- Kategori
- Dünya
Erdoğan, Time'ın anketinde Obama'dan tam 11 misli daha fazla oy almayı başardı
Erdoğan, kendisini küresel bir lider olarak konumlandırmayı başardı
Erdoğan’ı sevenler, ona oy vermek için seferber olurken, başbakana karşı olanlar da boş durmadılar bu oylama sürecinde. Tayyip Erdoğan’a karşı olumsuz düşünce ve duygular besleyen söz konusu katılımcılar, bahse konu anketin bir başka kategorisinde, yılın en az popüler kişisi (bu başlığı yılın en az sevilen kişisi olarak okumak da mümkündür) olarak kabul ettikleri Erdoğan'a, kelimenin tam manasıyla oy yağdırdılar. Erdoğan’ın aldığı 301,500 kümülatif oyun büyük kısmını oluşturan 180,564 tercihin ortaya çıkışı işte bu suretle, yani ona karşı olanların gayretleriyle gerçekleşti.
Öyle anlaşılıyor ki, Başbakanı sevenler ve sevmeyenler, onu, Time anketinin olumlu ve olumsuz listelerinin zirvesine taşımak adına, misli zor görülen organize gayretler içerisine girmişler.
Time, bu gibi durumlarda zaman zaman yaptığı üzere, katılımcıların ortaya çıkan oyları doğrultusunda değil de, kendi bünyesindeki editörlerin tercihleri çerçevesinde karara bağlamıştı bu anket sonuçlarını. Böylelikle, Erdoğan’a göre her iki kategoride de çok mütevazi miktarlarda oy alan ve ‘% 99’ ya da ‘Protestocular’ başlığıyla anılan küresel aktivistler, derginin editörleri tarafından yılın kişisi ilân edildi.
Time editörlerinin bu tercihlerinin arkasında, onların, organize oy kullanımına ve bu doğrultuda yapılan güdümlü kampanyalara sıcak bakmamalarının yattığını teşhis etmek zor olmasa gerektir.
Gerek yabancı ve gerekse de ulusal medyamızda bu konu tartışılırken, atlanan bir hususu tartışmaya açmak istiyorum. Yeterince mercek altına alınıp yorumlanmayan mezkûr husus, Başbakanın aldığı yüksek oydur. Erdoğan’ın her iki kategoride aldığı toplam 301,500 oyun önemini ve anlamını kavramak için ABD Başkanı Obama’nın aldığı toplam oya göz atmak yetecektir.
'Rakamlar yalan söylemez' (aslında öyle bir söylerler ki! Bu yüzden de, 'Üç tür yalan vardır: basit yalan, kuyruklu yalan ve istatistik' esprisini hepimiz kullanmıyor muyuz?). Ancak, ben yine de ihtiyatla kullanılması gereken rakamların üzerinden giderek net bir istatistiki sonucu paylaşmadan edemeyeceğim. İki liderin sevenlerinin ve sevmeyenlerinin birbirine zıt başlıklar altında verdikleri oyları toplayarak eriştiğimiz kümülatif skorlara baktığımızda; Erdoğan’ın Obama’dan tam 11 misli daha fazla oy aldığı, ya da, ABD Başkanının, TC Başbakanının ancak % 9’u kadar oy alabildiği ortaya çıkmaktadır.
Zira, Tıme’ın yaptığı, bana göre, bir küresel popülarite oylamasıdır. Bu çeşit oylamalara katılanlar, beğendikleri / sevdikleri ve beğenmedikleri / sevmedikleri kişi ve olayları oylarken, tabi ki hem düşüncelerini ve hem de duygularını kaale alarak oy verme davranışını gerçekleştirirler. Neticede, bir kişiyi ya da olayı bazılarımız olumlu, diğer bazılarımız da olumsuz olarak değerlendirip o doğrultuda oy tercihlerimizi hayata geçiririz.
Bazılarının, yukarıda dillendirdiğim analizlerim yüzünden, Erdoğan’ı desteklediğim, ya da onun yandaşlarıyla aynı yerde durduğum merkezindeki muhtemel / potansiyel eleştirilerini peşinen kabul etmediğimi de belirtmek durumundayım. Yukarıdaki tespitleri yapmak, tamamen matematik veriler temelinde davranmak ve bilimin ve mantığın araçlarıyla objektif bir durumun ve verili bir realitenin hakkını teslim etmek demektir.
Yaptığım analizlere, matematiksel ve mantıki çıkarımlar dışında ideolojik anlamlar giydirmeye çalışmak, doğrusu benim murat etmediğim bir şeyi bana nisbet etmektir.
Böylesi bir gayret, amacı, sadece küresel kamuoyunun ıskaladığı istatistiki bir hususu ramp ışıkları altına taşıyarak tartışılmasını sağlamak olan bu satırların yazarını anlamamak, ya da yanlış anlamak demektir.