Erdal İNÖNÜ

Ekim ayının son günü. ABD den gelen haber hepimizi üzdü. Erdal İnönü'yü kaybettik. 81 yaşındaydı ( 1926 ). Değerli bilimadamı, değerli Fizikçi ve ender görülen bir siyasetçiydi. Bilim dünyasında saygın bir yeri vardı, fizik alanında adı geçen biri idi. Tübitak'ın kurulmasında katkıları vardı. ODTÜ nün rektörlerindendi. Bilim dünyasındaki saygınlığını siyasete taşımış, herkese örnek olmaya çalışmıştı. 12 Eylül sonrasında solu toparlamaya çalışmış, kısmende başarmıştı. Hatta SODEP ve SHP yi iktadara kadar taşımış, bayrağı gençlere bırakma erdemini göstermişti. Sol düşünceyi çağımızın güncel anlayışına nasıl uydurulacağını gösteren ender kişilerdendi. Maalesef bu ender kişiler aramızdan bir bir ayrılmakta. Bülent Ecevit, İsmail Cem, Aydın G. Gürkan ve Erdal İnönü. Her biri çağdaş sol anlayışın, sosyal demokratlığın geniş kitlelere nasıl ulaşacağını iyi biliyorlardı. Bu değerli kişilerin aramızdan ayrılması, Türkiye için üzücü.
Evet dolu dolu bir yaşamdı onunkisi. Keşke herkese nasib olsa. Ciddi ve sevimli bir adamdı. Esprili idi, bu akşam duyduğum bir anıyı sizle paylaşmak istiyorum. Siyaset döneminde partililer, hitabı sırasında masaya vurmasını istemişler. O'da "masanın ne kabahatı var" demiş. İnce espri bu işte.
İsmet Paşa'nın oğlu Erdal İnönü'yü unutmayacağız. Erdal İnönü'yü gözünüzün önüne getirin, Türkiye Cumhuriyetinin ikinci adamının oğlu imajını görüyor musunuz ? Görülmüyor değil mi, işte gerçek imaj bu. O her zaman kendisi olmuş ve büyük bir saygınlık kazanmıştır.
Söylenecek çok şey var ama ben size sadece
Başımız sağolsun..... diyorum....