Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ekim '13

     
    Kategori
    Felsefe
     

    entelektüel kapasitemizi kullanmaya var mısınız?

    entelektüel kapasitemizi kullanmaya var mısınız?
     

    İnsanın düşünebilme yeteneğiyle var olduğunu, canlılar âleminde düşünme melekesinin onu her canlıdan farklı bir varlık haline getirdiğini biliyoruz. Doğrudan konuya girecek olursak düşünce yetisinin doruğa ulaştığı felsefi düşüncede insanoğlunda, insanın en doğal melekelerinden biri haline gelir. Bu nedenle insanın gelişimi aslında onun felsefi boyutunun geliştirilmesiyle doğrudan ilişkilidir diyebiliriz. 

    Felsefe genelde akıl yoluyla varlık ve oluşa ait en temel neden ve gerçeklerin; doğruların irdelendiği, en üst seviyede entelektüel bir etkinliktir. Felsefe karşılaştığımız her türlü olay ve durumun varlığı ile oluşumuna ait en derin nedenleri araştırır. Gerçeği derin arkaplanı ile kavramaya, bütünü akıl gözüyle anlamaya görmeye göstermeye çalışır. İşte biz bu derin gerçeklerin oldukça tutarlı bir şekilde bizim hayatımıza hâkim hale gelmesine yaşamımızı şekillendirmesine insanın sahip olduğu hayat felsefesi ya da paradigması diyoruz.

    Paradigmalar kişilerin varlığa, oluşuma, yokluğa, doğruya, yanlışa yaşamın amaçlarına, korkuya, ümide, sevgiye ait en derin inanç, düşünce ve kabullerini kapsar ki bu unsurların tamamı insanoğlunun hayat felsefesini oluşturur.  Hayat felsefemizi bilinçli olarak oluşturmuş ya da çevre şartlandırmaları sonucu benimsemiş olabiliriz. Ama herkesin, farkında olsun olmasın, verimli ya da verimsiz bir şekilde kullandığı ya da heba edip gittiği bir paradigması/hayat felsefesi vardır.

    İnsanın yaşamına hayat felsefesi /değerler dizisi yön verir. İnsanın tüm amaç, düşünce duygu ve davranışlarını, deyim yerindeyse, perde arkasından yönlendiren hayat felsefesi /paradigmadır. Bilgi yoluyla sahip olduğumuz tecrübelerimizi nasıl kullanacağımızı bize öğretende bu değerler dizsidir.

    Felsefi bilgimiz bizi hayat karşısında dayanıklı kılar ve bizim hayatta kalmamızı sağlayan savunma mekanizmalarını olumlu bir şekilde kullanmamıza yardımcı olur. İçine düştüğümüz problemlerin nedenlerini ve nasıllarını anlamakta, sağlıklı karar vermekte, çıkış yolu bulmakta, böylece ağır psikolojik sorunlara ve fiziki hastalıklara dönüşmeden olumsuzluklardan kurtulmakta en etkili yol insanın sağlıklı bir hayat felsefesine sahip olmasıdır. Ne var ki kimi zaman mevcut bilgilerimiz ( mevcut kişilik yapısına göre) kimi soru ve sorunları aşmakta yetersiz kalır. Bazen zıt ihtiyaç ve arzuların  cenderesinde kalırız;ikilem , kararsızlık, şaşkınlık insanı çok hırpalar, kayıplar karşısında direncimizi yitiririz.Boşluk duygularına kapılabilir, bunalımlara girebiliriz. İşte bu durumlarda insan felsefi düşüncelerini yeniden bir kritiğe tabi tutmalı acaba nerede hata yaptığını sorgulamalıdır.

    Her insan sahip olduğu bilgilerin ana rahmini oluşturan felsefi bilginin dayandığı argümanları insanı çevreleyen problemler karşısında yeniden sorgulayarak onu yeniden inşa ederek hayatta kalmayı sürdürebilir. Bunu yapmak elbette üst düzeyde bir zihinsel faaliyeti gerektirir. Unutmayalım ki insanoğlu bu en üst düzeyde gerçekleştirdiği zihinsel akıl yürütmelerle gerçeği bulabilir… o halde gelin şu çok az kullandığımız daha doğrusu kullanmaya fırsat verilmeyen entelektüel kapasitemizi yeniden harekete geçirelim.  var mısınız?

     
    Toplam blog
    : 1
    : 84
    Kayıt tarihi
    : 09.10.13
     
     

    Çorum doğumluyum. Emekli öğretmenim. Okumayı çok severim, özellikle kişisel gelişim konusunda  bi..