Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Şubat '10

 
Kategori
Sevgililer Günü
 

En tehlikeli günlerden biri kapımızda!

En tehlikeli günlerden biri kapımızda!
 

Fotoğraf:Oğulcan Yıldırım


Az kaldı, hepi topu üç gün sonra o en tehlikeli günlerden biri karşımızda; mendillerinizi şimdiden hazırlayın kızlar, efkarınıza uygun müzikler ayarlayın delikanlılar!

Zira üç gün sonra karşınızda 14 Şubat!...

“Aaa, kadına bak, fesat şey, sevgilisi yok zahar” diyorsunuz kiminiz, yok, vallaha ondan değil, bir saniye izin verin izah edeyim.

Şimdi efendim, 14 Şubat aslında sevdiğini ilan etme günüyken vakti zamanında uzak diyarlarda, işin cılkını çıkarmayı seven bir millet olarak bu günü öyle büyüttük ve parlattık ki o meşhur günden beklentiler ayyuka çıktı elbette.

Bu arada, şunu da belirtmeden geçemeyeceğim, sevgililer gününü bu kadar büyütenlerin başında para kazanma çabası içinde olanlar gelmektedir; zira bu fırsattan istifade artık aklınıza her ne gelirse sevgililer günü hediyesi kıvamına getirmekte ve satışlarını da patlatmaktadırlar!

Eee, alan memnun satan memnun olduktan sonra sana ne diyebilirsiniz elbette, ama ne kadar büyük hediye eşittir o kadar büyük sevgi denklemi kurulmaya başlayınca “Bana ne” deyip geçemiyorum, huyum kurusun!

Sevgililer gününün bizim buralarda ilk kutlanmaya başladığı yıllarda sevgilisi olmayanların hüzün ve haset dolu günüydü; kabul edelim ki bizler için pek alışıldık bir manzara değildi elinde tek ve kırmızı gül ile sevgilisiyle buluşmaya giden erkekler, ellerinde aynı renk gülle hoplaya zıplaya evine gönen kızlar, kadınlar; haliyle bir de onlara esefle bakan sevgilisi olmayan bir takım gözler!

Bir çeşit travma haline gelmişti neredeyse, “şu kızın/erkeğin bile sevgili var ya!” serzenişleri yalnızlık hislerinin doruğa çıkmasının bir nebze de olsa dışa vurumuydu; yataklarında o gece ne kadar ağladılar, onu bilemem!

O yıllarda bir de “Yalnızlar Günü” yapsak diye tutturmuştum, lakin uygulamaya sokamadım…

İlk yılların hüznüne alıştılar mı, yoksa sevgililer günü yaklaşıyor diye yüz vermediklerine sırf o günü yalnız geçirmemek adına yüz verir mi olundu, bilmiyorum ama sanki travmalar biraz daha azaldı gibi geliyor bana son yıllarda.

Bu meşum günün en zararlı çıkanları sevgililer gününe az bir zaman kala ayrılmış olanlar ve çokça zaman önce ayrılsalar dahi hali hazırda aşk ateşleri soğumamış olanlardır! Sahiden de çok zor bir gündür bu onlar için; zaten her kelime, her şarkı, her olay O’nu hatırlatıyorken bir de üstüne her yerde aşk ve kırmızı kalpler!

Aslında, sevgililerin de en tehlikeli günüdür bu, abarttık ve işin cılkını çıkarttık ya, beklentiler öyle büyük oldu ki, ne yapılsa ne denilse eksik kalacaktır bir yerde! Özellikle hemcinslerim bu konuda hayal dünyalarını sınırlamakta çok zorlanırlar ve sınırsız hayaller ufacık bir söz, bir bakış ile kolayca hayal kırıklığına dönüşebilir!

Normal günlerde pek çok gülünen esprilerden biri o gün yapıldığında adam karşısında asılmış bir surat bulabilir kolayca; zira o gün sihirli bir gündür, erkekler bilemez ki günler ve dahi gecelerce hayalleri kurulmuştur, o hayallere uymayan ufacık bir detay bir anda tüm büyüyü bozar!

Bir de hediye meselesi vardır elbette, kimi gerçekten çok beğenir, kimi beğenir gibi yapar ancak içten içe bozulur, kimi bozulduğunu belli eder, kimi de kavga çıkarır, e yani, yalansa yalan deyin…

Problem aslında hediye ile sevgi derecesini eş tutmaktadır, ancak gelin görün ki bunu hele de o gün anlatmak pek zordur!

Bir güne gereğinden büyük beklentiler yüklemek çok da doğru değildir, uçan balon kadar havalı beklentilerimiz ufacık bir gerçek ile pıss diye söner…

Diyelim ki adam “Ooo, hesabı da geçirmişler bu gece” desin, bu bir gerçektir mesela, ama bir dişi için durum böyle değildir: “Böyle bir gecede bu söylenir miydi! Yok, sevmiyor beni bu adam!... Üstelik de cimri!...” düşüncesiyle gecesini bitirir, o ana kadar olan tüm hoşluklar hayal kırıklığı azalana kadar hatırlanmayacaktır muhtemelen!

Tabii adam yerine kadın öznesini de koyabilirsiniz, hesap yerine başka bir örneği de; ama şu bir gerçektir ki 14 Şubat tehlikeli bir gündür!

Benden söylemesi, ya vakit varken ayaklarınızı sağlam basın ve sevgilinizi nelerinden dolayı sevdiğinizi düşünün ya da mendillerinizi ve hüzünlü şarkılarınızı hazırlayın!

Annem her sevgililer gününde beni arar ve kutlar, bunun yalnızca iki cins sevgili arasında olduğunu değil de “Sevgi Günü” olduğuna kanaat getirdiğinden, pek severim bu yaklaşımını…

Sevgililer gününüz kutlu olsun!

Not 1: Anne seni çok seviyorum, iyi ki annemsin!

Not 2: Yukarıda yazdıklarım laf olsun diye değildir, sevgililer sizlere güzel tüyolar vardır, bir daha okuyun isterseniz ve güzel bir günü gereksiz yere mahvedip kendinizi ve sevgilinizi üzmeyiniz… J

Gülgün Karaoğlu

Şubat,11/2010

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..