Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ekim '09

 
Kategori
Kültürler
 

Endeni demecedin işte! Manavgatlıca özel (iki)

Endeni demecedin işte! Manavgatlıca özel (iki)
 

-Duydugn mu gııı?

-Neyi?

Yeşiloğlanın gızı cümle aleme irezil etmiş, malamat etmişe bizi.

-Yooo. Duymadım. Netmiş ki…

-Bizim tarlayı, bahcayı, tallada etimiz güfürleri gavgayı, hepicini bir güzel yazmış. Bizim köyde gadınlar böle böle konuşuyor diye... Dünyanın öbür ucundan bilem okuyomuş insanlar. Bereket versiniki çektiii iresimleri gomamış. Bi daaa o köye geldinde gonuşmayalım ya da ne gonuştumuza dikkat edelim barii.

-Öle mi? Vay deli vay. Demek onuçun gonuşturup duruyomuş bizi. Demek onuçun iresimler çekip duruyomuş. Bida köye geldinde görür o gününü.

-Emme öteandan diyom ki... Belkim eyi olur. Köyümüzü tanıdır. Derdini, tasasını. Gözeliklerini.

-Tanıtsın, tanıtsın da… Ne o küfür müfür. Öle tanıtım mı olurumuş. Tanıtacasa doru dürüst tanıtsın. Bi tek fasille, tomata, biber mi var? bizim köyde. Mesela... Zeytin var. Garpız var. Kirez var. Ayva var. İnar var. Üzüm var. Erik var. Şefteli var. Ekin var. Davar var. İnek var. İt var. Suyumuz yetmiyo onu yazsın mesele.

-Onu da yazar gız. Deli meli emme köyden biri getse, yardım et dese ediyor. Heç böyüklenmiyor.

-Orası öle de… her bişeyi de yazmasın canııım. Biraz kibarcasını yazsın. Bizim dilimizden ne anar şeerli gısmısı.

-Annar, annar. Onnar daş govundan mı çıkmış. Heç mi köy görmemiş. Vardır zaar hepsinin bi köyü.

-Vardır da… Ne bilem. Birez dikgat etsin işte. Gözel tanıtsın bizi.

-Eder be. Onun öle olduğuna bakma. Biraz deli melidir emme eyidir gendisi. Bi kere bi akrabamızı göndermişik de bayaa ilgilenmiş, sağ olsun. Şindi eskisi gadar ilgilenmese de vardır zaar herkesin gendine göre bi derdi.

-Şindi onu bırakalım da… Haşşaelinin kocası evlenecemiş. Karşı köyden yaşlıca, yaşı geçgin bi gız bulmuş, onu getirecemiş çocukların başına.

-Yazık oldu o güzelim geline de. Pek bi becerikliydi maşallah. Elinden her iş gelirdi. Şehre getse şehirli, köye getse köylü. Gaynanasının elini sıcak sudan, soyuk suya dedirmezdi. Allahın takdiri, gücüne gitmesin ama hep de eyiler ölüyor be… Bi dal uğruna uçdu gitti güzelim gelin yardan.

-Ahh ah. Ne etsin adamcağız üç çocukla bir başına. Mecbur getirecek birini çocukların başıgna. Geçen yılda tımının gelini öle olmadımı dı? Dal kesecen deriiken kömür olup galmadımı dı acııın başında. Aynı onugnda üç çocuu yokmudu? Bu köyde kimi tomruk altında galır, kimi dağdan uçar, kimi yardan uçar, kimi dereye sarkan elekdirin tellerine kapılır ölür. Heçi heçine, pisi pisine. Petiriiin dağ gibi iki dene oluda av tüfeeeile vurulmadımı dı? Dereye çimecen deyi girip de üç gün sona ölüsü bulunan o güzelim çocuuu az mı aradıydık çırayla dalarda gece gündüz. İt deriz, mit deriz ama köpekler de olmasa kim bilir kaç günde bulunurdu ölüsü. Kaç gün ta galırdı, şişer kokardı.

-Ya anası esgere gidecek deyi hergün alayıp da esgere gitmezden bi hafta önce gamyon yüklerike üstüne tomruk yuvarlanıp ölen Bıdı’ nın oluna ne demeli. Bir evin bi oluyudu. Babası ondan sona gendine gelebildi mi? İşte bunnarı yazsın madem yazacasa.

-Yazar gız. Sırayıla yazacaktır zaaar.

-Bi kere muhdara sizin köye gelecez demiş de bazı böyük adamlarıla, bizim muhdar netmiş duydugn mu? Anasına demişiki... Senin gız goministleri toplayıp gelecemiş köye. Ben de telefonu gapattım yattım demiş. Oyusa köye gelenin biri Türkeşciyimiş, biri köyümüzün meclis üyesi, biri gazeteci, biri de gaymakamlıkdanımış. Kim olursa olsun gelen, sen işigne baksana. Yok. Öküz. Öküzün arka bacaaa.

