Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mayıs '07

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

En mükemmel an

En mükemmel an
 

“Bugünü düşünürüm...
Dün öldü!!
Yarın var mı?
Gençliğe de güvenmem.
Ölen hep ihtiyar mı?”

(Bişr-i Hafi)


Şu an mükemmeldir. Çünkü sahip olduğumuz tek zaman zaten şu andır. Geçmiş de gelecek de sade bir hayaldir.

Şu an zaten yeterince mükemmeldir. Çünkü olaylar, biz içindeyken göremesek de bizim gördüğümüzden daha büyük bir çerçeveden bakıldığında mükemmel bir sebebe dayanır ve olağanüstü bir akışla ilerler.

Şu an mükemmeldir. Çünkü sadece şu an, bir şeyler yapma, değiştirme şansı verir. Geçmişte ya da gelecekte yaşayan zihnin böyle bir fırsatı asla olmaz.

Şu an mükemmeldir. Çünkü durup farkına varabilirsek hediyesi içinde saklıdır. Hediyeyi anlamamak hediyeyi ertelemektir. Ama hediye, hediyedir.

Şu an mükemmeldir. Çünkü şu andan hızla öğrenebiliriz ve geçmişten öğrendiğimizi düşündüğümüzde de aslında şu andan öğreniyoruzdur.

Şu an mükemmeldir. Çünkü geçmişin doruk noktasıdır; gelebildiğin yerdir. Ama gidebileceğin yer değildir. Çünkü şu an (ve sadece şu an) özgür seçimler anıdır.

(Ancak şu anın mükemmel olması demek, onun bizim istediğimiz gibi, bize göre olması gerektiği gibi, keyifli ya da kolay olması demek değildir. Çünkü bunlar şu an ile değil bizim kendi düşünce ve yorumlarımızla şekillenen şeylerdir. Aynı durumlar, farklı düşünce ve yorumlarla keyif de verir acı da. Ama durum sadece durumdur.)

Yavaşla dostum. Kendini sürekli olarak hızlanmaya ve daha fazlasını başarmaya zorlama. Çünkü; “Geçip giden günler - hayatımızdan - gidiyorlar.”

Motive olmaya çalışma. Onun yerine dur ve “Neden bu kadar motivasyona ihtiyaç duyuyorum acaba” diye düşün. Kendini ödül veya ceza olmaksızın (ya da mecburiyet hissi) koşmak bir yana ayakta bile duramayan bir yarış atına çevirme. Neden sadece yapıyor olmaktan mutlu olduğun için bir işi yapmayasın? Bu iş ister domates doğramak ister tablo yapmak olsun. Neden sadece yaşayamayasın?

Daha iyi biri olmaya, hatasız olmaya çabalama. Kendinden kaçmanın, gelecekte yaşamanın, şu anki halinle kendini sevememenin yıkıcılığını ve yükünü hisset, gör. Hatalarını sev; problemlerini sev. Çünkü onlar olmadan hiçbir şey çok öğretici ya da anlamlı değil aslında. Şu an ne olduğuna, ne yaptığına, nasıl yaptığına odaklan, şu anını ıskalama; bu yeterli!

Planlar yap ama planlarına gömülüp hayatın yanıbaşından sessizce akıp uzaklaşmasına izin verme. Ümitli ol ama sadece ve sürekli ümitlerle yaşama. Çünkü ümitlere takılmak şu anı bırakıp geleceğe kaçmaktır. “Şu an iğrenç durumdayım – şu anı düşünmek bile istemiyorum; ama inşallah bir gün…” Geleceğe ilişkin olasılık hesaplarını da bir kenara bırak. Okulum veya kursum bittiğinde, kendimi geliştirdiğimde, İngilizce ve bilgisayar öğrendiğimde daha iyi bir iş bulacağım ve çok para kazanabileceğim. Böylece ….… yapabileceğim. Bu hesaplar doğrudur da; yaparsın. Ama okulun, kursun, İngilizce ya da bilgisayar öğrenmenin keyfine, doğal enerjisine odaklanmak daha akıllıca olmaz mı? Yaptığın şeyde doğal keyif yoksa, mutluluk yoksa kaçıyorsun demektir. Kaçma! Dur ve içinde ol. Anın ve hayatın merkezinde ol.

Ve koşturanlara fazla takılma. Onların koşturma, ittirme, çabalama, zorlama tavırlarının sana da bulaşmasına izin verme. Başarı peşinde koşanlarla değil, kendinden memnun ve iç değerlerini yaratıcı eylemlerle ifade etmeye odaklı insanlarla bir arada ol. (Tabi onlardan bulabilirsen.:) Bırak onların yaşam enerjisi sana da bulaşsın.

(Başarının Psikolojisi 5. Baskıdan:)

 
Toplam blog
: 79
: 2098
Kayıt tarihi
: 30.04.07
 
 

1970 Mersin doğumluyum. 1988 yılında Kuleli Askeri Lisesi'nden, 1994 yılında da Ortadoğu Teknik Ü..