Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Kasım '09

 
Kategori
Kitap
 

En Türk en Kürt en Ermeni...

En Türk en Kürt en Ermeni...
 

Anısına saygıyla...


Hayatı ve hayata kattıklarıyla, benim gerçek masal kahramanlarımdan biri…

Masal diyorum çünkü yaratıcılıkta sınır tanımayan, inatçı, bir o kadar da tuttuğunu koparan bir insan, bir kütüphaneci.

Hayatını aktarmak istedim.

Çünkü

Benim için en Türk en Kürt en Ermeni en Sünni en Alevi en Musevi en Ateist en Deist en Milliyetçi en Dünya Vatandaşı en Yurtsever en Sınır tanımaz en Savaşçı en Barışçı insanlardan biri o…

Hiç kimseyi kategorize etmeden, alt kimlikmiş üst kimlikmiş derdine düşmeden “ bu gün insanlık ve dünya için ne yapabilirim” düşüncesiyle; insana ve dünyaya kattıklarıyla kahramanım benim…

Yani laf değil hizmet üreten, insandan yana - bilgiden yana - cehaleti yıkmaktan yana…

MUSTAFA GÜZELGÖZ diğer adıyla Eşekli Kütüphaneci (1921- 2005) ; Nazım Hikmet’in dizeleriyle,

“Topraktan okuyup

Kitapsız bilendir”

“İnsan kitaba gideceğine, kitap insanın ayağına gelmelidir” diyen Güzelgöz, liseyi okumamış, kütüphanecilik eğitimi görmemiş ama yenilikçi, yaratıcı, özverili çalışmalarıyla Anadolu’nun aydınlanmasında emeği geçen, 77 ülke arasında yaratıcı hizmetiyle dünyada birinci olan kütüphaneci…

23 yaşında genç bir kütüphane memuru olarak Ürgüp Tahsin Ağa Kütüphanesi’ne atandığında kitapların sadece bekçiliğini yapmak değil kitapları illa ki birilerine okutmanın yollarını aramaya başlar. Çünkü kütüphaneye hiç uğrayan yoktur…

Kütüphaneyi halkın ayağına götürmek düşüncesi ile " Madem onlar gelmiyor, ben ayaklarına gideyim" diyerek benzeri yapılmamış bir şeyi uygulamaya başlar. Sonradan adına "Ürgüp Sistemi" denen yedi eşek ve üç at ile yöredeki 36 köye hizmet götürüp, köy köy kitap dağıtmaya başlar.

Her şeyi planlar, bakanlıktan kadro bile ister, 200 TL'lik kadro için işe alınacak kişinin en az ilkokul mezunu olmasını ve eşeği olması şartını arar. Olumlu cevabı alan Güzelgöz, köylere kitabı götürecek olan eşekler için sandıklar yaptırır ve her biri 90–100 adet kitap alan iki sandığı eşeğin semerine yerleştirir, ödünç vereceği kitaplar için de bir izleme defteri hazırlayarak yollara düşer…

Kadrolu eşekler iş başındadır artık...

İşte bu kadrolu eşeklerin sırtında otuzdan fazla köye kitap ulaştıran Güzelgöz'e önce gülünür…

Sonra şaşırılır…

Ama olsun, bu çok önemli bir iştir ve başaracaktır.

Ve başarır…

Adı çok geçmeden `eşekli kütüphaneci`ye çıkar.

Kitap sayısını arttırmak özellikle de çocuk kitaplarına gereksinim bulunmaktadır. Ürgüp dışında çalışmakta olan hemşerilerin adresini toplayabildiklerine el yazısı ile tek tek mektup yazarak kitap göndermeleri isteğinde bulunur. Bir ay sonra mektuba cevap olarak paketlerle kitaplar gönderilmeye başlar.

Köylüler okudukları kitapları, on beş gün sonra eşekli kütüphaneci tekrar geldiğinde iade ederler ve yenisini alırlar. Köylünün okuma alışkanlığının oluşması için ilk önce; Karacaoğlan, Aşık Garip, Hazreti Ali’nin Hayber Kalesi Cengi gibi kitaplar götürür. Daha sonraki zamanlarda halkın yararına olacak tarım, hayvancılık v.b. konularda kitaplar bulundurulur. Okuma zevki gelişen köylüler zaman içinde tarih, tarihi romanlar, dini kitaplar, tarım ve sağlık konularında kitapları ve Dünya klasiklerini okumaya başlarlar.

