- Kategori
- Psikoloji
ENGELLİ BİREYİN GÖZÜNDEN
ENGELLİ BİREYİN GÖZÜNDEN
Toplumdaki tüm insanlar gibi engeli olan bireylerin de aynı haklara ve ayrıcalıklara sahiptir. Bu durumu abartmak engeli olan kişilere sunulan farklı bir yaşam, lütufmuş gibi düşünce ve davranış biçimlerine girmek yersizdir. Bir önceki yazımda da değindiğim gibi bu gün birebir engelli bireylerin söylemlerini ve isteklerini aktarıcağım.
28 yaşında bir kamu dairesinde çalışan bir gencimiz, beynimde bir engelim yok sadece yürüyemiyorum. O engelide tekerlekli sandalyem ile gideriyorum. Bu bana sorun teşkil edebilir, karşımdaki kişilere problem yaratmaz. İşimi yapmama engel değil. Fakat bazı arkadaşların masalarında boş boş otururken benim masam dosya dolu ve isteğim doğrultusunda çalışıyorum. Yılmıyorum severek işimi yapıyorum, zamanda daha çabuk geçiyor.
Peki sorun ne, neden rahatsızlık duyuyorsun?
Masalar çok sıkışık alan biraz daha geniş olabilir. Bazen maaş konusu arkadaşlar arasında sorun oluyor. Gelen kişiler diğer arkadaşlara iş yaptırmakta rica ederken, zorlanırken bizlere daha ısrarcı ve zaten burda iş bulmuşsun bir işe yara bizim işimizi yap bakışları ve davranışları ile karşılaşmak üzücü.
23 yaşında İzmit, Gölcük depreminde annesini ve kardeşini kaybetmiş, kendisi de bacaklarını kaybetmiş bir genç kızımız ile görüştüğümde.
Çok travmalar yaşadım, babamın desteği le atlattım. Maddi anlamda sıkıntımız yok. Babam engelimi aşmam adına arabamın arkasına asansör sistemi yaptırdı bu konuda çok araştırdı ve ben arka bagajdan tekerlekli sandalyem ile arabama geçebiliyorum Tek başıma isteğim yere gidebiliyorum. Kimseye çok fazla ihtiyaç duymamam için tüm kolaylıkları sağlamaya çalıştı babam. Bu konuda kendinide rahatlatmaya çalışıyordu. Unutulmamalı bizler engelimiz ile yaşama ayak uydurmaya çalışırken bizimle birlikte ailelerimizde bizlerle aynı çaba ve ruhsal çöküntü içindeler. Kim ister çocuğunu bu şekilde görmeyi.
Ben sorunlarımla baş etmeye , hayata tutunmaya çalışırken sosyal yaşamdan kopmamak üretmek adına çalışmak istedim ve çalışıyorum. Fakat acıyarak bakmalar, meraklı gözler, ah canım çok gençsin ne oldu? gibi sözler beni çok bunalttı ve eskiyi unutmaya çalışırken malesef o meraklı kişiler ile hep zihnimde kalmasını sağlıyor. Kendimi dışlanmış ve acınan bir kişi olarak görmek dönem dönem eve kapanmama neden oldu.
Diğer bir yandan bir kuaföre gitmek vb. ihtiyaçlarda öncelikle kaçıncı kat , apartman girişinde tekerlekli sandalye için rampa var mı? düz giriş mi ….
Benim okulumun olduğu binada birebir gördüğüm şey. Bir daire diş hekimine satıldı ve tadilat vb.sonrası İl Sağlık Bakanlığından onay almak için yüksek merdivenli apartman girişine trabzan ve rampa yapıldı. Fakat ruhsat alındıktan sonra merdiven daraldı diye rampa ve trabzan kaldırıldı. Şikayetimi yaptım. Ama herkes duyarlı olmalı ve denetimlerin sürekli yapılması gerekli.
Artık birey olarak kendinizi sorgulama zamanı gelmedi mi? asansör önceliği, rampalara konulan masa ve sandalyeler, engelli otoparkına park edilen arabalar, sarı çizgileri işgal etmek, hala sesli tarafik lanbalarının çoğu yerlerde olmaması.