Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '08

 
Kategori
Siyaset
 

Engin Ceber ve sonrası

Engin Ceber ve sonrası
 

İçi insan sevgisiyle dolu hekimlerin önünde saygıyla eğiliyorum.


ENGİN CEBER VE SONRASI

Arkadaşımın gönderdiği e-postayı okurken alt tarafında “Avni Odabasi Karikatürist http://www.karikakultur.de/ http://www.karikakultur.com/” internet adresini gördüm. Tıkladığımda karşıma Avni Odabaşı’nın internet sitesi çıktı.

Sitede gezinirken 12 Eylül dönemini anlatan karikatürler karşıma çıktı. Bir karikatür vardı ki içimi sızlattı. Bu mesleğe ait insanların geçmişte ne çileler çektiğini çok güzel anlatıyor. İçim burkuldu. Gözyaşlarımı zor tuttum. Bu karikatürü sizlerle paylaşmak istedim. Karikatürün tam adresini sizlere vereyim: http://www.karikakultur.de/aktuel/index.php

Dr. Taner ÖZEK gibi ruhunda insanlık sevgisi ve meslek ahlakı taşıyan tüm hekimlerin önünde saygıyla eğiliyorum. Ne güzel anlatıyor kendi acılar içindeyken yardıma muhtaç bir hastaya çare olmak için çırpınışlarını içi insan sevgisiyle dolu gerçek hekimi karikatüründe Dr. Taner ÖZEK.

Geçen hafta UAÖ’nden gelen e-postada şöyle diyordu: “10 Ekim 2008 günü Engin Ceber gözaltında tutulduğu süre içinde aldığı yaralardan dolayı kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmiştir. Metris Cezaevi’nde tutuklu olarak bulunan Özgür Karakaya ve Cihan Gün ise işkence ve benzeri kötü muamelelere maruz kalma riski taşıyorlar. Bu kişilerin derhal bağımsız tıbbi muayeneye erişiminin sağlanması ve gerekli ise bu kişiler için gerekli tıbbi yardımın temin edilmesi gerekmektedir.”

Mesajın son cümlesine dikkatinizi çekerim: “Bu kişilerin derhal bağımsız tıbbi muayeneye erişiminin sağlanması ve gerekli ise bu kişiler için gerekli tıbbi yardımın temin edilmesi gerekmektedir.”

Tıbbi muayenenin bağımsızı olur mu? Ben şunu anlıyorum bu cümleden; Metris Cezaevi gibi yerlerde görev yapan bazı hekimler görevlerini yaparlarken hastalarıyla ilgili verdikleri raporlarda kendilerini satıyorlar. Hekimlik görevlerini kötüye kullanıyorlar ya da onlar orda görevlerini tehdit altında yapıyorlar. “Gözlerimi kaparım, vazifemi yaparım.” davranışı içindeler.

“Türk Tabipler Birliği aracılığıyla, savcının yaptığı atama dışında, ilk kez bağımsız bir adli tıp uzmanı geçenlerde otopsiye giriyor.” diyor Yalçın Doğan, 23 Ekim 2008 tarihli Hürriyet gazetesindeki köşe yazısında olayla ilgili olarak. Sonuç mu? Elbette polisin elindeki raporla yüzde yüz çelişen bir rapor ortaya çıkıyor.

Yine aynı köşe yazısında sevindirici bir başka gelişme ise “artık bundan böyle otopsiye atanmış hekimin dışında Tabipler Birliğince görevlendirilmiş bağımsız bir tabibin de katılması. Ve 3 nüsha hazırlanan rapor polis üzerinden değil, savcılığa Sağlık Müdürlüğü üzerinden gönderiliyor.”

Bir de belki en önemli gelişme devletin işkenceyi kabul etmesi.

Durum bu.

Bir gerçek varsa bu toplum karikatürdeki hekim gibi meslek onurunu ayakta tutan, içi insanlık sevgisiyle dolu aydınlık insanlar sayesinde güzel günlere ulaşacağıdır.

Yarın, hastaları işkence gördüğü halde sağlam raporu verebilen hekimler, başları önde olarak, mesleki ve insanlık onurlarına da kendileri acılar içindeyken bile hastalarına yardım elini uzatabilen hekimler sayesinde ulaşacaklardır.24.10.2008

Hakkı Uysal

 
Toplam blog
: 59
: 912
Kayıt tarihi
: 02.10.08
 
 

1955 Milas doğumluyum. Nüfüs kaydım orada ama "doğduğun yer değil, doyduğun yer" memleketin olurmuş ..