Özellikle Karain köyünde Balzac okunmaya başlamıştır.


Köy erkeklerinin yoğun ilgisine karşı kadınlar biraz çekimser kalır, zira erkeklerin olduğu mahallere gelmekten çekinirler.

Çok geçmeden Güzelgöz bunun da bir çözümünü bulur, kütüphaneye dikiş makineleri alarak kadınları kütüphaneye çekmeyi hedefler. Bunun üzerine Zenith ve Singer firmalarına birer mektup yazarak reklamlarını da yapacağını belirterek her kitaplığa birer dikiş makinesi ister. çok geçmeden bir Singer, dokuz tane de Zenith marka dikiş makinesi yollanır.

Kütüphanenin tatil olduğu salı günleri artık sadece kadınlara açıktır. Makine kullanmayı bilen kadınların yardımıyla dikiş kursları açılır. Kadınların kurs vakitlerinde göz önüne dikiş, nakış, moda, yemek yapımı ve çocuk bakımı ile ilgili kitaplar konarak kadınların ilgi alanlarına ve ihtiyaçlarına yönelik kaynaklar sunulur. Böylece köylü kadınlar kütüphanelere çekilerek okuma alışkanlığı kazandırılmaya çalışılır


1963 yılında Amerika’da yapılan bütün dünya ülkelerinin yaratıcı insanlarının yarıştığı bir yarışma düzenlenir. Türkiye’nin de yarışmaya aday bildirmesi istenir. Yazı Devlet Planlama Teşkilatına ulaşır. DPT yetkilileri Güzelgöz’ün yaptığı çalışmaları düşünerek yarışmaya onun katılmasına karar verir… Evrakların yarışma yetkililerine ulaştırılmasından kısa bir sure sonra Amerikan Haberler Merkezi’nden 3 kişi incelemeler yapmak üzere Ürgüp’e gelir. Konuklar köyün muhtarını da yanlarına alarak Güzelgöz’ü hiç işe karıştırmadan incelemelere başlarlar.

Köyde eşeğin sırtında gitmekte olan köylüyü durdurup ona bir kitap uzatarak kitap okumasını isterler, köylü okumaya başlar. Daha sonra sırasıyla köylü kadınlara, yaşlılara, gençlere kitap uzatırlar ve kimden uzattıkları kitabı okumasını isteseler hep olumlu sonuç alırlar. Bu rapora, inceleme esnasında çektikleri birbirinden ilginç ve güzel fotoğrafı da ekleyerek yarışma jürisine sunarlar.

Yarışma sonuçlanır ve ve Türkiye birinci olur. Güzelgöz, “The Lane Bryant Uluslararası İnsanlık Hizmetinde Gönüllü Takdirnamesi” ni alır.

Güzelgöz, olanaksızlıklardan dolayı gidemediği ödül töreninin sonucunu kütüphanede görevi başında iken gelen telefonla öğrenir. Telefondaki ses, Amerika’da Dünya Ülkeleri Yaratıcılar Birinciliğini aldığını bildirir.


Güzelgöz'e 1963 yılında "Amerikan Barış Gönüllüleri Derneği'nin insanlığa hizmet ödülü" öldürülen ABD devlet başkanı John Kennedy tarafından verilir.
Amerikalı bir yardım kuruluşu Ürgüp ve çevresinde yapılan çalışmaları yakından takip eder ve çalışmaları çok sempatik bulur. Modern bir vasıtayla gezici kütüphane çalışmaları gerçekleşsin diye 1960 model yeni bir cip hediye edilir. Hediye edilen cip sayesinde ulaşımı ciple rahat olabilecek köylere gidilir. Aynı zamanda eşek, katır ve atlarla yapılan gezici kütüphane çalışmaları da devam eder.

Güzelgöz, köylere kitap taşımak kadar yöresinde başka girişimlere de öncülük etmiştir. Yaptığı bu çalışmalarla, yöredeki sosyal ve kültürel hayatı zenginleştirmiştir.

Güzelgöz, kütüphaneleri tam anlamıyla bir eğitim merkezi haline dönüştürmek için bunların yanına bir de spor teşkilatı kurmuştur. Bir çok kütüphanenin yanında voleybol sahaları kurulmuş gençlerin futbola olduğu kadar diğer spor etkinliklerine de dikkatleri çekilmeye çalışılarak bedensel olarak güçlenmeleri amaçlanmıştır.

