En kötü/en iyi/en büyük

Geçtiğimiz günlerde Anadolu Ajansının Londra bürosundan geçen bir haber birçok basın-yayın organında yer aldı.

Fakat haber sanki biraz kıyıda köşede kaldı gibi.

Bugün eski defterleri karıştırırken işte o haberle yüz yüze geldik.

Fena halde sırıtıyordu.

Habere göre, İngiltere’de yapılan bir araştırma, atom bombası ile televizyonlarda beğenerek izlediğimiz “Reality Show”ların tarihte gelmiş geçmiş en kötü buluşlar olduğunu ortaya koymuş.

Araştırmayı İngiliz hükümeti finanse etmiş.

Hükümetin araştırmayı finanse etmesinin amacı müzeler ve sanat galerilerinin gelişimine katkı sağlamakmış.

İşte bu araştırmanın ortaya çıkardığı sonuca göre bugüne kadar “en kötü” olarak nitelenebilecek buluşlar sırasıyla atom bombası, reality show, idam cezası, Naylon torba ve Kredi kartının bulunmasıymış.

Aynı araştırmaya göre, “en iyi buluşlar” listesinin başında ise tekerlek ve internetin icadı gelmekte.

Buradaki sıralama tekerlek, internet, penisilin, kadınlar için hak eşitliği ve doğum kontrol haplarının bulunması şeklinde yapılmış.

Söz konusu araştırmaya katılan 1000 kişi, ayrıca tarihin “en büyükleri” sıralamasını da yapmış. Buna göre rönesansın dahisi Leonardo da Vinci ilk sırayı alırken, İngiliz Charles Darwin ve Amerikalı Martin Luther King bahse konu sıralamada iki ve üçüncü olarak sıralanmışlar.

Benim asıl merak ettiğim, araştırmaya katılanların sigara hakkında düşündükleri. Araştırmanın içinde yer alsaydı mutlaka okuduğumuz haberlerin birinde geçerdi.

En iyi buluşların içinde yer almadığı kesin ama en kötülerinde de yok.

Biraz tuhaf olmasına rağmen, sigara içmenin eskiden üst sınıfa ait olma gibi bir durum yarattığı şeklindeki bir yazıyı bir yerde okuduğumu hatırlıyorum.

Belki sigaranın bulunuşu “en kötü”, filtrenin bulunuşu ise “en iyi” buluş olması sebebiyle, çok eskilerde ayrı olan, şimdilerde aynı gövdede ruh bulan bu ikiliyi ayırmamak için listeye almamışlardır.