Engelli kadrolar

Bugün çoğu haber sitesinde "25 bin kadro boş kaldı" şeklinde bir haber var. Kamu, devlet 8 binden fazla engelliyi kadrosuna katmaya hazırlanırken, özel sektörde 25 bin 250 engelli kadrosu boş durumda bulunuyormuş.

Verilen bilgilere göre, Aralık 2012 itibariyle Türkiye'de 50 veya daha fazla işçi çalıştırdığı için engelli çalıştırma yükümlülüğü olan 16 bin 980 iş yeri varmış. Özel sektörde engelli istihdamı zorunluluğu bulunan 16 bin 980 iş yerinin 102 bin 797 engelli çalıştırması gerekiyormuş. İstanbul'daki iş yerlerinin 34 bin 163, Ankara’dakilerin 7 bin 703, Bursa’dakilerin 6 bin 798 ve İzmir’dekilerin de 5 bin 819 engelli vatandaşı çalıştırması gerekiyormuş. Özel sektörün Ardahan'da 2, Bayburt'ta 10, Hakkari'de 13, Tunceli'de 16, Iğdır'da 24 engelli çalıştırma zorunluluğu bulunuyormuş.

Anlaşılan yasada yükümlülük bulunmasına rağmen özel sektör bu işe gereken özeni göstermiyor. Belki de devletin de bunda büyük payı var. Zamanında kendisi yeterince bu konuya önem vermediği için bu istihdam olayı ne kendisinde gerçekleşmiş ne de özel sektör denetlenerek yükümlülüğü yerine getirmesini denetlemiş. Oysaki çok basit gibi görünen bu istihdam konusu toplumu insan hakları temelinde derinden etkileyecektir. Aynı şey şehit yakınları ve eski hükümlüler için de geçerli. Belki şehit yakınları için durumlar epey düzeltildi ama eski hükümlüler için de aynı sorunun devam ettiğini düşünüyorum. Devletin düşmüş, kader kurbanı olmuş insanlara sosyal devlet gereği herkesten önce el uzatması gerekir. Bunda görülüyor ki geç kalındı. Her şeye kar-zarar penceresinden bakmamak lazım. Toplumsal barış, huzur, insana sahip çıkmak gibi değerler bir toplumun sağlıklı yaşaması için çok önemli değerlerdir. Hepimiz bir gün yaşamda dezavantajlı duruma düşebiliriz. Trafik kazalarında her yıl binlerce insanımız engelli kalıyor. Bu insanlar bir anda kendilerini boşlukta buluyorlar ve büyük değersizlik hissi yaşıyorlar. Oysaki ölümden başka her şeyin çaresi var. Engelli de olsa insanların potansiyelinden toplum, devlet yararlanmak zorunda. Bu çağdaş devlet olmanın bir gereğidir. Aynı şekilde engelliyim diye insanların yaşama küsmesinin de kimseye bir faydası yok. Önemli olan mevcut durumu öncelikle kabul edip bunu nasıl iyileştiririze bakmak lazım. O zaman işte toplum da insanlar da marjinal faydanın ne demek olduğunu çok iyi anlayacaklardır. Bugün gelişmiş dünya sürekli yeni arayışlar içinde. En önemli arayışlardan biri de insana faydalı olmakla alakalı konular. Örneğin felçli insanların, engelli insanların engellerini ortadan kaldıracak buluşlar üzerinde çalışılıyor.

Bir de tabii şu var. Eğer siz engelli insanlara saygı duyarsanız, onlar için bir şeyler yapmaya çalışırsanız, insan hayatına ister istemez büyük bir saygı ile yaklaşırsınız ve bu sizin toplumunuzu her anlamda etkiler. İlk başta insan hakları gelişeceği için hukuk, kanunlar daha insancıl olur. Ülkemizde ne yazık ki herkes hukuktan şikayet ediyor. Bu uygulamalar hukuk sistemimizi de derinden etkileyecektir. Bu nedenle devletin ve özel sektörün uyumlu şekilde engelli insanların hayatları için iyi ve güzel şeylere bir an önce imza atması gerekiyor. Ülkemizin de hukukunu daha hakkaniyetli bir çizgiye getirmesi gerekiyor.