Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Şubat '08

 
Kategori
Engelli Eğitimi
 

Engelsizsiniz

Engel bir varılmak istenen hedefe ulaşmayı zorlaştıran ya da imkansız kılan durum veya varlıkların genel adıdır. Engel, bir insanın öğrenme arzusunun törpülenmesidir, bir kadının iş yapabilme ve bir üst basamağa adım atma çabasına çelme takmaktır. Engel, kaprisli ve hasta benliğinin yaldızlı etiketlerine kanan insanların, dinamik yaratıcı ve hızlı bir başkanın dedikodusunu yapıp, kuyusunu kazarak, ben yapamıyorum sen de yapma diyerek, sürekli nifak yaratma çabasının ta kendisidir. Engel kendini bir şey sanmaktır, ulu görmektir, dünyayı kendinin uydusu sanmaktır.

Çoktur bu engeller; el alem ne der kokusundan aşk yaşayamamaktır, ruj sürememektir, kalbinin sesini duyamamaktır. Saçının teline namehrem diyenlere boyun eğip evde güneşsiz bir hayat sürmektir. Engel, kendi kurallarımızı, beyin işleyişimizi ötekine dikte etmektir. Böylelikle karşımızdakinin ne düşündüğünden haber alma özgürlüğü engellenir. “Benim gibi düşün” demek, insanın kendine koyduğu en büyük engeldir, dış dünyadan gelen uyarı, sinyal ve frekansları almaması için izole edilmiş beyinler için sözkonusudur.

Engel, minik bir bebeğin özgürce ağlayamamasıdır, zira ayıptır avaz avaz ağlamak, hakkı yoktur haykırmaya. Çocukların neşeyle toprağa basamamasıdır, çiçekleri koklayamamasıdır, hayvanlarla bir arada oynayamamasıdır. Engel, bir çocuğun ağzına kendi başına bir lokma atmasının önünü kesmektir, koltukların, perdelerin, döşemelerin temizliği herşeyden üstündür çünkü. Anne ve babaya hatalısın diyememektir engel, böyle bir şey düşünülemez bile, asla dile getirilemez, onların dokunulmazlığı ve yarı tanrısal özellikleri vardır, sorgulanamaz. Hayırsız evlat olarak etiketlenmekle engellenebilir yoksa sorgulayan.

Ellerin silah tutmasıdır engel, arkasına saklanan zavallı hırsımızla küçülerek yaşama sevgisinden yana engellenmektir. Etrafı ateşe vermek, bombalar icat etmek, gazeteleri okumamak, yeni eski kitapları sobada yakmakdır.

Saymakla bitmez, köpeklerden korkmak da bir engeldir ya da yanakta çıkan bir sivilceden korkmak... Elinde avucundakini kaybetme korkusu, daha çok para kazanma aşkıdır engel. Esas engel bilgiden ve deneyimden uzak durmaktır. Rutin olarak yaşamak, sınırları ve limitleri içselleştirmek, sadece istenileni yerine getirmektir.

Yenilere kapının sımsıkı kapatılarak ardındaki karanlığa saklanmasıdır. Hergün aynı yoldan gitmek, yeni yollardaki hayatları keşfetmek için büyük bir engeldir. Sokakta darbuka çalıp, hünerini sergileyen çingeneye burun kıvırmaktır. Güne şarkı mırıldanarak başlayamamak, evini sönük, soluk renklere boyatmaktır engel. Modaya uyup tek tip kadın modeline girmektir. Erkeğine iyi hayat sigortası gözüyle bakmaktır. Ev gezmelerinde, sadece birbirinin hatalarını konuşmak, başkalarının güzelliklerini tanımak için varolan en büyük engeldir.

Engel, düpedüz kendi cümlelerini kuramamak, ben bunu istemiyorum, hayır diyememektir işte.

Normlar, testlere göre hepimiz engelsiziz çok şükür. Bir de etiketlenmiş engelliler vardır.

Engellidirler, gözleri görmez ama parmak uçlarıyla renkleri tanırlar. Hemen yanı başımızdaki kuş seslerinin güzelliğiyle yüzleri güler, nağmeleri, tınıları en iyi onlar tanır. Her dokunun ayrı bir anlamı olduğunu onlar bilir. Daha iyisini yakalamak için dikkatlidir kulakları. Göremezler ve engellidirler işte...

Engellidirler çünkü işitemezler. Biz vah vah, ne yazık, derken; onlar, insanların gözlerinden kim olduğunu tanır. Renklerin ustasıdır, nesnelere şekil verir, söyleyemesede düşündüklerini yine de bir kağıda çizecekleri vardır.Ama engellidirler, onaylanmıştır.

Engellidirler, anlayamazlar, hızlı öğrenemezler, cümleleri espri konusu olur. Ama en iyi onlar anlar havanın güzelliğinden. İstemiyorsa istemiyorum der, ikiyüzlülük yapmaz. Yalan söyler, itiraf eder, dürüsttürler. Çalar çırpar, olduğu gibi anlatır ve cezayı hakkettiğini söyler. Engellidir ve hemencecik kavrayamaz dinlediğini.Yeni bir şarkı öğrenmenin mutluluğu yüzünde okunur engelsizce. Harfleri yanyana getirerek okuyamaz ama yüzünü okur bal gibi, neyin var diye sorar. Sayıları bilmez, hesap yapamaz, içtendir çünkü.

Engellidir onlar. Yazık bu hayata onları alıştırmalıyız, kaynaştırmalıyız diye üzülür ve çabalamak isteriz. Karışık ve kirli oyunlarla dolu dünyamıza uyum sağlayamadıkları için engellidirler, hayatı yaşamayı bilemezler aklımızca. Hayır diyebilen, özgür ve de mutlu bireylerdir ama engellidirler işte...

Engeller, engelsizler, engellemeler ve daha binlerce şey arasında kaybolurken hayat, bence en az engelli olanlar engellilere yardım etsin.

Engelsiz günler...

Aylin Atasagun

 
Toplam blog
: 53
: 4924
Kayıt tarihi
: 07.07.07
 
 

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Eğitim Programları ve Öğretim Bölümünden mezun oldu. ..