Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Aralık '06

 
Kategori
Engelli Eğitimi
 

Engelliler yalnız değilsiniz...

Engelliler yalnız değilsiniz...
 

Bugün Dünya Engelliler günü. Türkiye’de nüfusun yüzde 12.29’u yani; 8,5 milyon insanı çeşitli nedenlerden dolayı engelli.

Bu insanlara sahip çıkılıyor mu?

İçten duygularla bunu söylemek mümkün değildir. Bilinçlenme yolunda atılan adımlar var. Bugünde sorunlara şöyle bir değinilip geçilecektir belki! Ancak; o kadar çok sayıda engelli var ki, işe nereden başlanacağı karmaşasını da beraberinde taşımaktadır.

Yapılan bir araştırmada; (Engelliler Araştırması - 2006) engellilerin yüzde 35.’2’si çevre ile orta düzeyde ilişkisi var.

Bu ne demek?

Engelliler hala aileleri tarafından sakınılması gereken varlıklar olarak mı nitelenmektedir? Rehabilitasyon açısından ilk önce ailelere verilmesi gereken eğitim düzeyi nasıl belirlenecektir?

Engelli bir çocuğun doğduğunun farkına varan ama kabullenmek istemeyen bir ailede annenin psikolojik durumuna isterseniz bir ‘’empati’’ gösterelim. Uzman psikolog Cafer Çataloluk bakınız neler söylemektedir:

……………………

‘’….Bu dönemde yoğun bir öfke ve pazarlık hüküm sürer. Aylar alabilir. Kişi çok öfkelidir. Duruma, kendi başına gelmesine, eşine, yakınlarına, tanrıya, devlete; hepsine zaman zaman öfke duyar. Bir yalnızlık ve yalnız bırakılmışlık, köşeye sıkıştırılmışlık, cezalandırılmışlık hissi hakimdir. Yoğun suçluluk, başkasını suçlama ve abartılı isyanlar görülür. Soruları ‘Niçin ben’, ‘Eğer öyleyse ben de…..isterim’dir. Aklına zaman zaman kayıp çocukla ilgili düşünceler gelir. Niçin kendi başına geldiğini anlamaya çalışır. Aynı zamanda bu süre, önceki süreçlerle beraber bozulan kendilik algısını değerlendirme bu hali anlamlandırma sürecidir. Kişi bu süreçte kendisinin ya da eşinin genetik deformasyonlarını, günahlarını aramaya, sorgulamaya devam eder. Kendini veya eşini cezalandırıcı tutumlar sergiler. Kafasında bazı şeyler kurar ve bozar; kurduklarına öfkelenir. Burada özellikle yalnız bırakıldığı ve böyle olamaması gerektiğine dair fikirlerle uğraşır. Kaybın geri alınması için ödünler vermeye hazırdır. Kendini cezalandırmalar görülebilir. Devlet ve yakınlar onun için her şeyi yapmalıdır. Eğitimcilere öfkelenir, yeterli eğitim verilmiyordur; doktorlar, terapistler gereğini yapmıyorlardır ona göre. Çocuktan yapmasını bekledikleri çoktur ve o yapamayınca çok öfkelenir, çok kaygı duyar ve çocuğun potansiyelini kabullenmeye hazır değildir….’’(www.engellilersitesi.tr). Engelli ailelerinde kayıp ve kabul süreci; Yas

……………..

Görüleceği gibi engelli çocuğunu kabullenemeyen ailenin bireylerini depresyon ve içine kapanma gibi psikolojik sorunlar beklemektedir. Bunu aşabilmenin yolu öncelikle bu durumu kabullenmekten geçer.

Mesela yine araştırmada yüzde 35,5 oranında okuma yazma bilmeyen engellinin bir bakıcıya muhtaç durumda olması, yine aileye ne gibi psiko-sosyal sorunlar yükleyeceği ve bu konuda neler yapılması gerektiği konularında henüz bir aşamaya gelinmiş değildir. Beş bine yakın engelli ve özürlünün eğitim için sıra beklediği bilinmektedir.

Engellilerin yüzde 85,3’nün bir mesleğinin olmaması, bu konulardaki çalışmaların daha başında olduğumuzun da birer kanıtı gibidir.

Bugün engelli ve özürlü insanlarımızı anlama, sorunlarını paylaşma, olanaksızlıklarını gidermek için yardımları toplama günüdür.

Star TV’nin engelliler için düzenlediği kampanyayı destekliyor ve kendilerini kutluyorum.

Faturalı hatlar; 5787’e sms’lere gönderilecek mesajlar ile YAŞAM MERKEZİ’nin kurulacak olması engellilere bugün için yalnız olmadıklarını hissettirecektir.

Bugün yalnız değilsiniz; günlerinizin sevdiğiniz kimseler ile geçmesini diler, yaşam mücadelenizde başarılar dilerim.

 
Toplam blog
: 41
: 1238
Kayıt tarihi
: 08.09.06
 
 

Tarihi kent Niğde'de doğdum. Ankara Üniversitesi S.B.F Basın Yayın Yüksek Okulundan mezun oldum. Ara..