Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Kasım '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

En son bizim haberimiz oluyor!

Annemle birlikte hastaneye gitmiştik, yanımda oturan türbanlı genç kadınla sohbet ederken görevine yeni başlayan din öğretmeni olduğunu öğrendiğimde din derslerine türbanla giriliyor sanırım demiştim, O da bana “Bildiğim kadarıyla kamuda türban zaten yasallaştı” demişti. Saf, temiz, genç bir kadındı, “öyle mi?” demekle yetinmiştim.

Yok canım ne münasebet, henüz yasallaşmadı demek istememiştim.

Muhtemelen bu örneği bir yazımda vermişimdir, neyse…

Cuma günü diş hastanesine gittim, henüz hastane kapısından girmek üzereyken bir feryat bir figan; türbanlı orta yaşlı bir kadın “Dişimi kanattılar!” diye bağırıyor. “Röntgen çekerken diş mi kanarmış?” diye bir perde daha üstten bağırmaya devam ediyor.

Tam ağzımı açacakken bir bey “Hasta hakları birimi var hemen şurada, oraya gidin” dedi demesine de dinlemek yerine bir perde daha yükselen sesiyle “Allah belanı versin! Göreceksin sen gününü!...” diyor.

Duymamış, anlamamış olduğunu varsayarak “Hemen içeride hasta hakları bölümü var, gidin şikayet edin” dedim; lakin beni de dinlemedi, sesinin çıkabileceği son perdeden “Görürsün sen gününü, şimdi polise gidiyorum! Polisle beraber geleceğim, anandan doğduğuna pişman edeceğim!” dedi…

Bu söz ile kalakaldım!

Böyle bir durumda polise gitmek, polisten destek bulabileceğine inanmak normal bir durum değildi; zira bildiğim kadarıyla polisin de işi değildi.

Hah işte, orada bir ışık yandı kafamda: Demek ki bizim henüz tam olarak algılayamadığımız bir polis yetkisi durumu vardı ve bizim bilmediğimizi onlar biliyorlardı!

******

Aynı röntgen odasına ben de girdim, problemli dişin röntgen çekiminin yapılabilmesi için iyice diş köküne doğru yerleştirdiklerinden insanın canı acıyor elbet, diş iyice problemliyse, ya da diş eti, bir miktar kanama da yapabilir ki sordum kanama olmamış, canı çok yanmış.

Hassas dişin ne kadar acı verdiğini iyi bilirim, o dişin röntgeni çekilirken de çok can yakar, can acısıyla insan agresifleşebilir de…

Bu kadar bağırmak, bağırdıkça abartmak, ve en önemlisi “polis” ile tehdit etmek!

Başka örneklerle birlikte bana düşündürdüklerinden biri bu: Türbanlı hanımlar iyice mağdur olduklarına inanmışlar, kendileri gibi olmayan herkesin kendilerinden öç aldıklarını düşünüp, artık sırtlarını dayayabilecekleri süper bir güç olduğu inancıyla her alanda ve her şekilde haklarının peşine düşmeleri gerektiğine inanıyorlar. Bağırıp çağırmanın, tehdit etmenin de en etkin hak arayışı olduğunu sanıyorlar.

******

Bu arada, Cuma günü öğle saati beddua üstüne beddua eden türbanlı orta yaşlı hanım Müslümanlık inancının hangi mertebesinde olduğunu da gayet güzel açıklıyor.

******

“Polis devleti oluyoruz” derken, olmuşuz bile…

Artık öğrendim: hastanelerde türbanlı hanımlardan alacağım haberleri! En kesin bilgiler onlarda şekerim!...

******

Bu nedenle yok 50 civarı polis öğrenci evlerine baskın yapmış, öğrencilerin oturduğu kafeleri basmış, hiç şaşırmadım!

******

Bu arada başbakan ile başbakan yardımcısının iyi/kötü polis rollerini paylaştıklarını düşünüyorum. Bence başbakan cumhurbaşkanı olunca, başbakan yardımcısı da başbakan olacak diye planlanmış. Neyse, bu da bir sonraki yazının konusu olsun. (Tabii gündeme flaş bir başka konu düşmezse…)

******

Atam ışıklar içinde uyu; sana özlemimiz, saygımız, şükran ve takdir duygularımız hiç bitmeyecek....

 

http//twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..