.

Sakın siz siz olunuz, yapılan iyiliğe, hoş davranışlara; nankörce karşılık vermeyin, sofranıza kötülük yapmayın. Yapılan güzelliklere burun kıvırmayın.

Hayatın, sürprizler içinde kozasını ördüğünü düşünürsek, hata yapma payımız sıfırlanabilir. İyi huylardan olan el uzatma erdemini kavrayabilsek birçok problemimiz ortadan kalkar. Dayanışmayla, çoğu geçilmez engeller geçilir.

İyilik yapana sakın art niyet beslemeyin. Sonra tüyü dökülmüş tavuğa benzersiniz.

Sonra gün döner, devran döner yine sizin iteklediğiniz kişiye ihtiyacınız düşebilir.

İnsanların iyilik yapma ve yardım isteme noktasında ne kadar vericiysek, karşıdan o kadar da alıcı olduğumuzu bilmelidir insanlar.

Süfli emellere dikkatli, temkinli yaklaşmalıyız.

 
Toplam blog
: 375
: 678
Kayıt tarihi
: 12.07.08
 
 

Mehmet Şener 1964 doğumluyum, Burdur-Gölhisar'da yaşıyorum. Doğum yerim Burdur/Atınyayla . Lisans..