Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Şubat '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Endeksli hayatlar

Endeksli hayatlar
 

Yaşadığımız dünya içinde ne kadar özgür ve ne kadar kendimizce yaşadığımızı düşünüyorum günlerdir. Gezegenimiz ve üzerindeki devletlerden başlayıp çemberi daraltıyorum. Çevreme bakıyorum binlerce ev, akşam olunca birer birer yanan binlerce ışık. Ve her birinin içinde yaşanan ayrı hayatlar. Ve o evler içindeki ailelerin her ferdinin özel hayatlarını düşünerek çemberi kapatıyorum.

Özgürlük, tercihler, yaşam şartları, standartları harmanlayıp birbirine insan denen yaratığın hayat dönüm noktalarına odaklanıyorum.

Bir ülkede söylenen bir söz, bir yerde atılan bir bomba, bir nükleer santral veya insanlık için gereken bir enerjinin; çok uzaklardaki bir insana etkisini görüyorum önce. Bir hırs veya düşüncesizce atılmış bir adım uğruna, kilometrelerce uzaklardaki hayatların allak bullak oluşunu izliyorum.

Sonra yine çemberi daraltıyorum, ülke topraklarında; yine bir söz, bir kurşun ya da bir hırsın tüm kesimlere dalga dalga yayılması ve domino taşı gibi yavaş yavaş düşme sahnesi beliriyor gözlerimin önünde.

Aile içinde sorumluluk sahibi olamamış bir bireyin, diğer aile fertlerine zararlı etkileri başlıyor çemberin daralan görüntülerinde.

Asılmaya başlayan suratlar, umutları azalmış insanlar görüyorum çemberin en dışından ta içine kadar...

Her şey birbirine o kadar bağlı geliyor ki bana. Tıpkı koskocaman bir zincir halkası gibi. Aşınmaya başlayan halkalar, yanındaki dirençli halkayı da zorlamaya başlıyor. Dirençli halka ne kadar çabalarsa çabalasın, yanındaki zayıf halkayı kendi yükünün üzerine ilave ettikçe direnci düşüyor.

Endeksli hayatlar yaşıyoruz.

Ekonomiye, siyasete, çevre ve doğa koşullarına....

Etki alanımızdaki insanların hatalarına ya da başarılarına...

Mutlu olabilmek için kendimizi koşullandırdığımız şartlara...

Dünyaya, topluma, eşe dosta, çocuğa, kardeşe endeksli hayatlar...

Kurallar, sistemler, sunulanlar ve istenenler içinde...

Kendi hayatlarımızı yaşıyoruz, hep başkalarına endeksli...

Sahi biz ne kadar özgürüz?

Ya da ne kadar sorumluyuz olanlardan?

Cezaları hangi adalet sistemine göre karara bağlıyor ve uyguluyoruz? Suçlu olan gerçekten de suçlu olduğuna hükmedilen kişi mi?

Ya da kazanan gerçekten bunu hak etmiş miydi?

 
Toplam blog
: 240
: 1628
Kayıt tarihi
: 18.08.06
 
 

Zamandan şikayet ederken, ne kadar hızlı aktığını fark edemeden geçmiş yıllar. Kırklı yıllar, kır..