Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Eylül '12

 
Kategori
Siyaset
 

Erdoğan, Demirtaş, tahterevalli…

Erdoğan, Demirtaş, tahterevalli…
 

BDP genel başkanı Selahattin Demirtaş bir düğün salonunda yapılan toplantıda konuştu. Medyadan bu konuşmayı okurken aklımıza nedense tahterevalli geldi. Hani o çocukluğumuzun gözde oyuncağı. Biri inecek biri kalkacak. Oyunculardan biri ayaklarını direr de dengede tutmaya kalkarsa öbürü isyan eder. İşte o tahterevalli.

BDP nin PKK nın siyasal objesi olduğunu biliyoruz. Bu bakımdan Demirtaş’ın parlamenter demokrasi ile ilgili sözlerini hem ibretle hem de gülümseyerek okuyoruz. Aklımıza “Bir hilal uğruna ya-rab ne güneşler batıyor” mısraını “Birkaç oy uğruna ya-rab ne taklalar atılıyor” şeklinde okumak geliyor.

Demirtaş’ın "Ortadoğu'da sözü dikkate alınan Ortadoğu'nun en önemli faktörlerinden biri haline geldik. Bizim dokunulmazlıklarımızı tartışanlar, 'bunları bu parlamentodan atalım' diyenler zaten biz o parlamentoya girmeyelim diye her şeyini ortaya koymuştur. Buna rağmen o parlamentoya geldik. Engellemeye çalıştınız, seçim barajları koydunuz, seçim dönemlerinde vetolarla adaylarımızı engellemeye çalıştınız, mitinglerimizi yasakladınız, valinizle, emniyetinizle, kaymakamınızla, savcınızla, holdinglerinizle, para babalarınızla, kanepe, buzdolabı ve makarnayla bize karşı seçim kampanyası yürüttünüz. Buna rağmen bu halk kazandı. Biz kazandık parlamentoya gittik" şeklindeki sözleri gerçekten okuyanı gülümsetecek nitelikte. Zira biraz okuyan ve olayları derinlemesine inceleyen herkes anlıyor ki, BDP ile AKP tahterevallinin iki tarafıdır. Biri inecek biri çıkacak, halkı ilerde olması planlanan BOP projesinin yaptırımlarına alıştırmak adına bazen çatışacak, bazen el sıkışacaktır. BDP yi meclise ne Kürt halkı ne de PKK getirmiştir. Onları meclise getirenler ile AKP yi getiren efendiler aynıdır. Siyaseten BOP projesi kapsamında halka söylenmesi gerekenleri bir biri, bir diğeri söyleyecektir. Tahterevallinin karşısında seyredenlerde bir ona bir diğerine bakacaktır. Elli yıldır içimizde çalışan emperyal toplum mühendislerinin istediği kıvama gelene kadarda bu böyle devam edecektir.

Demirtaşın, "Sen bu halkın hazinesinden trilyonlar harcayarak devletin bütün imkânlarını kullanarak parlamentoya gittin. Biz halkın öz gücüyle kendi rızkından keserek partisine yaptığı yardımla o parlamentoya gittik. Senin bizi o parlamentodan atmaya ne gücün yeter ne böyle bir haddin olabilir ne de böyle bir cesaretin olabilir. Parlamento sizin mülkiyetiniz mi, şirketiniz mi,? Biz orda işçi miyiz, memur muyuz. Mikrofonu eline alan 'BDP'yi atarız, şunu çıkarırız' diyor. Sen hangi yetkiyle oraya gelmişsen bende aynı yetkiyle gelmişim. Sen benim patronum değilsin, genel müdürüm değilsin. Sen millet vekilisin, biz milletvekiliyiz. Sen kimsin ki bizi parlamentodan atıyorsun. Halk bizi seçti. Halk bizi oradan indirir. Onun dışında hiçbir güç yetmez.”Sözleri ise tahterevallinin diğer tarafındaki ile bir farkı olmadığını haykırmasından başka bir şey değildir.

Aynı zamanda içersinde demokrasi dersinden pasajlar da içermektedir. AKP kendisini o kadar dokunulmaz ve üst seviyede görmektedir ki, çoğunluk oyları ile her şeyi yapabileceğini, bunun adının da demokrasi olduğunu zannediyor. Dünya edebyatında bunun adı çoğunluk diktasıdır. Demokrasinin can damarı ve olmazsa olmazı, azınlığın haklarını çoğunluğun hakları ile eşit tutmaktır. Öyle çoğunluğuna dayanıp keyfi kanunlar çıkarır bu kanunlarla canının istediğini yaparsan Demirtaş gibileri bile sana demokrasi dersi verir.

Bir önemli husus da halkın bu tahterevalliden bir anda sıkılıp oyuncuları alaşağı ediverme durumudur. Şimdilik çerezle, fıstıkla halk uyutulurken, öte yanda hırsızlar cirit atıyor. Bakalım bu trajikomedi ne zamana kadar devam edecek?

İzmir 2012-09-23

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..