Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Şubat '12

 
Kategori
Blog
 

En rezil açlık, "beğenilme" açlığıdır!

En rezil açlık, "beğenilme" açlığıdır!
 

Dötlerindeki pampers’e bakmadan annelerinin topuklu ayakkabılarını giyerek şöyle bir salınırlar aynanın karşısında… Fırsatını buldular mı oje, allık, rastık, rimel, mimel… Artık ne bulurlarsa işte… Kendilerini palyaçoya döndürür bıcırıklar!


Erkek çocukları da pek farklı değildir aslında. Babalarından “Aferin benim oğluma” lafını duymak için yemedikleri nane kalmaz.( Kendimden biliyorum.


Beğenilmektir amaç!


Ama ilerleyen yaşlarda daha bir usturuplu olur “kendini bilen” insanlar… Amaç elbette beğenilmektir ama” terazi” diye bir şey vardır artık. Övgünün, beğeninin “içten” olanıyla “film icabı” olanını, “yürekten geleniyle”, “hesaplı kitaplı” olanını pek güzel ayırt edebilir, mayası sağlam olanlar!


Maya, derken bilgi, görgü ve yetişme tarzından bahsediyoruz tabii! “Yalan da olsa sev/beğen beni” müptezelliği konumuzun dışında!


Ama sonuçta insanız… Beğenilmek; bir yaşam iksiridir bizim için. Su, hava ve güneş kadar gerekli yani…
“Beğenilme kaygım yok!” diyen,-kusuruma bakmasın ama- “yalan söyler” ve sadece kendini kandırır!


Beğenilmek için yazılır o Nobelli veya Nobelsiz kitaplar… Everest’in tepesine beğenilmek için çıkılır…


Dağlar delinir beğenilme uğruna, çöller geçilir!


Hiç abartmıyorum dostlar; bu uğurda canlar verilir!


İşte bu yüzden “beğenenden” ziyade, “beğenilenin” duruşu önemlidir.


Ama muhterem şeyinizi hiç yırtmayınız zira kimseciklere öğretemezsiniz yaşamı!


Hani yani “temelde” bir şeyler varsa… Genler menler denk gelmişse… Belki işte.


“Evladım bak buna tilki derler, senin kara tüylü ve de bet sesli bir karga olduğunu biliyor. Onun derdi senin ağzındaki peynir” deseniz de pek çaresi yoktur!


Ve işte bu yüzden dostlar… İnsanlar ikiye ayrılırlar:


“Ağızlarındaki peynire mukayyet olamayanlar”…


Ve o kurnaz tilkiye "okkalı bir hastir çekenler"!


Bunun ötesi yoktur! (Bana ilk yorumu yazmıştı da, hoş geldin demişti de, hakkımda "övücü" yazı yazmıştı da,son yazısında ismimi anmıştı da, diye meram anlatılmasın, cozarım! Tilki tilkidir, karga da karga!)

Mesele, temelde "peynir" meselesidir dostlar!


Bana gelince…


Tilkileri sevmem ama kargalarla (neden bilmem) aram iyidir…


İyidir ama ben onları:


“Pasaklı kontesim” diye severim.

İşlerine gelirse!


Not: Bakmayın bu yazıyı blog kategorisinde yazdığıma, alışkanlık işte. Yoksa bu güzide sitemizde ne tilki vaaar, ne de karga! Öyle değil mi dostlar?

Bir Not daha: Haaa! Bu konuyu seneler evel "Karga karga gak dedi, git "yazarofisi'ne bak dedi" başlığı altında ele almıştık sanırım. Fikri takip var işte, lütfen kusuruma bakmayın:)

 

 
Toplam blog
: 312
: 1658
Kayıt tarihi
: 10.02.07
 
 

Önceleri konuşurdu insanlar, "yazmak", sonraların işi... Duygu ve düşüncelerimizin yanı sıra gözl..