Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ağustos '12

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

En önemli icat!

En önemli icat!
 

Son tasarım bisiklet örneği


İngiltere’de yapılan ve içinde bilgisayar, nükleer enerji, radyo, içten yanmalı motor, internet, iletişim uydusu gibi son teknoloji ürünlerin de yer aldığı bir anket çalışmasında bisiklet % 59 oy oranıyla son yüzyılların en iyi icadı seçilmiş. Bazı Avrupa ülkelerinde bisikletli ulaşımı teşvik etmek amacıyla bisiklet kullanmayı tercih edenlerin maaşlarına ek ücret ödeme uygulaması tartışılıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bisiklet ile ilgili çalışmalarda ise hareketsiz yaşayan insanların bisiklet kullanımıyla fiziksel aktivitelerini artırmaları sayesinde kanser ve diyabet gibi hastalıklara yakalanma oranlarında ciddi azalma görüleceği ve buna paralel olarak sağlık harcamalarında da önemli oranda azalma olabileceği belirtiliyor. Bisikletin insan sağlığına doğrudan olumlu katkılarının yanı sıra çevre sağlığına olan olumlu katkılar yoluyla da insan sağlığına dolaylı yoldan olumlu katkıları var. Bisiklet kullanımının yaygınlaştırılması; küresel iklim değişikliğinin de gürültü ve görüntü kirliliğinin de çözüm unsurlarının başında geliyor.

Avrupa ülkelerinde bisiklet kullanımının derecesi sokaklarda dolaşırken hemen göze çarpan bir unsurdur. Zaten trafik ışıkları da yol ve kaldırım düzenlemeleri de bunu hemen gösterir size. Yolda ilerlerken, trafik akışının motorlu araçlar için olduğu kadar bisikletli ulaşım için de dizayn edildiğini görürsünüz. Yerlere çizilmiş bisiklet şeklinden yolun o bölümünün bisikletliler için ayrılmış olduğunu anlarsınız. Yayaların da motorlu araç sürücülerinin de bisikleti nasıl bir ulaşım aracı olarak benimsemiş ve özümsemiş olduklarını görür, hiç şaşırmazsınız. Her şey kurallara uygun ilerlemektedir çünkü. Bir trafik karmaşası yaşanmaz. Büyük araç sürücüsü camdan başını çıkarıp el kol hareketleri ile birlikte “sen ne arıyorsun burada” diye sormaz bisiklet sürücüsüne. Çünkü onun gittiği yoldan bisiklet sürücüsünün de gitmeye hakkı olduğunu daha doğarken öğrenmiştir sanki. Hatta bazı Avrupa ülkelerinin başbakanları bile hiç gocunmadan bisiklet ile işlerine gidebiliyorlar.

Türkiye’ye gelince. Ülkemizde yaklaşık olarak her yıl 1 milyon bisiklet satıldığı belirtiliyor. 75 milyonluk nüfus düşünüldüğünde bu oranın çok düşük olduğu açıkça görülüyor. Zaten bizde bisiklet, bir ulaşım aracı olmaktan ziyade özellikle çocukların oyun-eğlence aracı olarak görülüyor ve sokak aralarında ya da parkların araç geçmeyen yollarında kullanılması gereken bir şey gibi algılanıyor. Bisikleti ulaşım aracı olarak kullanan kesimin genelde dar gelirli kesim (bu kesimin erkekleri) ya da üniversite öğrencileri olduğu gözlemleniyor. Bisikletin daha yaygın olarak kullanılmasını sağlamak için çeşitli altyapıların hazırlanması gerekir elbette. Bunlar olmadan mevcut ulaşım altyapısı ile eğer bisiklet kullanacaksanız baştan bazı zorlukları hesaba katmanız gerekir. Bu zorluklar neler mi? Bisikletine bindin gidiyorsun. Yol boyunca bazen araç yolundan bazen ise kaldırımdan ilerlemek durumundasın. Araç trafiği içinde ilerlerken; önden ve arkadan gelen araçları gözetmen gerekir. Bunun için de ara sıra başını arkaya çevirmelisin. Başın arakadayken önünden gelen ve sana dikkat etmeyen bir araç çıkabilir önüne. Ve ona göre, yol onundur! Geçiş hakkı hep “büyük” ve “güçlü”den yanadır. Bu durumu unutmamalısın! Eğer kaldırımda ilerliyorsan; bir taraftan bisikletini idare etmeye çalışırken bir taraftan da yayaları zil çalarak uyarmak durumundasın. Henüz yayalar da bisiklet görmeye alışkın değiller çünkü. Diğer kaldırıma geçebilmen için bisikletten inip bisikletinle birlikte yürümen ya da onu kucağına alıp geçirmen gerekir. Çünkü kaldırım yükseklikleri (engellilerin tekerlekli sandalyeleri ile inemedikleri gibi) inmeye elverişli değildir. Uygun olan yerlerde de rampanın tam önüne bir uyanık! getirip aracını park etmiştir. O arabasına yer bulmuş, gerisi kimin umurunda? Buradan yaşlı ya da hasta bir vatandaş bastonuyla mı geçecek, engelli bir vatandaş tekerlekli sandalyeyle mi geçecek neden düşünsün? Bisikletin geçebileceği zaten hiç aklına gelmez! Bazen kaldırımın tam ortasında bir elektrik direği ile karşılaşırsın. Zaten kaldırım genişliği standart dışıdır. E bir de direk çıkınca karşına. İn bisikletten aşağıya, al bisikleti kucağına, in kaldırımdan aşağıya. Bir soluk dinlen. Yol sakinse yoldan devam et. Değilse… Kucakla bisikleti, yeniden kaldırıma çık. Yeni bir engelle karşılaşana kadar devam et. Kim tutar seni? Yolda ilerlerken mazgallarla da karşılaşırsın. Mazgallar yola paralel olarak yapıldığı için yol uygunsa sen çapraz ilerlemeye çalışırsın. Çapraz ilerlerken arkadan gelen araç ya da yaya var mı diye başını arkaya çevirip bakman lazım. Arkadan gelen araçsa senin orda var olma hakkın olma ihtimali üzerinde bir an bile düşünmez, böcek gibi ezer seni de bisikletini de. Yaya geliyorsa şanslısın, belki çarpışırsınız ama ufak hasarla atlatırsın durumu. E bu da az şey mi canım! Sonunda gideceğin yere ulaşırsın. Sağ salim gideceğin yere varmışsan şimdi bir de dönüş için aynı macerayı yaşamaya hazır ol! Ha bu arada… Gözünü dikip sana bakanlara da aldırmaman lazım tabi.

Güvenli bisiklet yollarının yapılması için hazırlanan projelere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı destek veriyor. Yerel yöneticilerin dikkatine!

Ben belediye başkanlarının görevlerine bisikletle gidip gelecekleri bir kent düşlüyorum.

 

 
Toplam blog
: 87
: 566
Kayıt tarihi
: 02.12.09
 
 

Çevre Bilimi Uzmanı – Peyzaj Mimarıyım. Yüksek lisansımı çevre sorunları ve biyokütle enerjisi üz..