Enerji'de ikna durumları!

Başbakanımız İran Cumhurbaşkanı Ahmedi Necad'ı arayıp, İran'dan kaynaklanan doğalgaz akışı sorununu şimdilik çözdü gibi...

Yakınlarda da Putin'i arayıp, onu da ikna ederse 2008 yılını Enerji'de bir sorun olmadan geçiririz herhalde!

Ama ya bu kişisel "İKNA" başarıları birgün sökmezse ne olacak?

İhracat 1 trilyon dolara çıkabilecek mi? Kişi başı gelir 10 bin dolar olabilecek mi?

Dünyanın en büyük ilk 20 ekonomisi arasında daha da yükselebilecek miyiz?

Yoksa yine İKNA mı gerekecek...???

Ya da işsizlerimize iş bulabilecek mi işverenler? Enerji olmayınca sanayi tesisleri çalışabilecek mi? Hayat devam edebilecek mi?

Sanki bana Enerji gibi Eğitim gibi konularda bir ülkenin İlelebet Payidar Kalabilmesi için siayset üstü Ulusal bir Politika ve Strateji gerekirdi gibi geliyor ama herhalde Büyük Türk Büyüklerimizin bir bildiği vardır...

Ama yine de duramayacağımdan bu konuda 1-2 kelam etmek isterim...

Daha önce yazdığım "Enerji'de Ampul Sorunu" ve "Enerji'de Alacakaranlık Kuşağı" yazılarında da ifade ettiğim gibi Türkiye bugün itibarı ile Enerji'de çok büyük bir krizin içine girmiş bulunmaktadır.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın yeni açıkladığı 2007 yılına ilişkin üretim ve tüketim verilerini incelediğimizde başabaş bir durumun olduğunu görmekteyiz. (191 GWh üretim ve 189 GWh tüketim). Bu daha önceden 2007 yılı için öngörülen 188 GWh'luk tüketim miktarının da üstünde bir tüketimdir. 2008 yılında DPT'nin ve Dünya Bankası'nın söylediğine göre yedek kapasitemiz %2 olacak!Yani herhangi bir nedenle herhangibir santralde üretim durursa kesinti olacak demektir...Halbuki bizim gibi enerjide dışa bağımlı ülkelerde yedek kapasitenin %20 seviyelerinde olması gerekmez mi? Hani sürekli kapısını aşındırdığımız AB'de olduğu gibi...

Asıl üzerinde durulması gereken konu ise doğalgazdan elektrik üretiminin payı %50'nin biraz üzerine çıkmış olmasıdır. İthal kömürle elektrik üretimini de dahil ettiğinizde pay %55'lere çıkmaktadır. Tamamen dışa bağımlı bir hale geldik...

Pekiyi bu duruma düşeceğimiz ve bu sorunun giderek bizim için çok ama çok önemli bir hale geleceği bilinmiyor muydu? Ülkemizdeki tüm doğal kaynaklarımızı kullansak ve değerlendirsek bile 2020 yılında tüketeceğimiz Enerji'yi karşılayamayacağız yıllardır bilinmiyor mu?

Bu ülkenin Enerji politikalarını yapanlar ve yürütenler, yıllardan beri bir taraftan "havadan, sudan" konuşa konuşa, yabancılar ne derse yararına zararına bakmadan yapa yapa bugünlere getirdiler ülkemizi.

Enerjisiz kalmak ne Allah'ın emri ne de doğal kaynak yetersizliğinin...Bu tamamen bu işleri yönetenlerin ilgisizliği ve sorumsuzluğudur. Bunun hiyerarşiside hükümetten başlar bizlere kadar bile iner (hala hesap sormamamızdan dolayı), aradaki Büyük Türk Büyükleri'ni ve hemen herşey hakkında uzman olan medyamızıda da unutmayalım...

Bu arada şimdi iktidarda olanlar çok başarısız buldukları önceki hükümetlerden 30'a yakın herşeyi hazır, ihale edilmeyi bekleyen Santral Projesi devir almıştı...Bir tanesine bile başlanmadı!!! Yoksa kömür dağıtmaktan çok mu yoruldular acaba..Ya da kömür dağıtımı daha mı önemliydi?

Yıllardır bu konuda çalışan herkesin bildiği, uyardığı, konuştuğu elektriksizlik tehlikesi konusunda zamanında gerekli tedbirleri almamak, ulusal bir strateji ve politika geliştirmemek; tehlike kapıya dayanınca da çare arayıp ikna yoluna başvurmak başarılı bir yönetimin yapacağı iş midir?

İşimizi Taşıma Suyla Çalışan Değirmene havale etmişiz ve bu değirmeni döndürmeye çabalıyoruz...Sizce değirmen daha ne kadar çalışabilecek? Ve bu değirmen durmaya başlarsa neler olacak?

Bu arada, sakın yabancı Enerji şirketleri ve ekipman üreticileri bu durumun farkında olup da bize hızlı çözümler üretiyor olmasınlar!...Belki de bazı imtiyazlar, bizden almaya alışık oldukları yüksek faizli finansman ve alım garantileri konusunda biraz daha esnememiz karşılığında müthiş çözümlerle gelirler, ne dersiniz? Ama doğru yine mi komplo teorisi üretiyor dediğinizi duyar gibi olurken birden aklıma iki dananın hikayesi geldi. Bir çiftlikte iki dana arasında şöyle bir konuşma geçmiş. Birinci dana; "duydum ki, yarın beni keseceklermiş, derimi yüzeceklermiş, sosis, salam, sucuk yapıp yiyeceklermiş" ikinci dana demiş ki; "komplo teorisi!"

Kuraklık ile gelen susuzluk üzerine bir de elektriksizlik eklenince ekonomi ne mi olur? E onu da bu konularda da yıllardır uyarılan ama desteklenen Alemin En Başarılı Yöneticileri düşünsün artık!!!

Bizler ne mi yapalım? Köyümüze dönsek, toprakla uğraşsak, doğaya teslim olsak fena mı olur?