Demişi ki… Köyde sağlık ocaa olmayıp da sağlık ocaa, hemşire varımış gibi gelen yazıları ver bana ben onu haber neyin yapayım, bari köye sağlık oca gelsin. Bizim muhdar napmış. Ben nerde bilmen şindi, onnarı bulaman demiş. Mıhtar olacak ki… Anca cebini doldursun o. Nerde o eski muhdarlar. Esgiden bizim köyün muhdarı getmeden gaymakamın önüne çıkamazımışımış ötee köyün muhdarları. Debi deryaya gadarımışımış bizim köyün sınırları. Sen malına sahip çıkma, get daadan gaçak odun kes. Da ıraat kaçak odun kesecem diye muhdar oldu zaten. Anca cebini doldursun, gendi işine baksın. Bizi düşünen kim? Sen malına sahip çıkmazsan, çıkan bulunur. İlerleyece yerde gettikçe geriliyor köy o yüzden. Seçim zamanı geldi mi ne var ne yok dökülüp geliyolar ama... Seçim geçtimi arayan soran yok. Bari ayagna gelen gısmeti depme.

-Öle. Doğru diyogn. Köyümüzden o gadar adam çıktı. Hani nerde. Anca yarım yamalak bi asfalt yapıldı. Bi hastan olsa bir ine vurduracak adam yok. Çobanlar da olmasa halimiz harap. En beğenmedin köyde salıık ocaa var. Gurs var bisürü. Bizim köyde tık yok. Daşı daş üstüne goyacak adam yok. Şöle dişli bi muhtar olacak ki… sırtımız yere gelmesin. Neyise aşam oldu. İnak saılacak, davar yemlenecek. Çobana aş bişirilecek. Yarın mantar toplamaya gedilecek. Tehni toplanacak. Aaçların dibi kazılacak. İlaç atılacak. Dur durak yok.

Ben ha bi urayan dedidim. Oturduk galdık. Gonuşuruz sona. Davarların da gılının gırpma zamanı geldi. Pire sürüp gider bi yandan. Bi ilaç aldıracan da, ilaçlarda fayda etmeverdi gari.

-Gelecek hafta Duran oluunu everecemiş. Kız tarafı şehirdenimiş. Sen gedecegn mi düüne.

-Bilmen. Neyile gedeceksiniz siz.

-Bi geden bulunur zaar. Onarıla biz de gederiz de…Ne götürecez bilmen. Sen gedecegn mi.

-Biz de gederiz gari. Getmemiz lazım. Onar bizim her bişeyimize goşturuyor. Getmesek olmaz. Bi küçük altın almalı bari. Münasibi o.

-Eyi. Gederseeez bize de habar verign, belki gedecek bişey bulamayız.

-Düün sabıı dolmuş galdırır zahır.

-Ne degn sen ayen. Öle esgisi gibi dolmuş molmuş galdrıran yok. Herkes gendi başının çaresine bakıyor şimdi. Ya sizinkinnerden ya bizinkinnerden bi geden olur heral. Onnarıla biz de gederiz.

-Eyi tamam. Taaa bi hafta var. Gidecek olannarı, arabası olannarı araştırırız bi. Dek gelir bişey.

-Eyi hadi. Çoluk çocuk aş bekler. Herifler gelesi oldu. Yarın görüşürüz.

-Görüşürüz. Eyi aşamlar.

-Eyi aşamlar.

 

Bu bölümde acı da olsa köyde yaşanan bazı olayları, yoklukları yoksullukları ve yansımalarını irdelemeye çalıştım. Değinmediğim ne kaldı eğitim. Neyse ki eğitim sekiz yıla çıkarıldı da kesintisiz sekiz yıl eğitim alabiliyor çocuklar. Eskilerde biraz daha belirgin olan kız erkek ayrımı bir hayli azaldı azalmasına da özellikle hayvancılıkla uğraşıp da sürüsü olanların yaylaya çıktığı köylerde eğitimden en az üç ay eksik yararlanıyor çoban çocukları. Yine de kendilerine yetecek okuma yazmayı öğreniyorlar kalan sürede. Birçoğu liseye devam ederken, sanayide, turizmde çalışanları mesleki liselerde okuyanları da oluyor. Bu, düne nazaran güzel diyebileceğimiz gelişmeler.

 

Ve tabii ki Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi civar köylerde kız çocukları için uygun görülen ilk şey, bir an önce başının bağlanıp, hayırlısı ile evden çıkarılması.

 

Sizlere az da olsa Akdeniz çevresinde süre giden yaşamdan ve kültürden yansımalar sunmaya çalıştım. Önümüzdeki zamanlarda gelenekleri, geleneklerde dünden bugüne olan değişimleri yazmayı planlıyorum. İnşallah en kısa zamanda derleyebilirim, yerine getirebilirim bu arzumu.

Hepinize sevgi, saygı ve selamlar.

 

***

Ha! Son olarak. Akdeniz civar köylerinin en büyük özelliği ise köyde yaşayan herkesin bir lakabı olması. Bunu da anti parantez belitmiş olayım.

 

-Öle mi… Endeni demecedin işte!

-Dedim bile! … :))

Yazının ilk bölümü okumayanlar çok şey kaçıracağından emin olabilir.  Lütfen tıklayın.  

http://blog.milliyet.com.tr/baska-yerde-yok--arama--dagarcigimdan-cok-ozel-bir-kokteyl--manavgatlica/Blog/?BlogNo=

Bu linkte ise Alanyalı bir aşığın, kevkinin hüzünlü aşk hikayesini izleyeceksiniz.

http://www.youtube.com/watch?v=A74XlAhdh3w&feature=related

 

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..