Erdoğan-Cameron görüşmesi

ERDOĞAN-CAMERON GÖRÜŞMESİ

İngiltere’nin yeni başbakanı David Cameron Ankara’ya geldi. Yaptığı temaslar sonucunda da bu gün Sayın Başbakanla beraber bir basın toplantısı yaptılar. Açıklama öyle samimi bir havada geçti ki, görenler AB’ye girmişiz de memnuniyetlerini belirtiyor zanneder di. Şakalaşmalar, samimi gibi görünen gülüşmeler vs vs… Sonrada ezeli ve yeni sorunlarımızdan oluşan bir açıklama yapmaya başladılar.

Gazetecilerden biri Camerona :

'Türkiye'nin AB üyesi olması konusunu kuvvetle destekleyeceğinizi söylüyorsunuz. Bu olduğunda İngiltere'ye çok sayıda göçmen söz konusu olabilir. Bu sizin göç oranını kısmakla ilgili politikalarınıza aykırı düşmüyor mu?

Cameron;

—Her zaman yeni üyelerin geçiş dönemi kontrollerinden, ekonomiler büyüdükçe ve birbirine eşit hale geldikçe ülkeler arasındaki insan akışının çok olmadığına ve Türkiye'nin 2025'e büyük bir ekonomi olacağını belirterek, göç konusunun da zaten zaman içinde ortadan kalkacak bir konu olduğunu belirtti.

Aslında şunu demek istedi;

—Biz Türkiye’yi bu zamana kadar yaptığımız gibi lafla destekleriz sadece… Ne zaman Türkiye bizim kadar ekonomisi büyür o zaman AB’ye alırız. Bakalım tarihi 2025 e kadar atıverdik şimdilik gerisi Allah kerim!

Kıbrıs konusunda ise, tarafları bir araya getireceğini belirterek;

—Avrupa’nın çözülmemiş önemli bir sorunu. Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin önündeki bir sorun. Bu sorunu ne kadar hızlı çözebilirsek, Türkiye'nin üyelik sürecini de o kadar hızlandırabiliriz. Sorunun ötelenmemesi gerekir. Bir an önce mal-mülk konuları çözüme ulaşmalı…

Aslında şunu söylemeye çalıştı;

-“Türkiye bu zamana kadar Kıbrıs konusunda cimri davrandı… Onun için de sorunlar aşılamadı… Türkiye Kıbrıs’ı Rumlara tamamen verirse sorun çözülür bizde onları hemen AB’ye alırız”…

Cameron’a PKK konusunda da okkalı bir soru geldi…(Soran gazeteciye benden de “on puan”)

—Türkiye sizden 5 pkk’lı terörist istedi bunların hiçbiri verilmedi. Teröristleri koruyarak terörle nasıl mücadele edeceğinizi açıklar mısınız?

—PKK, İngiltere’de yasaklı bir örgüttür her bir iade kendi usulüne göre yapılır. Her olayında detayı farklıdır. Detaylara giremem. Terörle mücadelemiz devam edecektir dedi.

Yani sevgili okurlar yine, gerçek söylemek istedikleri şuydu;

—Biz terörü işimize geldiği gibi kullanırız. Sizin istemenizle olur mu durun bakalım... Detayları bizim çıkarlarımıza ne kadar uyuyor? Sizi elimizde tutmak ve istediğimizi yaptırabilmek için onların olaylarını bir gözden geçirelim değerlendirelim!

Orta doğu barışı için ise;

—İsrail ve Filistin’in doğrudan görüşmeler yapmasını ve Türkiye’nin İsrail’in dostu olarak bu görüşmelerde olumlu rol oynaması gerektiğini vurguladı.

Başbakan ise İsrail’in Gazze konusunda özür dilemesi ve ambargoların kalkması gibi isteklerini yineledi. Ama kesinlikle istediği yanıtı Cameron’dan alamadı!

Cemaron yine aslında;

-“Filistin, bu zamana kadar İsrail’e teslim olmayıp barışı sağlayamadı. Ama siz Filistin değil İsrail dostu olarak bu konuda elinizden geleni yapmalısınız”…

İran’a yaptırım uygulanmasında hem fikir olduklarını belitti. Değişik görüşlere sahip olsak da Türkiye ile olan dostluk çerçevesinde, bütün sorunların konuşulacağını ve halledilir olduğunu savundu.

Aslında yine;

—İran’a nükleer silah ürettikleri için yeni ambargolar uygulayacağız ama İsrail’e bir ambargo koymayacağız. Onlar bizdendir bizim politikamızdır. Bu zamana kadar Türkiye’yi kendi çıkarlarımıza göre nasıl kullandıysak yine sırtını ovuştura ovuştura aynı oyunlarımızı oynamaya devam edeceğiz!

“TÜRKİYE” SINIRLARINI NE KADAR DÜŞMANLARINA AÇSA DA, ASLA ONLAR, DOST OLMAYACAKTIR! TARİH DE NE KADAR PARÇALANMAK VE BÖLÜNMEK İSTENDİYSE YİNE AYNI OYUNLAR OYNANARAK, DÜNYA DURDUKÇA DEVAM EDECEKTİR! VER-KURTUL POLİTİKASI BARIŞ DEĞİL, HAİNLİKTİR!