Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Mahmut Ekrem Muhalefet demokrasiye geliştirir

http://blog.milliyet.com.tr/profilimaspx

10 Mart '15

 
Kategori
Güncel
 

Erdoğan'ın eleştirilerinin tehdite dönüştürülmesi!

Erdoğan'ın eleştirilerinin tehdite dönüştürülmesi!
 

Eleştiri ve tehdit her zaman işe yarıyor mu?

Bürokrasi ve siyaset arenasında, eleştirisel tehditler ikbal ve gelecek bekleyen bir takım insanları bir yere kadar bağımlı kılabiliyor. Buna ister parti disiplini, ister yaranma, isterseniz de koltuk sevdalısı damgasını vurun.

Çünkü, ülkemiz de bu tip bürokrat ve siyasetçi örnekleri her daim, yazılı ve görsel basın da karşımıza çıkar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sık sık başvurduğu bir yöntemdir, dozunu aşırdığı bu tip eleştiriler. 

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı ve Mit Müsteşarı Hakan Fidan olayı, buna en güzel iki örnektir.

MB Başkanına, dozunu giderek arttırdığı eleştiri oklarını, vatan hainliğine kadar götürmekte bir sakınca görmedi. Konu hepimizin malümu, ülke ekonomisinin kötü gidişine, bir kurban bulma hamlesinin sonucuydu; Merkez Bankası'nın 2014 Ocak ayında ki faız arttırması ipleri koparan neden oldu. MB 29 Ocak 2014'deki toplantısında doların ateşini düşürebilmek ve yurt dışında ki gelişmelerin etkilerini  minimum seviyelere indirgemek adına faizlerde 5,5 artışa gitmişti.

Mayıs 2014'te o gün Başbakan olan Erdoğan, MB'nin 0,50 puanlık faiz indiri mi için ''Böyle yarım puanlık indirim, milletle dalga geçmektir, siz bugüne kadar açıkladığınız enflasyonlarda hiçbir zaman tutturabildiniz mi? Hep revize ettiniz. Faiz sebeptir, enflasyon netice.'' dedi.

16 Ocak'ta ise ''Ey Merkez Bankası daha neyi bekliyorsunuz çıkışını yaptı ve 20 Ocak'ta MB.Para Politika Kurulu faizi 8,75 ten 7,25'e indirmeside yeterli bulunmayarak,

9 Şubat'ta ''MB'sı süreci yönetemiyor, hesabını o verecektir. Bize karşı bağımsızlık mücadelesi veriyor da, başka yerlere karşı bağımlılığı mı var?'' Ve  vatan hainliğine kadar giden  açıklamalar doların ateşini her geçen gün biraz daha yükselmesine neden teşkil etti.

Erdoğan bunları söylerken, TRT'de Baş Danışmanı ise , MB. Başkanı Erdem Başçı'ya şöyle sesleniyordu. ''Bunu yapamıyorum, korkuyorum diyorsan, o zaman kalkarsın koltuktan, korkmayan biri oturur''.

Eleştirinin ve tehditin boyutları arttıkça ekonomik krize biraz daha yakınlaşmak kaçınılmaz oluyor. Yatırımlar için güvenli bir ülke olmaktan çıkıyorsunuz. Yabancı yatırımcı için riskli ülke durumu ortaya çıkıyor.

Bugün 2.60 Seviyelerine fırlayan dolar, ekonominin tehdit ve eleştiri dozlarının yükselmesiyle balataları yakması, dolayısiyle frenin tutmaz hale  gelmesidir.

Cumhurbaşkanı acilen ekonomi danışmanlarını devre dışı bırakmalı  ya da alçak perdeden eleştiriler yapmalıdır. Daha doğrusu yürütmeyi devre dışı bırakmamalıdır.

Merkez Bankası gibi ekonomiye yön veren özerk kuruluşlara müdahale ters teperken, bürokrasi ve siyaset arenası'nda eleştiriler ve sitemlerin geri adım atılmasını sağladığı görülmektedir.

Son örnek  Hakan Fidan olayı, 25. dönem Milletvekilliği adaylığı için AKP yaptığı başvuruyu geri çekmesi gibi! 

MİT'ten istifa edip, Milletvekilliği aday adaylığına soyunan bir bürokratın,Cumhurbaşkanı ve Başbakan'dan onay almadan böyle bir işe kalkışması ne kadar akla yatkındır?

Erdoğan'ın '' Sır küpüm'', ''T.C Devletinin sır küpü'', Türkiye'nin geleceğinin sır küpü' diye nitelendirdiği bir bürokratın görüşmeden istifa etmesinin altında ki nedenleri iyi tahlil etmek gerekmez mi?

Erdoğan'ın, ''onaylamıyorum, Fidan'ın istifasına olumlu bakmıyorum, onu o göreve ben getirdim, müsaade edilmiyorsa orada kalması ve ayrılmaması gerekirdi''. 'Dolayısiyle vede kırgınım'' şeklinde ki eleştiri ve baskılar Fidan'ı geri döndürebiliyor!

Neden?

İkbal (gelecek) korkusu mu?

 
Toplam blog
: 147
: 638
Kayıt tarihi
: 13.05.08
 
 

Hızla kirlenen dünyamızda, üstümüze düşen görevi yerine getirmek için çalışmak, gelecek kuşaklara..