Erdoğan Davos metro...

“Davos fatihi.”

“Mazlumların sesi Erdoğan.”

“Davos fatihi hoş geldin.”

“Tarih cesur liderler tarafından yazılır.”

“Türkiye uyuma başbakana sahip çık!”

Yukarıdaki sloganlar havaalanında baklayan kalabalığın attığı sloganların bir bölümü. Başbakan Erdoğan Davos dönüşü büyük bir kalabalık tarafından karşılandı. Organize bir şekilde çoğalan yurttaşın gösterdiği duygusal sahiplenme bir yana, Türkiye’nin hızla Ortadoğu’nun hamiliğine sürüklendiğini ve İsrail karşıtlığı üzerine daha çok iç politikaya yönelik olduğu savlanan değerlendirmelerin yapıldığı bıçak sırtı zamanlardan geçiyoruz.

“Kahrolsun İsrail!” sloganları atılırken Başbakanı getiren uçağın hava alanına indiği belirtiliyordu.

Başbakan yorgun ve düşünceli bir ifade ile halkın arasında yürüdü ve kürsüye çıktı;

“Değerli basın mensupları. İsviçre Davos’a yaptığımız ziyaret bitti. Dünya ekonomik forumu devlet yöneticileri ile sermaye bir araya getirmek. Dünya ekonomisini yeniden canlandırmak için önlemler konuşuldu. Bende bu toplantılarda ülkemizi anlattım. Ayrıca iki ayrı toplantıda Asya ve Ortadoğu ile ilgili görüşlerimi belirttim.” diye söze başladı ve ayrıntıları verdi.

“Bu günkü oturumun ikincisi İsrail ve Gazze ile ilgiliydi. Toplantı iyi bir şekilde devam ediyordu. Orada Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak konuştum. Akp başkanı olarak değil. Tavrım moderatöreydi. İlk tur konuşmalarında zaman iyi kullanıldı. Perez hiçbir ikaz almadan 23 dakika konuştu. Uslubu hayret vericiydi. İsim de vererek hakarete yönelik ifadeler kullanarak sunum yaptı. Suçlayıcı, buyurgan tavır ile yapılan açıklamaları kabul etmemiz olası değil. Ben siyasetten geliyorum. Monşerlerin âdetini pek bilmem. Sadece ben Türk milletinin onurunu sonuna kadar korurum. Bunu yaptım yapmaya devam edeceğim. Yumuşak başlıysam uysal koyun değilim! Hangi başbakan konuşsa aynı tavrı gösterirdi. Moderatör söz istediğim zaman kapatma yoluna gitti. Sözümü kessince dosyamı alıp ayrıldım. Sataşmalara yanıt vermem engellendi. Kimsenin ülkemin saygınlığını, onurunu çiğnemesine izin veremezdim. Yarın İstanbul belediyesinin metro açılışı var orada ayrıntılı açıklama yapacağım.”

“Bir soru üzerine Peres ile yaptığı telefon görüşmesini özetledi. Yarın metro açılışında ayrıntılarını verebilirim. İsrail ile ilişmişlerimizde öfke ile kalkıp zarar ile oturmayız. Bizim tavrımız İsrail halkına değil yönetimine.”

“Türkiye birileri “kim ne der” diye tavır belirlemeyecek. Türkiyenin söylediklerine göre başkaları tavır almalı. Biz güçlüyüz. Barışı her zaman savunacağız. Türkiye’nin barışın bu bölgede sigortası olduğunu görmesi lazım.”

“Oturum ben çıkınca bitti. Olumlu görüş belirten, destekleyenler oldu.”

Bazısı yarına kalsın, yarın görüşürüz.”diye basın toplantısını bitirdi. Dışarıda bekleyen halka el sallayarak eşi Emine Erdoğan ile yürüdü. Kendisi için hazırlanan bölüme çıktı. Sloganlar eşliğinde konuşmasına başladı. Burada da; “Sevgili. Gecenin bu saatinde sizi buraya toplayan asil duyguyu çok iyi biliyorum. Bu sizin asaletli duruşunuz bizi kimsesizlerin kimsesi sessizlerin sesi haline getirmiştir. Daha iyi bir dünya özleminin sesidir. Güçlünün değil haklının sesidir.Sizler bu gece burada vakur duruşunuzla ‘biz kapalı kapılar ardında başka, meydanlarda başka konuşan siyasetçiler istemiyoruz.’dediniz. Biz doğru bildiğini her yerde dosdoğru söyleyen siyaset istiyoruz. Siz bu tavrınızla bunu destekliyorsunuz. Sevgili kardeşlerim, Türkü ile Kürdü ile, Müslümanı, Hiristiyanı… ile yetmiş milyon aynı sesi verdiniz. Dik durduk, dik durmaya devam edeceğiz. Türk milletine yakışan budur. Kendi vatandaşları arasında ayırım yapmadan dik duracağız. Türkiye olmazsa ne olur sorusunu birilerinin kendine sorması lazım.”

Başbakanın Davos dönüşü yaptığı açıklamaları kısa notlar halinde yazmaya çalıştım. Dikkat çekici iki nokta vardı. Birincisi eski siyasetçilerden farklı olduğunu belirtti. İkinci nokta ise yaşanan sürecin iç politikaya yönelik olarak istismar edilmesi. Sanırım yerel seçimler yaklaşırken yaşanan bocalamanın oy kaybının ve ekonomik başarısızlığın sertleşmede etkisi olduğu yönündeki değerlendirmelerde yabana atılacak gibi değil.

Toplantıda Peres’in suçlamaları ya da söyledikleri ile ilgili ayrıntılar yoktu. Konuşmacılara verilen sürelerde haksızlık yapıldığını vurguladı. Ve özetle tepkisinin İsrail’in şu anki yönetimine olduğunu söyledi. Fakat sıcağı sıcağına medyaya düşen değerlendirmelerde ise tavrın moderatöre olduğu idi.

Gelişmeleri izlemeye, yorumlamaya devam edeceğiz.

Ankara. 30 Ocak 2009