Karain, Mustafapaşa ve Çökek köylerinde, köy duvar gazetesi için panolar konmuştur. Bu panolara köyle ilgili haberler yazılmakta, Türk büyüklerinin resimleri asılmaktadır. Özelikle bu resimleri gören köylüler altındaki yazıları da merak ederek okumaktadır

Güzelgöz, Ürgüp ilçesinde ilk folklor oyunlarını başlatır. İlk bando çalışmalarını hayata geçirir

Modern iletişim araçları ile Ürgüp halkını tanıştırmak amacıyla köy köy gezerek 16 mm'lik sinema makinesiyle gösterimler yapar. Konusu, kültür-sanat, tarım, hayvancılık ve gündelik yaşamı kolaylaştırıcı bilgileri içeren belgesel filmleri köylerin uygun alanlarında göstererek köylüyü bilgilendirmeye çalışır.

Ayrıca fotoğraf makineleri, agrandizör ve baskıda kullanılan sarf malzemelerini sağlar. Saydam gösterimi için bir makine bir de jeneratör edinir. Böylece elektrik imkânı olmayan köylere bu hizmeti götürme imkânını da sağlamış olur.

Güzelgöz, sosyal ve kültürel etkinliklere öncülük etmenin yansıra yörenin ekonomik olarak kalkınması için de çalışmalarda bulunur. Çökek köylüsünün ürettiği üzümü yok pahasına satmaktadır. Güzelgöz köylünün elindeki ürünü değerlendirebilmesi için köylüyü kooperatifçilik çalışmalarına yöneltir.


Tek odalı, üç beş kitaplı küçücük çalışma alanını, hemen tümüyle kendi gayretleri ve kovalamasıyla önce bir binaya ve derken iki katlı bir mekâna büyütür. Çok yönlü bir kişilik olan Güzelgöz, halkevi ve belediye başkanlığı da yapar ve yörede halıcılık kursları açar. Günümüze kadar gelen meşhur Ürgüp halılarının oluşmasının temelleri o yıllarda atılır.

Maalesef o kadar çalışıp didinmesine rağmen eşekli kütüphaneci, "görevi dışında işler yapıyor" diye soruşturmaya uğrar, 50 yaşında erken emekliliğe zorlanır, düzenlenen "jübile" ile kendi kütüphanesinden dışarı atılır. 1993 yılında da dönemin kültür bakanı tarafından Türk kütüphaneciliğine yaptığı hizmetlerden dolayı onur plaketi ile ödüllendirilir. 17 Şubat 2005 tarihinde ise eşekli kütüphaneci 84 yaşında aramızdan ayrılır."

Ürgüp seyyar kütüphanesinin 1972 yılında emekli olan eşekli kütüphanecisinin yaşam öyküsünü, yazar Fakir Baykurt, Eşekli Kütüphaneci adlı eserinde romanlaştırmıştır. Bir diğer çalışma, Aydın İleri ve Tayfun Talipoğlu’nun ortak çalışması olan kitaptır. İlk baskısı 2006 yılında yapılan Eşekle Gelen Aydınlık adlı bu çalışma, Güzelgöz’le ilgili makalelere, basında çıkan haberlere, köşe yazılarına, karikatür ve zengin bir fotoğraf içeriğine yer vermektedir.

KAYNAKÇA

İleri, Aydın ve Talipoğlu, Tayfun 2007, Eşekle Gelen Aydınlık, Anfora Yayıncılık

Baykurt, Fakir 2007, Eşekli Kütüphaneci, Literatür Yayıncılı

Keseroğlu H. (haz.), 1991, Mustafa Güzelgöz ve Eşekli Kütüphane, Türk Kütüphaneciler Derneği İstanbul Şubesi.

Yaşar, M., 1991, Otuz Beş Köy 18.777 Kitap Okudu, Mustafa Güzelgöz ve Eşekli Kütüphane Türk Kütüphaneciler Derneği, İstanbul

Güney, E., 1991, Mustafa Güzelgöz, Mustafa Güzelgöz ve Eşekli Kütüphane Türk Kütüphaneciler Derneği, İstanbul

Ulus Gazetesi, 1963, Gezici Kitaplık, Okuyan Köylü, Mustafa Güzelgöz ve Eşekli

İTÜ Sözlük

Sevtap Özkahraman

(Ankara / 18–11–2009 )

 
Toplam blog
: 121
: 745
Kayıt tarihi
: 07.11.08
 
 

1958 Balıkesir doğumluyum. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik Bölümü mezunu..