Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '18

 
Kategori
Deneme
 

Ensar ve Muhacirin Kardeşlik Hikâyesi

Ensar ve Muhacirin Kardeşlik Hikâyesi
 

Karşılıksız yapılan iyiliğin, yardımın insan sağlığına, mutluluğuna deva olacağı gibi, her türlü derde, kedere ve hüzne karşı koruyucu vasıta olur. 

Bu kıssadan hikâyeyi yazarken tuşlar gözyaşlarımla ıslandı. Ensar ve Muhacirin kardeşliği ile ilgili kıssadan hisseyi mutlaka okuyunuz.

Üniversiteyi bitiren genç kız ayna karşısında tepeden tırnağa makyajını yapmış üniversiteden birlikte mezun olmuş erkek arkadaşı ile görüşecekti.

Evden çıkmasına bir kaç saat kala hastanede çalışan annesi telefon açtı. Kızım görevli arkadaşım izne çıktı. Ben görevi bırakamıyorum. Sana zahmet benim adıma filan parkta bir misafirimiz gelecek onu senini karşılamanı istiyorum.

Kız zamanımıydı anne senin misafirinden bana ne. Anne öyle deme kızım bu misafiri özellikle senin karşılamanı istiyorum kırma anneni tatlı kızım.

Üniversiteli kız tarif edilen parka gitti, parkta kimse yoktu oturdu saate baktı, üniversiteli arkadaşını aradı biraz geç kalacağım dedi ve sinirli bir hale büründü   

Bu esnada parka üstü başı yırtık ihtiyar bir kadın geldi oda başka bir bankta oturdu.

Üniversiteli kız bütün sinirlerini yaşlı kadından çıkarırcasına ona ters baktı, Allahın cezası ne işin var senin parkta diye kendi kendine söylendi.

Böyleleri insanlardan para da isterler. Öf be, Annemin misafir arkadaşı çabucak gelse de, şu yaşlı kadından kurtulsam” diye düşündü.

Yaşlı kadın kızın saldırgan bir bakış içinde olduğunu sezdi yüzünü başka yöne çevirdi. Ancak park adının doğru olup olmadığını sormak istiyordu. Yaşlı kadın cesaretini topladı çekinerek seslendi. Kızım affedersin bu parkın adı neydi diye sordu.

Üniversiteli kız “ Parkın ismini bilmiyorsun birde gelip parkta oturuyorsun”  diye yaşlı kadına çıkıştı. Yaşlı kadın bu sözleri gururuna yediremedi kalkıp gitti.

Bu sırada büyük bir heyecanlı Üniversiteli kızın annesi parka geldi. Misafirimiz henüz gelmedi mi güzel kızım diye sorunca, kız ben geldim geleli kimse gelmedi sadece üstü başı yırtık yaşlı biri karşıda oturuyordu üstelik parkın adını da bilmiyor.

Bana sordu bende parkın adını bilmiyorsan neden gelip parkta oturuyorsun dedim. Herhalde bu sözlerine gücendi ki kalkıp gitti.

Anne büyük bir şok geçirdi ey vah kızım işte bizim misafirimiz o yaşlı köylü kadındı. Nasıl kıydın ona nasıl öyle cevap verdin diye ağlamaya başladı.

Üniversiteli kız annesinin ağlamsı üzerine kimdi o yaşlı kadın neden ağlıyorsun anne bana söylesene.

Anne Dinle kızım: Biz önceleri rahmetli babanla köye göç ettik. Köyde oturuyorduk Sana hamileyken banan vefat etti. Sen bir kış günü doğmuştun. Soğuk olduğu için odun sobasını ağzına kadar yakmıştım ki sen üşümeyesin diye.

Köyün tek bir çeşmesi vardı ve bizim eve de uzaktı ben çeşmeden su almaya giderken evimiz yandı sen duman ve alevler içinde kalmıştın.

Ben çığlık, çığlığa evimize doğru koşarken komşumuz olan ve bugünkü misafirimiz Meryem teyze seni alevlerin içinden kucağına alarak bana doğru getirdi.

O gün sanki sen yeniden doğmuştun. Sonra şehre yerleştik. Meryem teyze ile hep haberleşirdik. Onu görmek ve misafir etmek ve onurlandırmak istiyordum.

Bende sürpriz olsun diye bunu sana anlatmamıştım. Senin büyüdüğünü, üniversiteli bir kız olduğunu görmesini istemiştim. Ne çare artık Meryem teyzenin kalbi kırıldı onun kalbini tamir etmek mümkün değil.

Üniversiteli kız görüşeceği erkek arkadaşını artık unuttu, saatlerce ayna karşısında yaptığı makyajı gözyaşları ile birlikte yüzünden damla, damla yere dökülüyordu.

MUHACİR: Göç eden göçmen, bir memleketten kalkıp, başka bir yere yerleşen.

ENSAR: Yardımcılar, koruyucular, yardım eden.

Üniversiteli kızın anne babası Meryem teyzenin köyüne MUHACİR olarak gitmişlerdi.

Meryem teyze ise ENSAR görevini henüz bebek olan üniversiteli kızı yanan evin alevlerin içinden dışarıya çıkarmayı başarmış ve onun hayatını kurtarmıştı.

 

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN  

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..